'Oturacak halim mi kaldı? Sağ sol dinlemeden girişti, hangi tarafına oturayım..'

Hanım anne bu söylediğime okkalı bir kahkaha patlatırken kızlar kıkırdayarak hazırladı tepsiyi.

'Ben sana merhem bulurum, Ali'm bi güzel sürüverir, iyileşirsin dertlenme..'

'Onun yanına dönmeyeceğim, unut bu işi hanım anne..'

Ahlaya ohlaya oturdum kıçımın üstüne. Acısından gözüm dolsa da, karnım çok acıktığı için önüme gelen kahvaltıya başladım. Allah için sofralarında bir kuş sütü eksikti. İşin iyi tarafı benden esirgememeleriydi. Ben kendime bu kadar çeşit yapamıyordum. Bir zeytin bir peynir yetiyordu aslında, huzurda ve güvende olduktan sonra. Balın çeşitlisi, pekmezin tahinlisi. Zeytinin yeşili, eşekçisi. Allah bereket versin, saymayayım da bereketi kaçmasın. Yavaş yavaş yedim hepsinden, güzel demlenmiş çay eşliğinde. Kahvaltı öğününü de çok severdim zaten. Ekmeği ayrı, parmağımı ayrı, bandıra bandıra yedim baldan..

'Sabah kahvaltıyı yukarı çıkarıverin, oğlanla karşılıklı yesin böyle..'

'Olur hanımım, pek iştahlı maşAllah..'

'Kız sizde var ya, lokmalarımı sayıyorsunuz! Dün bi öğün yedim, gözümün içine baka baka zor yedim onu da. Şimdide iki bala bandık, iştahlı olduk!'

Müstesna, tülbentinin ucuyla ağzını kapatıp kıkırdadığında, elimde ki çatalı tepsiye bıraktım. Şahsine hanım da gülümseyerek başını sağa sola salladı.

'Amma alıngansın gelin hanım. Yicen tabi, ye de kuvvetin yerinde oluversin.. Sen öyle bala parmak çalınca, oğlanın karşısında iyi oluverir. Ondan yukarı kahvaltı kuruver dedim..'

'Yukarı bir daha çıkmayacağım dedim ya. Bitti o iş, boşasın beni gideyim..'

'Yok öyle yağma.. İlk günden canlandırdın oğlanı, hayatta bırakıvermem seni..'

'Hanım anne, anlamadın galiba! Şiddet yok demiştim.'

'Ben daha sabahında birbirinize girişivereceğinizi nerden bileyim? Onunla da konuşurum, bir daha olursa o zaman gidiverirsin yoluna. Hadi kızım, hem daha bugün gidip kıyafetlerini toplayıvercen unuttun mu?'

Ağzımda ki son lokma boğazıma dizilirken unutmama hiç fırsat verilmediğini farkettim. Olumlu mana da başımı salladım sadece. Al işte iştah filan kalmamıştı. Kalktım masadan ama Şahsine hanım beni konuşturmadan bırakmayacaktı.

'Ne yapıverdiniz gece? Hemen bişe bekleyivermiyorum tabi ama, ümitlenmeden edemiyor insan.. Pek güzelsin alımlısın, seni biraz giydirip süslesek insanın aklını başından alırsın..'

'Çok zor olacak hanım anne. Adam Nuh diyor peygamber demiyor. Arkadaş olacağız dedik, sevinmiş geldiğime.'

'Oy anasının kuzusu, yıllardır bir odada tek başına sıkıldı elbette.. Pijamasını giymene bişe demedi mi? Kardeşiyle bile paylaşmazdı..'

'Sende hem korkutmak yok diyorsun hem de fantezi fantezi şeyler gönderiyorsun. Çekinmesin diye giymedim işte.'

'İyi, bu daha iyi fikirmiş. Ben güveniveriyorum sana halledeceksin oğlanı bi güzel..'

'Göreceğiz bakalım, şimdi bana müsade. Giyineyim, kayın babamın kahvaltısı bitince seslenin bana..'

'Olur olur, hadi git, güzel davran yine de..'

'Bakacağız hanım anne, bakacağız..'

Sessiz sedası yukarı çıkıp odaya girdiğim de masasında oturmuş bir şeyler karalıyordu. Hiç seslenmedim. Seslensem ne diyecektim? Katlayıp kenarı koyduğum elbiseyi aldım elime, banyoya gidip üstümü değiştirdim. Saçlarımı yandan örgü yapıp tokam olmadığı için ucunu açık bıraktım. Odaya geri döndüm hala yerinden kalkmamıştı. Gelen kahvaltısını yapıyordu. Dün gece sigara içtiğimiz camın önüne gidip, komidinin üstünde duran sigaradan aldım. Bugün dışarı çıktığımda kendime kesin almalıydım. Dudaklarıma tutturup yaktığımda gözlerinin bende olduğunu hissediyordum. Yan profilimden güzelliğimi izlemesin diye arkamı gösterecek şekilde döndüm. Çatalını sertçe bıraktı tabağına. Sanki kızmaya hakkı varmış gibi..

'Otursana karşıma.'

Laf atıp arayı düzeltmek istiyordu anlaşılan. Omuz silkip biraz daha döndüm sırtımı..

'Sana da çay getirdiler. Çay sigara iyi gider..'

'İstemez.' dedim sadece. Sigaradan içime çektiğim nefesi yukarı üflerken sandalyesini itip ayağa kalktı.

'Alev, inat etme.. Gel otur hadi.'

'Oturabiliyorum sanki!'

'O kadar mı fena?'

O kadar mı derken? İçimden niye konuşuyordum ki? Rüzgar gibi savrulup döndüm ona doğru, ne zaman arkama geldiğini fark etmemiştim. Göğsüm göğsüne çarpınca hızla geri çekildi. Ay söyleyeceğimi de unuttum.. Yüzü yakınıma gelince başımı döndürüyordu.

'O kadar fena Ali..'

'Özür dilerim ama.. üstüme geldin..'

'Bir tane patlatıp geçseydin, ellemek için bahane mi arıyorsun?'

'Alev.. kışkırtma beni..'

'Yıllardır dans ediyorum tabi, sıkı sıkıdır etim, zaten her vurduğunda çıkan sesten anlamışsındır..'

'Alev.. yapma..'

'Elinle vurduğundan böyle ses çıkıyorsa, si....'

'Yapma dedim!' Elleri iki yanında yumruk halindeydi, çok mu rahatsız olmuştu? Bundan sonra gösterecektim ona gününü.

'Neyi yapmayayım Ali? Ben bunun için buradayım. Arkadaşta olsak, her fırsatta konuyu buraya getirmek zorundayım.'

'Getirme. Nasıl delirdiğimi gördün işte.'

Sigaramı söndürüp tekrar dikildim karşısına.. 'Şimdi gidiyorum, kıyafetlerimi toplamaya.. belki de dönmem. Patronum beni alıkoyabilir. Bu son konuşmamız olabilir.'

'Babamın yanından alamaz kimse seni. Korkma, döneceksin..'

'Dönmemi gerçekten istemiyorsan, sizin başınızı belaya sokmak istemem.. kalırım orada. Ama istiyorsan, deneriz Alev, ben elimden geleni yapacağım diyorsan.. hiç gitmeyeyim kıyafet almaya. Annenin boynuma taktığı altını bozar alırım ne gerekiyorsa. Karar senin Ali, söyle hadi bana..'

Yüzüme baktı, baktı.. Kapı tıklanana kadar gözlerini benden ayırmadı. Biz ses vermesekte Şahsine hanım kapıyı açıp içeri girdi.

'Hazır mısın Alev kızım. Orhan bey bekleyiveriyor seni aşağıda..'

'Hazırım hanım anne, çantamı alıp geliyorum..'

Ali gitmemi istiyordu. Dönmeyecektim. Ona bunu yapmayacaktım, belki de derdi düşündüğümden daha büyüktü. Önünden geçip kapının arkasına astığım çantamı alırken Şahsine hanım arkasını döndü gitmek için..

'Anne.' diyerek durdurdu annesini. Ben de ne diyecek diye merakla kaldırdım başımı. Kararlıydı, ne dediğini daha önce düşünmüş gibiydi.

'Alev'in gitmesine gerek yok. Babam gidip halletsin meseleyi. Neye ihtiyacı varsa ben karşılayacağım hepsini.'

Şahsine hanımla dönüp birbirimize baktık. Ben şaşkındım, o bıyık altı gülüyordu. Cesaretimi toplayıp Ali'ye döndüm, omuzları düşmüş, çaresizce gözlerime bakıyordu. Çanta olan elim yanıma düşerken bir adım attı. Ağzından çıkan tek kelimeyle ne diyeceğimi bilemedim..

'Gitme.'

Kıyamam sana Ali'm😍

Yarı yıl tatilinde olanlara selam olsun. Yarın akşam görüşürüz aşkolarım❤️

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin, ilginiz için teşekkür ederim 🤩

Görüşmek üzere

Aslı 🎵

Alev | Kara BelaWhere stories live. Discover now