Alev | Kara Bela

on bir

Kimler burada? Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Odaya yaklaştıkça dizlerim titrese de, yüzümde ki gülümsemeyi silip atamıyordum. Hanım annenin söyledikleriyle içeri koşarak girip Ali'ye sarılmak, Hasret ablanın taktikleriyle de üstüne atlayıp dudaklarına yapışmak istiyordum. Kendimden beklemediğim isterlerdi bunlar, ne ara bu hale gelmiştim, ben de bilmiyordum.

Heyecan kanımı kaynatırken, eşyaları dizime koyup boşa çıkan elimle kapıyı açtım. Etrafta kimse yoktu. Elbiseleri özenle yatağın üstüne serip banyoya baktım, burada değildi. Geriye sadece oturma odası kaldığında kapıyı tıklatıp içeri girdim. Koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Üstü çıplaktı, altında sadece pijaması vardı. Beni görünce telaşla doğruldu. Onu yarı çıplak görünce bende utanmıştım.

'Ne zaman geldin?'

'Şimdi.. Hasret abla diktiği elbiseleri getirmiş. Hepsi birbirinden güzel. Deneyip sana göstermek istiyorum. Sende görmek istersen tabi..'

Gülmemek için iç dudaklarımı ısırırken olumlu manada başını salladı. İyice açılmıştı valla, ne üstümü giyeyim nazları, ne kaçırdığı bakışları.. iki hafta gibi kısa bir sürede hepsi ortadan kalkmıştı. Tam çıkacağım sırada televizyonu kapatıp arkasına yaslandı. Asıl film şimdi başlıyordu, işin kötüsü benim kapatma tuşum da yoktu..

Ellerimi sevinçle çırpıp dışarı çıktım ve ev için diktiklerine bakarken eşya yığınının arasında son anda bir paket farkettim. Lacivert elbisenin eteğinin içine, kilitli iğneyle tutturulmuş kumaştan bir paket. İğneyi çıkarıp bohça yapılmış kumaşı açtığımda içinden dantelli bir gecelik, sabahlık ve not çıktı.

'Bu benden sana hediye. Yurt dışından ithal diyorlar bu dantele, çok pahalı ama sana değer Alev'im. Giy, saçlarını kabart, kokular sür, kocanın yanına yat. Adam da ne dert kalır ne tasa. Şifa niyetine giyip sokul yanına, eğer yine kalkmazsa mesleği bırakayım. Dikkat et öküz gibi yırtmasın sağını solunu, bir daha bedava dikmem, söylemeyi unutma kocana..'

Elimle ağzımı kapatıp kahkahamı bastırdım. Ben bunu nasıl giyecektim? Yarısı yoktu bu geceliğin.. Ali bu kadarını kaldıramazdı, ben alışıktım çıplaklığa ama Ali henüz bakmaya hazır mıydı, orasını nereden bilecektim?

Onu şimdilik kenarı koydum, gidişata göre en son giyebilirdim.. Evde giymem için bilerek dekolteli diktiği elbiselerden birini giyip ayna da kendime baktım. Kırmızı ipek saten döküm döküm durmuştu vücudumda. Çok güzeldi, bana bu kadar yakışan başka tek şey gelinlik olurdu. Dediği gibi saçlarımı kabartıp yanaklarımı çimdirip kızarttım. Yanına gitmeden önce lavaboya girip dişlerimi fırçaladım. Ne olur ne olmaz, ben önlemimi alayım da, temizlik zaten imandan gelirdi. Seke seke gittim yanına. Odaya girdim, utancımı yenmek için yüzüne bakmadan etrafımda döndüm. Dökümlü yakası açılıp, sütyenden taşan göğüslerimi sergiledi. Ben gülüyordum, o ciddiyetle izliyordu beni..

'Üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun.. Çok beğendim ben.. sen nasıl buldun?'

Tekrar döndüm etrafımda. Öyle lala gibi kalırsın karşımda. Eteklerimi tutup sağa sola reverans yaptım. Ali boğazını temizleyip başını salladı.

'Güzel. Çok açık.. Aşağı böyle indirmem..'

'Kapatırım düğmelerini..' dedim yaramaz kız çocukları gibi omuz kırıp.

'Bedenini çok sarmış. Aşağı böyle indirmem..'

'Üstüme yelek giyerim..' dedim, umursamıyormuş gibi yaparak. Tekrar döndüm etrafımda. Kudur Ali kudur. Sonra da üstüme atla, yarım bıraktığın işi tamamla..