Part 6: Bucky?

508 47 41
                                    


Evde ki gergin bekleyişten sıkılmış olan Stark kendini bahçeye atmıştı. Böyle olacağını biliyordu her dakikasını acaba Steve'e bir şey oldu mu diye düşünerek geçireceğini adı gibi biliyordu. Yine aynı durumu yaşıyordu. Evde saatlerdir sessizlik hakimdi. Steve Rogers onca yıldan sonra ilk görevine çıkmıştı ve bunu kimseye haber vermeden yapmıştı. Onun için endişelenen kişiler vardı bunun başında da şüphesiz Tony geliyordu. Gövdesini bahçenin kenarında duran elma ağcına dayadığında gözlerini kapattı. Stres başını ağrıtıyordu. 

Savaş yoktu fakat zaman ilerledikçe düşmanlar yer altından çalışıyorlardı. Giderek artan cinayetler görevine başlayalı daha bir ay olmuş olan Steve Rogers'ı sinirlendirmişti. Aniden gelen yer tespiti yüzünden Tony'e haber verememenin huzursuzluğunu çekerken üzerine bir de çatışmanın ortasında olmak onu geriyordu. Kiminle veya neyle çatıştığını bilmiyordu tek bildiği karşısında ki kişinin güçlü olduğuydu. Gelen kurşun arkasına sığındığı kayalığı parçaladığında beline çarpan taşlarla inledi. Hızla kendine yeni bir kayalık arkasında bulduğunda silahının doluluğunu kontrol etti. Karşı siperliğin arkasında ki siyahlar içinde olan adamı görebiliyordu. Emri altında ki askerlerin ondan cevap bekler gibi yüzüne baktıklarında kafasını salladı ve karşısında ki adama kurşun yağdırmaya başladı. 

"Komutanım! Tek kişi kaldı, onu sıkıştırabiliriz."  ona seslenen askere kafasını sallayıp saklandığı kayalığın arkasından kalktı. Anında kurşunlar ona doğru gelirken bedenin bir kısmı kayanın arkasında bir kısmı dışarıdaydı. Hadi ama ne zaman bitecekti bu kurşunlar. Dışarıda olan kısmını kalkanı ile kapatıyordu.

Uzun bir süre sonra siyahlı adam onlara doğru gelirken Steve silahını kontrol edip ayağa kalktı. Demek ki dövüşle devam edeceklerdi. Karşısında ki siyahlı adam silahını yere atıp üzerine doğru koşmaya başlayınca ne yaptığını çözmeye çalışıyordu. Yüzüne inen yumrukla sarsılırken kısa sürede toparlandı ve kalkanı yere atıp bir yumrukta o attı. Askerler Komutanın ve düşmanın ne yapmaya çalıştığını çözemez halde onları izliyorlardı. Ateş etmelerine imkan yoktu aksi halde Steve yaralanabilirdi. Attığı yumrukla gözlüğü ve maskesi düşerken gördüğü yüzle donup kaldı Steve.

"Bucky?" çok geçmeden karşısında ki adamdan cevap geldi. 

"Bucky'de kim?" ardından tekrar yüzüne inen yumrukla girdiği şoktan çıksa da art arda gelen yumruklar afallamasını sağlıyordu. Göz kapaklarının ağırlığını hissettiğinden kendini karanlığa teslim etti.

*

Bayılan sarışın adama baktı uzunca sonra gözlerini ona nişan almış askerlere çevirdi. Silahını onlara doğrultup sarışın adamın yakasından kavradı ve onu yerde sürüklemeye başladı. Bunu niye yaptığını bilmiyordu fakat sarışın adam ona hiç yabancı gelmemişti, belki o kendisini bu cehennemden kurtarabilirdi. Cehenneme ne için girdiğini bilmeden yanmak ona acı veriyordu. Askerlerin görüş açısından uzaklaştığında adımlarını hızlandırdı. Sarışının vücudu toprakta sürüklenirken hala daha baygındı. 

Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başladığında bir ağacın dibinde durdu. Yüzünü inceledi sarışının mavi gözler tanıdık geliyordu. Kendini çok fazla zorladığı için ağrıyan başını iki elinin arasında sıktı. Beynini parçalamak istiyordu. Sarışının bedenini ağaç kavuğuna yaslayıp kendisi de yanına yaslandı. 

Onun kim olduğunu öğrenmeliydi fakat o baygındı. Gözleri üniformasına takıldığında ceplerine bakmaya başladı. Bir kartlık bulmuştu fakat içinde sadece bir kaç fotoğraf ve bir kağıt parçası vardı. 

İlk fotoğrafta genç esmer bir çocuk duruyordu. Kameraya gülümsüyor ve çok mutlu duruyordu. Diğerinde sarışın adam ve esmer çocuğa çok benzeyen bir adam vardı. En son fotoğrafa geldiğinde kaldığı küçük odada bulunan kırık aynada her sabah gördüğü yüzü gördü. Fakat şimdinin aksine saçları kısaydı. Yanında ise sarışın adam vardı. 

{Forgive} Stranger & Winter Soldier | StonyWhere stories live. Discover now