"Erez, bak ruhumu teslim edeceğim şimdi. Git mutfağa revani yap" dedim sertçe. Beni umursamadan büyük adımlarla üstüme doğru yürüdüğünde gözlerim büyüdü.

Üzerime eğilip çenemi ısırdı ve ısırdığı yeri sertçe öptü. Sonunda odadan çıktığında hissettiğim acıdan dolayı rahatça suratımı buruşturdum.

Mutfaktan gelen takırtıları duyduğumda gülümsedim, cidden revani yapıyordu. Erez'in Devran arar diye kapattırdığı telefonumu elime alıp siyah ekranın açılmasını bekledim. Ekran açılır açılmaz ekranda gözüken aramalarla kaşlarım çatıldı.

Dört defa Devran, bir defa Bera aramıştı. Büyük ihtimalle onu da Devran zorla arattırmıştı. Gülerken bu sefer attığı mesajlara girdim.

Devran: Ekin'im neden telefonlarımı açmadığını gerçekten anlayamıyorum.

Devran: Sanki sizi rahatsız mı edeceğim?

Devran: Neyse, Uygar'a zorla kokoreç yedirdik o da denize kustu. Gerçekten bok tadı aldığını iddiaa ediyor, bok tadını nereden bildiği meçhul.

Devran: Bunu söylemek için aramıştım ama hakkını kaybettin.

Devran: Bu yüzden umuyorum ki Erez her ne yapıyorsa hakkını vererek bunu telafi etmiştir.

Kıpkırmızı bir suratla mesajlarını okudum. Elimle sertçe suratımı kapatırken nefesimi tutup kendimi boğmaya çalıştım.

Kendimi bu şekilde öldüremeyeceğimi ve malum acıdan dolayı ayağa kalkıp kendimi camdan atamayacağımı fark edince "Salak Erez!" diye bağırdım. Neden ona bağırdığımı bile bilmiyordum.

Erez benim aksime daha ılımlı bir sesle "Kudurma Ekin" dedi. Öfkeyle gözlerimi kapattım, ama gözlerimi kapatmamla yorgun vücudumu büyük bir uyku bastırdığında büyükçe esnedim.

Neyse, Devran kaynım sayılırdı. Buna sonra sinirlenirdim, uykum vardı.

Ne kadar süre orada öylece yattığımı bilmiyordu, ama uyku ve uyanıklık arasındaki o çizgide gidip geldiğim sırada Erez'in minik dokunuşlarıyla gözlerimi araladım.

"Aferin, beni beklemişsin" dediğinde sırıttım. "Delikanlı adam sözünden dönmez" dedim, kalçam ağrıyor diyemedim.

Söylediklerime sesli bir şekilde gülerken alnıma düşen saçlarımı elleriyle geriye doğru taradı. "Ee, revani?"

"Hazır, dinleniyor" dediğinde bu tatlıyı yapmayı nereden bildiğini bile sorgulayamadım. Aşırı derecede canım çekmişti. Sonra örtüyü üzerimden çektiğinde kasıldım, sabaha kadar görmediği bir şey kalmamıştı ama hala utanıyordum.

Erez belimden tutup beni hafifçe yataktan ayırdı. "Bacaklarını belime dolar mısın?" dediğinde derin bir nefes alıp hafif sızıyı umursamamaya çalışarak bacaklarımı beline doladım. Bir eliyle çıplak sırtımı tutarken beni yavaşça yataktan kaldırdı.

Göğsü titrediğinde kaşlarımı çatıp kafamı hafifçe geri çekip yüzüne baktım. "Neden güldün?" dediğim sırada yüzüklü ellerimle omuzlarına sıkıca tutundum.

Odamdaki banyoya doğru ilerlerlen "Sarhoş olduğun gece de böyle bir şey yaşamıştık. O aklıma geldi" dedi, dolgun dudakları kıvrılmıştı, omuzlarıma bastırdı.

Banyoya girdiğinde bakışlarım bir an duvarda duran aynaya kaydığında vücudumdaki ve boynumdan çeneme doğru uzanan yoğun iz ve ısırıklar gözlerimi devirmeme sebep oldu. Dayanamayıp kalçamı da ısırdığı için orada bile bir çok ısırık ve morarma vardı.

disiplinWhere stories live. Discover now