dört

52K 2.2K 380
                                    



Haftaya görüşmek üzere, keyifli okumalar gece kuşları 💫

Benden kaçarcasına hızlıca giyinmeye başladı. Pijamaları da günlük kıyafetleri gibi bol, ve gösterişten uzaktı. Ayakta durmaya devam ederken önümden geçip yanmakta olan sigarasını söndürdü. Yazık oldu ama şimdi yarım sigara söner miydi? Zaten sabahtan beri başıma vurmuştu. Bir şekilde muhabbet açıp o yarım kalan sigaraya yaklaşmak istiyordum.
Camın önünde dikilirken bir adım daha girdim içeri.

'Selamın aleyküm..' mecbur konuşacaktı, Allah'ın selamını geri çevirmek olmazdı. Normal evliler şimdiye çokta yatağa girmişti ama bizim durumumuz çok farklıydı. Biz iki yabancı, iki serseriydik. Biz hemen normal olamayacaktık..

'Aleykümselam..' diyerek cevapladı beni tahmin ettiğim gibi. Farkında olmadan tuttuğum nefesi seslice geri verdim. Bir iki adım derken odanın ortasına kadar gelmiştim.

'Evliliği nasıl kabul ettin?'

Niye soruyordum ki? Nikah olmuştu ve buradaydık işte daha niye kurcalıyordum? Yanına sessizce yaklaşmaya devam ederken o hala camdan bakıyordu. Başını önüne eğdiğinde durdum, kendimi çaresiz bir zavallı olarak görüyordum ama onun benden hiçbir farkı yoktu.

'Evliliğin de bir işe yaramayacağını görsünler ve beni rahat bıraksınlar diye..'

Kalın ve tok sesi kulağıma doldukça tipiyle ne kadar uyumlu olduğunu farkettim. Konuşurken dudaklarının gireceği şekli merak etsem de zamanla göreceğimi biliyordum. Tam arkasında durduğumda soluduğum ucuz parfümlerden sonra kendine has kokusu doldu burnuma. İnsan düşününce bir odanın içinde.. günlerdir, aylardır, yıllardır. Rutubet kokacağını mı düşünmüştüm bilmem ki, böyle tertemiz kokunca, kokusunu ciğerlerime çekmeme engel olamadım.

'Belli olmaz..' dedim kısık bir sesle. Bir adım daha yaklaştığımda, göğüslerim pijamasına temas etti..

'Ben, ikimizin.. yani.. sana iyi geleceğimi düşünüyorum..'

'Dokunmazsan sevinirim..' dedi söylediğimi umursamadan.. Hanım anne de demişti, korkutma demişti. Ne diye gitmiştim üstüne. Utanıp kenarı çekildim, çok düşünmeden küllükte yarım bıraktığı sigarayı alıp dudaklarıma tutturdum. Küllüğün yanında ki çakmağı alıp yaktığımda başını bana çevirip baktı. Kaşlarını çatıp sesini yükseltti.

'Niye yarımı içiyorsun? Paket orada, içinden alsana!'

'Utandırdın biraz önce beni, kendimi fazlalık gibi hissediyorum zaten. Yarımla idare ederim..'

Ona bakmadan, tıpkı onun yaptığı gibi camdan bakarken konuşmaya çalıştım. Sıkıntılı bir nefes verip önüne döndü.

'Aslında gelmene sevindim..'

'Cidden mi?' başımı umutla ona çevirip doğru söyleyip söylemediğine baktım. Olumlu manada başını sallayıp devam etti..

'Yalnızlıktan kafayı yiyecektim artık. Annem bugün senden bahsedince sevindim. Arkadaşa ihtiyacım vardı. Konuşup kafamı dağıtacağım birine..'

'Başka?'

'Başka bir şey yok. Beklentini karşılayamam..'

'Yalnız bu benim değil ailenin beklentisi.. Beni sana arkadaş olayım diye istemediklerine eminim.'

'Boşver onları, ümidi kesip beni rahat bırakırlar.'

Ne olduğunu sormak istiyordum ama daha ilk günden üstüne gitmek ne kadar doğru olurdu bilemiyordum. Çabucak biten sigaramı söndürüp vücudumla birlikte ona döndüm. Kollarımı göğsümde bağlarken omzumu cama yasladım, sonunda ilgisini çektiğimde bakışlarını bana çevirdi.

Alev | Kara BelaWhere stories live. Discover now