BÖLÜM YEDİ: SADAKAT

19.7K 1.5K 3.1K
                                    




HERKESE MERHABA! OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI LÜTFEN UNUTMAYIN <3


*

İştahımı kaçırdıktan sonra neşeyle afiyet olsun demek tam da Estes'e yakışacak bir hareketti. Kral neşe içinde çorbasını içmeye başlarken yaşadığım içsel karmaşa yüzünden yutkunmakta bile güçlük çekiyordum.

"Baba." Andre'nin sesi duyulduğunda kral yemek yemeğe ara verdi. "İkisinin evliliği gerçekten de doğru bir karar mı sence?"

"Neden doğru olmasın ki?" dedi Ezra. Sesinde meydan okuyan bir tını vardı. Sanki kardeşini kendisine karşı çıkmaması konusunda uyarır gibiydi.

Andre, Ezra'nın sesindeki sertliği fark etmemiş ya da umursamamış olacak ki, "Kitana düşman kraliçenin kızı," diye itiraz etmeyi sürdürdü. "Halk bunu ne kadar hoş karşılar?"

Masada gözler bir Ezra'ya bir Andre'ye dokunuyordu. Az önce yüzünde rahatsız edici bir gülümseme olan Rena şimdi kıskançlık içinde Andre'ye bakıyordu.

"Kardeşim," dedi Ezra. "Seninle evlenseydi bu söylediğinde haklı olabilirdin ama Vincent'i kendinle ya da bizimle bir tutma."

Andre tek kaşını kaldırdı ve bakışlarıyla abisinin öfkeli bakışlarına karşılık vermeye başladı. "Ne demek bu?"

"Şu demek," dedi Ezra. "Halk Vincent'i geleceğin kralı olarak görüyor. Ona gösterdikleri saygı apayrı. Onun kararlarını sorgulamazlar, direkt kabul ederler."

Andre ne söyleyeceğini şaşırmış bir şekilde abisine baktıktan sonra derin bir nefes aldı. Ardından tekrar babasına baktı. "Peki İrina ne olacak?" diye sordu. "Kızının evlenmesini kabul etmeyecek, bunu otoritesine bir hakaret olarak görecektir." Ezra tekrardan bir şey söylemek üzereydi ki Andre ondan daha önce duymadığım sert bir ses tonuyla, "Babamla konuşuyorum, Ezra," dedi. "Fikrini sorduğumuzda söylersin."

Ezra kaşlarını hafifçe kaldırdı. Gözlerinden kardeşine olan öfkesi anlaşılsa da dudaklarına sinir bozucu bir gülümseme yerleştirdi. Masada tansiyonun yükseldiğini anlayan Estes, "İrina sorun çıkarmayacak," dedi. "Bu evlilikten haberi var. Bu evliliğin aramızdaki savaşı da sonlandıracağı yönünde karşılıklı umutlarımız var."

Ya kulaklarım ya zihnim bana büyük bir oyun oynuyor olmalıydı. Kalbim sanki atmayı bırakmış gibiydi. Şu an yaşadığım şeyin bir kâbus olmasını diliyordum. Annem beni barış karşılığı satmış mıydı gerçekten?

"Annem mi istedi bunu?" diye mırıldandım. Nefes almayı unutmuştum.

Estes orada olduğumu yeni anımsamış gibi baktıktan sonra başını aşağı yukarı salladı. "Evet. Ona çocuklarımızı evlendirme kararı aldığımı söyleyen bir mektup yazdım. O da bu evliliğin aramızdaki kavgayı sonlandırabileceğini söyledi."

Sakinliğimi korumak için elimi masanın altına koyup dizimi sıktım. "Yani barış teklifi annemden geldi, öyle mi?"

Kelimenin tam anlamıyla söylenen her şeyi tekrar eden bir aptal gibi göründüğümün farkındaydım ama duyduklarıma inanasım gelmiyordu bir türlü. Annem gibi hırslı, savaşı kazanmak için öz kızını düşman topraklarına gönderecek kadar gözü dönmüş bir kadın barış yanlısı olamazdı.

Zihnimde şimşekler çaktı. Belki de planı buydu en başından beri, kim bilir?

Estes soruma cevap vermezken Andre, "Saçmalık bu," diyerek yorumda bulundu. Kralın kararını apaçık bir şekilde aşağıladığını yeni fark etmiş olacak ki gözlerinden kıvılcım çıkan babasına baktı. "Öyle demek istemedim," diye lafı çevirdi. "Özür dilerim fakat İrina barış kurallarına asla uymayacaktır. Böyle bir kadın için neden abimi evlendiriyorsunuz ki?"

KAYBOLMUŞ RUHLAR SARAYI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now