13

24.8K 2.4K 1K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Ehehe nasılsınız bakalım, karneleri alanlar karneleriniz ne durumda bakayım?:') Umarım herkes güzel notlar alıp başarıyla tamamlamıştır bu dönemi Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, yazdığım gibi paylaşıyorum çünkü^^ Bol bol oy ve yorum isterim. Keyifli okumalar! :)

**

"Kırbaçla dövdüler diyorum sana. Sırf cinnet geçirdiği için cezalandırmak amacıyla onu az önce beni çıkarttığın odada kırbaçla defalarca darp edip sonrasında kilitleyip gittiler. Birilerini öldürmüş olsa dahi, bu muameleyi hak etmiyor, çünkü ruhsal problemleri var ve bilinçli bir şekilde yaptığını düşünmüyorum. Ayrıca ben üvey ailesinden şüpheleniyorum. Cinsel istismara uğramış olabileceğini düşünüyorum, bu yüzden arşivden dosyalarının bilgilerine ihtiyacım var. Onu araştıracağım." dedim uzun soluklu cümlemin ardından soluklanmak ihtiyacıyla ufak bir duraksama yaşadım.

Ben o kadar hararetli konuşurken, beni bölme ve araya girme gibi herhangi bir atılımda bulunmamıştı.

"Kırbaçla dövmeleri doğru değil, babanın haberi-" Duraksadığım anda bunu fırsat bilerek kendisi söze başlasa bile, sözlerini itinayla orta yolda bölüp ağzına tıkıştırdım.

"Babamın haberi olmadığını ama haber vereceğini söylediler. Ben pek zannetmiyorum kırbaçladıkları için babama söyleyeceklerini. Kendi başlarına buyruk davrandılar bence tamamen. Her şeye rağmen sessiz kalıp karışamamak çok koydu Hoseok, elimden hiç bir şey gelmedi. Yalnızca içeriye sızdım, yanımda ilkyardım çantası da getirmiştim neyse ki."

"Karışmamakla iyi yapmışsın çünkü sen burada çalışan bir personel değilsin en nihayetinde. Dışarıdan bir ziyaretçi olarak onlara müdahale etmen etik olmazdı zaten. Ha, onların yaptığını da tasvip etmiyorum elbette, kırbaçla darp etmeleri doğru değil kesinlikle, ben kıyamazdım mesela." dediğinde bakışlarım durağanlaştı ve tek bir noktaya sabitlenip kaldı.

"Her neyse sen neden ilkyardım çantasını getirdin ki yanında?" diye sorduğunda gözlerimi kırpıştırarak daldığım noktadan gözlerimi ayırıp kendime gelmeye çalıştım. Ardından bakışlarımı onun yüzüne sabitledim ve sırtımı duvara yaslayıp ellerimi göğsümde çaprazladım.

Bu hamlemle birlikte çantam sırtım ile duvar arasında sıkışmış olsa da ulaştığım konumumu bozmadım. Burnumdan derin bir nefes çektim içime, gözyaşı dökmemden ötürü burnumun tıkanması kaçınılmazdı.

Hoseok hemen karşıma geçmiş, o da kalçasını merdivenin korkuluklarına yaslamış bir şekilde ona cevap vermemi bekliyordu. Bakışları sorgulayıcı bir hale bürünürken, kaşları imayla havalandı.

Elleriyle demirlerden tutunurken, anlık göz kontağımızı bozup omzunun ardında kalan caddeye bakmaya son verdim. Gözlerimi gözlerine tırmandırıp dudaklarımı konuşmak adına araladım.

"Ben bugün senin izinli olduğunu tamamen aklımdan çıkarmışım, beni yeniden Taehyung'un yanına götürürsün ve iki dakika onu görmüş olurum hem de yaralarını temizlerim diye düşünmüş, bu yüzden de ilk yardım çantası getirmiştim yanımda." Düşüncelerimi ona ifşalarken, gözlerini devirerek başını onaylamaz bir şekilde iki yana salladı. "Tanrı aşkına Jungkook." dedi yakınırcasına, dilini damağına vurup cıklayarak.

"Hiç bir doktor ilgilenmemiş, yaralarını bile temizlememişti. Kafamda kurduğum gibi olmadı belki ama bir şekilde onunla aynı odada kalıp zaman geçirebildim. O sırada da yaralarını temizledim işte."

"Sana zarar verseydi, seni incitseydi ne yapacaktım ben? Bunun açıklamasını nasıl yapabilirdim, hesabını nasıl verebilirdim babana?" diye sorduğunda dudaklarımı büzerek sıkıntı içerisinde ofladım.

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now