Lost Facts

225 39 13
                                    

İyi okumalar dilerim. Oy ve yorumları unutmayın. Diğer kitaplarıma da bakıp beni takip ederseniz de çok mutlu olurum.  Bölüm çok uzun oldu. Ama dolu dolu bir bölüm.

Jisoo.

Kim Jisoo.

O, ada da uyandığı günden beri hep bir gizemliydi. Önce sadece onda olan bıçak. Sonra bize karşı düşman tavırları. Hep bir gizemliydi.

Şimdi ise hepimiz toplanmış ve yine onun bir açıklama yapmasını bekliyorduk. Ortalığı yine savaş alanına çevirmiş ve şimdi de konuşmamaya yeminli gibiydi.

Susuyordu. Bizi delirmek umrunda değilmiş gibi susuyordu.

Taehyung ise o da aynı şekilde Jisoo'dan bir açıklama bekliyordu. Aklıma gelen şeyi şiddetle reddediyor ve şuan gerekirse Jisoo'nun konuşması için ona şiddet uygulamayı bile düşünüyordum. Neden bilmiyorum ama Taehyung'u kötüleyecek bir şey söyleyecek diye ödüm kopuyordu. Ona bağlanmış mıydım? Belki. Onu seviyor muydum? Biraz. O Jisoo'ya dokunmuş mudur? Asla!

Beynim bu ihtimali ısrarla reddediyordu. Aynı şekilde bende reddediyor ve Jisoo'nun konuşmasını bekliyordum.

"Konuşacak mısın?" Diye sordu Jimin Jisoo'ya bakarak. Jisoo gözyaşları ile ıslanmış yüzünü yere sabitlemişti. Korkuyordu. Ama neyden? Taehyung'tan mı? Yoksa bizim tepkimizden mi?

"Ne bu? Dizi mi çekiyoruz burada?! Konuşacaksan konuş! Konuşmayacaksan da konuşmayacağım de bizde boşuna beklemeyelim!" Dedi sinirle Chaeyoung. Jennie sinirle oturduğu koltuktan kalkıp kapıya doğru yürüdü sert adımlarla. Kaşlarımı çatarak arkasından baktım hayretle.

"Nereye?!" Diye sordum o daha kapıya varmadan. Durdu ve arkasını dönüp konuştu. Bana değil gözlerini Jisoo'ya ve Taehyung'a dikmiş vaziyette konuştu.

"Değerli vaktimi harcayacak daha iyi bir şeyler yapmaya." Dedi Jennie rahat bir tavırla.

"Cidden mi Jennie? Böyle bir durumda bile önceliğin değerli vaktin mi? Belki seninle ilgili önemli bir şey söyleyecek?" Diye azarladı onu Jungkook.

"Her şey ortada değil mi Jungkook? Siz niye duymaya bu kadar meraklısınız?" Diye sordu Jennie sesi sertleşmişti.

"Buna inanmış olamazsın Jennie?!" Diye bağırdı Chaeyoung sinirle. Sanırım Taehyung'a bunu yakıştıramadı, hepimiz gibi. Ama Jennie pek öyle durmuyordu.

" Neden yapmasın? Erkek değil mi o da? Doğalarında yok mu bunların? Ben şahsen hiç şaşırmadım!" Dedi Jennie sonlara doğru sesi yükselmişti.

"Kapa çeneni Jennie!" Diye bağırdı Namjoon. Jennie kahkaha attı.

"Neden? Doğruları söylüyorum diye mi? Sende bilmiyor musun Namjoon? Hatta ilk sana söylemedi mi? Hatta o günden beridir Taehyung'un ona bırak yaklaşmasını konuşmasına bile izin vermiyorsun. Yalan mı?" Diye sordu Jennie.

Taehyung niye susuyordu?

"Konuşsana Taehyung? Sana attığı iftirayı duymuyor musun?!" Diye bağırdı Jungkook sinirle ayağa kalkıp Taehyung'u da yakasından tutup kaldırarak.

"İftira değil." Dedi Taehyung.

Ağzım açık bir şekilde Taehyung'a bakakaldım. Ne diyordu bu adam böyle?

"Ne?!" Dedi hayretle ilk tepkiyi vererek Jungkook. Taehyung'un yakasını tutan eli gevşemiş ve düşmüştü yakasından.

"Sen ne diyorsun oğlum?!" Diye bağırdı birden Jimin Taehyung'un yanına gidip onu göğsünden itti ve sarstı onu. Ama Taehyung'ta tıpkı Jisoo gibi yere bakıyor ve ağlıyordu.

-The I-Land-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin