"ɢɪᴅᴇʟɪᴍ."

479 43 301
                                    

Güneş tepeye tırmanırken Elizabeth evden çıkmıştı. James'ın evine vardığında güneş de en tepeye varmak üzereydi. Genç kız dün ailesinin alışık olmadığı bir saatte eve dönmüştü. Annesi bunu bir süre sorgulamış olsa da o bunu umursamamış, kız kardeşiyle paylaştığı odasındaki yatağına saklanıp gece boyu sırıtmıştı. Sırıtarak o günü düşünmüştü; Regulus'a sarıldığı dakikaları, Regulus'un gözyaşlarıyla dolu gözlerini, Regulus'un anlattıklarını, James ve Regulus'un kahkahalarını, Regulus Arcturus Black'in gerçek olmasını ve belki de milyarlarca kişi arasından ona denk gelmesini... Elizabeth o gece o kadar çok düşündü ve günlüğüne o kadar çok şey yazdı ki, Elizabeth o gece o kadar çok sırıttı ki ablası ona ne olduğunu sorma gereği bile duydu.

Sonraki sabahsa genç kız elindeki Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabıyla güneş ışığı eşliğinde James'ın evine yürümüştü. Son günlerde Regulus sayesinde buraya oldukça sık gelir olduğunu fark etti yürürken. James ile tanışıklıkları çok uzun değildi. Bu garipti, James da garipti. Her şey öyle garipti ki. Ama garip olması öyle güzeldi ki. Elizabeth on altı yıllık hayatının on altı yılında da gariplik beklemişti. Geçen yıla kadar, James'la tanışana kadar, bu pek de olmamıştı. James'la tanışmasının garip olduğunu kabul edebilirdi. Ama Regulus, Regulus Black bambaşka bir parazitti.

Elizabeth bunları düşünerek kapıyı tıklattığında bir süre kimse kapıyı açmadı. Bir kez daha tıklatmak için elini havaya kaldırdığında ayak sesleri duydu ve bu fikirden vazgeçti. Az sonra kapı açıldığında Regulus'la göz göze gelmiş ve gülümseyip kitabı havaya sallamıştı.

"Bak sana ne getirdiiim!"

Regulus merakla kitabı kapıp içeri geçerken Elizabeth arkasından ona bakıp ofladı.

"Sana da günaydın Reggy!" diye bağırmayı ihmal etmedi. Regulus kısa bir an arkasını döndü, başını kitaptan kaldırdı ve gülümseyerek:

"Günaydın Elizabeth." dedi. Ardından tekrar kitaba gömülüp yavaş adımlarla mutfağa ilerledi. Elizabeth de peşine takıldı.

Mutfağa vardığında James'ı göremedi. Genç kızın kaşları çatıldı hafifçe.

"Jamie nerede?" diye sordu mutfak tezgahına göz atarken. Tezgah bomboştu.

"Sabah erkenden çıkmış." dedi Regulus. Gözlerinin ve tüm dikkatinin kitapta olduğu belliydi. Elizabeth'in kaşları daha da çatıldı. Cebinden telefonunu çıkardı ve mesajları kontrol etti.

Jamie
Kütüphanede paralel evrenlerle ilgili araştırma yapacağım. Sen de pek sevgili arkadaşınla takıl :)

Elizabeth mesajı okurken önce rahatladı ve ardından kıkırdadı. James'ın onu herkesle shipleyerek eğlendiğini biliyordu. Bunu yapmamasını söylemekten bir süre önce vazgeçmiş ve Elizabeth de oğlanı herkesle shiplemeye başlamıştı. James'la bir şekilde orta yolu bulmalarını seviyordu.

"Neredeymiş?"

Regulus'un sorusuyla Elizabeth'in gözleri ekrandan oğlana kaydı.

"Kütüphanede paralel evrenler konusunu araştırıyor." dedi. Regulus gözleriyle kızın elindeki telefonu işaret etti.

"O ne?" diye sordu. Elizabeth telefonu havada salladı.

"Bu mu?"

Regulus başını sallayıp onayladı.

"Bir tür muggle cihazı." dedi kız. Ardından omuz silkti. Regulus da omuz silkti ve kitabı incelemeye döndü. Elizabeth oğlanın kitabın sayfalarını karıştırmasını izledi bir süre. Ardından:

"Kitabı sonra okusan da yemek yapmama yardım etsen?" diye sordu. Regulus kitabı kapatmadan başını kıza kaldırdı ve yutkundu.

"Bir ev cininiz yok mu?" diye sordu. Elizabeth bunu duyduğunda oğlanın hiç yemek yapmadığını hatırlayıp güldü. Regulus utançla kızarırken Elizabeth başını salladı.

Ölü Bir Oğlan Çocuğu (𝓡. 𝓐. 𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)Where stories live. Discover now