"sᴀɴᴀ ɪɴᴀɴɪʏᴏʀᴜᴍ."

614 63 388
                                    

Elizabeth seke seke  gelmeye alışık olduğu evin bahçesinden içeri girdi ve yine seke seke evin kapısına kadar ilerledi. Kulaklığını kulağından çıkarıp çantasına koyduktan sonra kapı ziline basıp bekledi. Gerçekten rahatsız edici bir kuş cikleme sesine sahip zil çalarken yüzünü buruşturup elleriyle kulaklarını kapattı. Bir süre bekleyip istemeye istemeye zile tekrar bastı ve tekrar bekledi.

"TANRIM!" diye bir ses geldiğinde birilerinin geleceğini anlayıp tekrar bekledi. Bir süre daha kimse gelmeyince bu kez kulaklarına zarar vermek yerine kapıyı yumruklayıp yüksek sesle:

"BEN GELDİM JAM JAM!" diye bağırdı. Sonra kulağını kapıya dayayıp içeriyi dinlemeye çalıştı ama şansına kapı tam o sırada açıldı ve Elizabeth James'ın üstüne düştü. James oflayarak onu üstünden attı ve kısık sesle bir küfür savurdu. Elizabeth de bir küfür savurup doğruldu ve ayakkabılarını çıkarıp kenara fırlattı.

"Ne kadar da misafirperversin!" diye James'a bağırıp mutfağa giderken James da onun arkasından bağırdı:

"Misafirimi uyandıracaksın!"

Elizabeth mutfak kapısından belirip James'a baktı ve fısıldayarak:

"O burada mı?" diye sordu. O sırada üst kata çıkan merdivenlerde James'ın t-shirtlerinden birini giymiş olan ve rahatsız olduğu için t-shirtü çekiştirip duran Regulus  göründü. Elizabeth:

"Aaaa selam!" diyerek gülümsediğinde James onun dakikasında bir meleğe dönüşmesini şaşkınlıkla izledi.

"Daha az önce küfür ediyordun!" dedi işaret parmağını kıza sallarken. Elizabeth de kaşlarını çatıp işaret parmağını James'a salladı.

"Bir centilmen gibi beni yerden kaldırmak yerine yere fırlattın!" dedi. James oflayıp:

"Bırak artık şu hayallerini. Kim olsa seni yere fırlatırdı!" diye huysuzlandı. Elizabeth mızmız çocuklar gibi omuz silkerken Regulus onların atışmalarına oflayıp James'a hitaben:

"Kahvaltı hazırladın mı?" diye sordu. James kaşlarını çatarak Regulus'a baktı.

"Üzgünüm pek sevgili kocacığım ama daha başlayamadım." dedi alay edercesine. Her sabah kahvaltısını hazırlayan Kreacher'a alışkın olan Regulus onun bu tepkisine göz devirdi.

"Ben misafirim." deyip James'ın oturma odasına girdi ve kendini koltuğa bıraktı. James onun bu tavrına hahlayıp ayaklandı. Elizabeth'le göz göze geldiklerinde ikisi arasında kısa bir an kahvaltıyı kimin yapacağına dair bir bakışma geçti. Elizabeth:

"Ben de misafirim!" diyerek oturma odasına koştu ve hızla Regulus'un yanına oturdu. Regulus ona şaşkınca bakarken James oflayıp:

"Birdi iki oldular." diyerek mutfağa girdi.  James mutfakta kahvaltı yapmakla uğraşırken Regulus böm böm neredeyse üzerine atlamış olan kıza baktı. Elizabeth de ona baktı ve kısa bir süre sonra dudak büzüp omuz silkti. Oğlanın elindeki kumandayı aldı ve kanal değiştirmeye devam etti.

"Burada mı kalacaksın?" diye sordu o arada da. Regulus hafifçe başını sallayıp kenara kaydığında ikilinin birbirlerine değen bacakları ayrılmıştı. Elizabeth göz ucuyla bacaklarının olduğu tarafa kısa bir bakış attıktan sonra kanal değiştirmeye devam etti.

"Peki ya Hogwarts, abin?" diye sordu Elizabeth. Regulus omuz silkti.

"Abim beni umursamayı bırakalı yıllar oluyor." dedi kısık sesle. Elizabeth göz ucuyla oğlana baktı tekrar. Regulus da onun bu bakışlarına karşılık verdi bu kez. Elizabeth o kısa bakışta Regulus'un kırgınlığını tattı gözleriyle. Bu tam bir tadış değildi elbette, birkaç saniyelik bakışla anlaşılabilecek şeyler de değildi. Bu sadece Elizabeth'in tahminler yürütebilmesi için ufak bir ipucuydu. 

Ölü Bir Oğlan Çocuğu (𝓡. 𝓐. 𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ