disiplin

1 - Yaralı Çehreler

"Ekin hocam o işin havası" dedi Hasan.

Gülümseyerek "Biz bizeyken bana sadece Ekin diyebilirsiniz" dedim. Çok umurumda değildi, bana ismimle hitap etmeleri saygısızlık olarak göreceğim son şey olurdu galiba.

"Olmaz Hocaam" dedi Devran uzatarak. Gözlerimi devirdim. "Sus Devran" dedim tersçe.

"Hocam azar yediniz bizim yüzümüzden" dedi Uygar. O ve Erez diğerlerine göre daha ağır başlıydı. "Kusura bakmayın" dediğinde diğerleride ciddileşmişti.

"Siz bunları düşünmeyin" dedim ama sesim kısık çıkıyordu çünkü zoruma gitmişti bu raddede azarlanmak, hor görülmek. "Sadece düzene biraz ayak uydurun" dediğimde beni ikiletmeden kafalarını sallayarak onayladılar. Derin bir nefes aldım.

Cebimden sigara çıkardım ve dudaklarımın arasına koydum. "Çakmak var mı?" dediğimde Erez ve Uygar hariç hepsi ellerini ceplerine attılar. Kaşlarımı çattım.

Uygar "Aptallar" dedi dişlerinin arasından. Erez "Gerizekalılar" diye ekledi.

"Çıkarın ulan sigaraları" dedim sertçe. Birde sigarayla yakalanırlarsa kesin atılacaklardı çünkü. Devran Bera ve Hasan cebindeki sigara ve çakmakları çıkardıklarında hızla ellerinden aldım.

"Sınıfınıza" dediğimde söylene söylene terastan çıkmaya başladılar. Kıpırdamayan tek kişi Erezdi. Dudağımın arasındaki sigarayı alırken bakışlarımı gözlerine çeviremedim.

"Sen de sınıfına" dediğimde yine kıpırdamadı. Diğerleri terastan çıktığında sadece ikimiz kalmıştık.

"Ekin" dediğinde kafamı hızla kaldırıp gözlerine baktım. "Hocam" diye ekledi.

"Efendim?" dedim sakin kalmaya çalışarak. Ela gözlerini suratımdan bir saniye bile ayırmıyordu. Bir şeyleri çözmek ister gibiydi.

"Ekin Hocam, yarın boş musunuz?" dediğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Ne?" dediğimde hafifçe omuzlarını silkti.

"Çocuklarla ocak başına gideceğiz akşam, siz de gelin" dediğinde bir kaç saniye yüzüne baktım. Gözlerimi ellerime çevirirken "Sorun olmaz mı?" diye sordum.

Sikeyim, ilkokul bebesi miydim ben?

"Olmaz Ekin" dediğinde kafamı kaldırıp yine yüzüne baktım. Rahatsızlıkla "Hocam" diye ekledi.

Sırıtırken "Tamam, gelirim" dedim. Sert yüz hatları yumuşadı, yüzündeki yaralara bakarken yüzümü buruşturdum.

"Canın yanıyor mu?" diye sordum. Elimi kaldırıp dokunma isteği ile yandım ama cesaret edemiyordum, edemezdim.

"İyiyim, merak etme" dedi, gözlerine baktım. "yin, etmeyin" dediğinde gülümsedim, dudaklarımı yaladım. Bakışları değişti birden, gözleri gülümsememe kaydı. Yutkundum.

"Sınıfa gideyim o zaman ben" dediğinde rahatsızlıkla oturduğum yerde kıpırdandım. "Git o zaman" dediğimde bakışlarını dudaklarımdan hızla ayırıp arkasını döndü ve terastan çıktı. Bir kaç dakika terasta durdum ve derin derin nefesler aldım.

Erez'e olan bu ilgim hiç normal değildi, öğrenilirse linçlenirdim biliyordum. Sevdiğim öğrencilerim tarafından nefret edilmek beni bitirirdi, asla bir adım atamayacaktım, atamazdım. Gelip geçici bir şey olmalıydı, öyle olmak zorundaydı.
Derin bir nefes alıp sınıfa gittim.

İçeri girdiğimde herkes filme odaklanmıştı.

"Orospu çocuğu Harry, bir patronus büyüsü yapamadı" dedi Devran agresifçe. Ama benim girdiğimi görünce dudaklarını birbirine bastırdı. Ters ters yüzüne baktım.

Sude sinirle "Kolaysa sen yap" dediğinde sırıttım. "Sude sen kafayı yemişsin" dedi Hasan gülerken. Canla başla herkese karşı filmi savunuyordu. Yerime oturacağım sırada bakışlarım Erez'in sırasına kaydı. Boştu.

"Uygar, Erez nerede?" diye sorduğumda "Tuvalete gitti hocam" dedi. Bir kaç saniye duraksadım ama sonra kafamı sallayarak onayladım onu.

"Abi salak bu çocuk, nasıl baş karakter oldu" dediklerinden sırıtarak konuşmalarını dinledim. Semih "Her seferinde götünü harman kurtarıyor" dediğinde Sude ters ters suratına bakıp "Hermione" dedi.

"Hocam ne olur Ezel açabilir miyim?" dedi Devran

Bera "Kurtlar Vadisi açalım" dediğinde Sude tedirgin olmaya başlamıştı. "Ya hayır, vallaha açmam, flash benim değil mi?"

Devran gözlerini kıstı. "Bak bak, Eyşana bak" dediğinde Hasan "Yılan" dedi. Sude gözlerini devirdi ve filmi izlemeye devam etti.

O sırada kapı açıldığında içeri Erez girdi. Göz göze geldiğimizde hızla gözlerini kaçırıp sırasına doğru adımladı. Elleri ıslaktı, suratı kıpkırmızıydı.

Ders bitene kadar benimle bir daha göz göze gelmedi.

🖇

Erez yapma, yanarız.