'Çekil yolumdan..'

'Nazlanma işte, neyse parası veririz..'

'Siktir git belanı benden bulma..'

Geçmeye çalıştım tekrar yolumu kesti. Bu tarz ısrarlar beni her zaman korkutmuştu. Zorla bir şey yapma ihtimali korkusu uyuşturucu gibi kanıma karışıp beni titretmişti. Ben hızlı nefesler alıp verirken bir adım yaklaştı.

'Eğer vazgeçeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. Ben istediğimi alırım.. Bu gece de kaç bakalım, ya da kaçabildiğin yere kadar kaç. Seni sonunda yakalayacağım..'

Pis pis sırıtırken gözümün önünde avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.

'ZAFER ABİİİİ!!'

Hala gülüyordu umrunda olmadığını göstermek istercesine. Sesim yankı yaptığı için koridorun sonunda ki odadan kolayca duyulmuştu. Zafer abi koşarak yanımıza geldiğinde adamın kolunu tuttu.

'Noluyor lan burda?'

'Çek müşterini önümden. Buranın eğlence mekanı olduğunu, karı pazarlamadığını anlat. Önümü kesip durmasın!'

'Burayı keranemi sandın lan!' diyerek vurmaya başlayınca ben aradan sıyrılıp giyinme odasına koştum. Güvenlik ve diğer çalışanlarla birlikte adamı iyice benzettiler. Hızlıca üstümü değişip eve çıktım. Ilık suyun altında göz yaşlarım sele dönerken bu işten de karşıma çıkardıklarından da bıkmıştım. Bir yolunu bulmam lazımdı. Bir kaçış yolu bulmam lazımdı. Zarar geleceğini bile bile bu hayata devam edemezdim. Sonumu annem gibi yazamadım. Bu çöplükte bir evladın daha solup gitmesine müsaade edemezdim. Yorgunca girdim yatağa. Ağlamam bitmemişti ama bedenim bitap düşmüştü. Yastığım ıslanırken daldım uykuya, sabah ola hayır ola..

Kapımın yumruklanması beni uykumdan uyandırırken yerimden fırlayıp etrafıma bakındım. Evdeydim, yatağımdaydım ve kapı kırılacak gibi çalıyordu. Kalkıp delikten baktığımda dün gece yolumu kesip dayak yiyen adam karşımdaydı. Ne yapacağımı şaşırdım. Burada olduğumu nereden bulmuştu? Biraz daha zorlarsa zaten eski olan kapı kırılacaktı. Hızlıca odama dönüp üstümde ki pijamalardan kurtuldum. Giyinip çantamı aldım ve adam kapıya omuz atmaya başladığında ikinci kattaki evimin balkona koştum. Yangın merdiveni ilk defa işe yaramıştı. Hızlıca inip caddede koşmaya başladım. Sabah erken olduğu için henüz kimseler yoktu. Elimden geldiğince hızlı koşarken ara sokaklara, bilmediğim yollara sapıp durdum. Ahşap kapılı bahçeli evlerin önünden geçerken benim adım seslerimin dışında başka ayak sesleri duymaya başladım. Kalbim boğazıma tırmanmıştı. Arkamı döndüğüm gibi bana doğru koşan adamı gördüm. Fazla şansım kalmamıştı. Yolun sonuna gelmiştim, ya beni yakalayacaktı ya da ben buhar olup uçacaktım.

Köşeyi döndüğüm gibi karşıma çıkan tahta kapıyı aralayıp içeri girdim. Sırtımı yasladım ve olacakları bekledim. Beni görmüş olabilirdi.. Eliyle koymuş gibi bulabilirdi. Sadece bekledim. Kocaman bahçenin içinde ki iki katlı evin kapısı açılınca arada kaldığımın farkındaydım. Adım sesleri kapının dışında, yabancı bir kadın karşımda ben ise çaresizce ortada kalmıştım.

'İş için mi geliverdin?'

Nefes nefese kadının gözlerine bakarken suskundum, adım sesleri kapının önüne kadar geldi.

'Hı hı..' dedim ne cevap alacağımı bilmeden.

'İyi içeri geliver hadi..' dedi ve ben ne işi olduğunu bilmeden koşarak kadının peşinden eve girdim. Kapıyı kapattığım gibi bahçe kapısı açıldı. Delikten baktım, etrafa bakındı, bakındı ve eve doğru yürümeye başladı.. Hay senin ısrarını sikeyim! Kapıyı çalsa ne diyecektim? Kalbim patlayacakmış gibi hızlı atarken dizlerim titremeye başlamıştı. Adam etrafına bakına bakına yaklaştı, o sırada gıcırdayan merdivenden duyulan ayak sesleri arkamda bitti. Dönüp baktığımda ellili yaşlarda evin hanımı olduğunu bağıran bir kadın karşımdaydı. Baştan ayağa süzdü beni. Anladı sanki birinden kaçtığımı. Gerçi o kadar belli ediyordum ki.

'Kimden kaçıveriyon gündüz vakti?'

'Çalacak kapıyı, yok deseniz?'

'Bi teklif yapıvercem sana, kabul ederim dersen yok deyiveririm.'

'Kabul, ne işiyse kabul, yeter ki gönderin kapıdakini..'

Olumlu manada başını sallayıp şalını düzelttikten sonra bekledi. Neyi beklediğini soracakken kapı tıklandı. Elbette bunu beklemişti. Ama beklediğini belli etmemek için hemen açmadı, kapı tekrar tıklanınca araladı yavaşça..

'Buyur..'

'Hayırlı sabahlar hanımım. Kız kardeşim buraya girdi galiba? Buradaysa gelsin, bir şey demeyeceğim bu seferlik..'

'Yok burda biri efendi, yalınış geldin zaar?'

'Buraya girdiğini gördüm sanki..'

'Yok dedim ya, yabancı birini koruyacak değilim. yan tarafta bir cayırtı kopuverdi oraya bak sen oraya..'

'Eyvallah abla..'

Kadın kapıyı kapatıp bana baktığında elimi kalbime koyup rahat bir nefes aldım. Dikildi karşıma, pek taşaklı bir kadındı bakışlarından anladım.

'Tanımıyorum herifi, kardeşim diyor birde. Sabah sabah bütün kasabayı koşturdu bana yolunu siktiğim..'

'Ağzında pek bozukmuş hele.. güzelim kızsın doğru konuş bakem..'

'Afedersiniz hanım teyze.. asabım neyim varsa bozuldu.'

'İyi iyi neyse. Gel oturuver karşıma yapalım pazarlığımızı..'

Tamam dercesine gittim peşinden, mutfağa girdi, oturdu sandalyeye. Karşısına geçtiğimde kuş gibi çırpınan kalbimin sakinleşmesini bekledim. Kapıyı açan kız sıcak bir çay getirdi. Sonra işittiklerim, aklıma hayalime sığdıracağım kadar bile değildi.

Hare gelene kadar tadımlık, kısa bir hikaye paylaşmak istedim.. İkinci bölüm yarın akşam gelecek❤️

Vote ve yorum bırakmayı unutmayın!

Görüşmek üzere

Aslı 🎵

Alev | Kara BelaTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon