SON KARAR-30

1.2K 122 13
                                    

Ferhan babasını son kez gördüğünde, adam beyhude bir çabayla kolundaki jandarmalardan kurtulmak için fevri harekeler sergiliyor ve kızına tehdit cümleleri savuruyordu. Babasını son gördüğü şekilde hatırlayacak olması ne kadar da acıydı. Ailenin geri kalanı, pencerelerin ardından olanları izlemişlerdi. Jandarmaların harekete geçtiklerini görünce, suçluyu aşikar etmenin verdiği neşeyle aşağıya indiler. En önce Leyla çıktı avluya. İlk hedefi Ferhan'dı. Sıkıca sarıldı teyzesinin kızına. Gözünde bir kahramandı. Önce kendini feda etmiş, sonra adalet için babasını hapse göndermişti.

Ferhan; teyzelerinin, dayısının, yengesinin sevincini buruk bir tebessümle seyretti. Ne de olsa Züleyha'nın da intikamı alınmıştı. Anneannesi yanından ayrılmıyordu hala, ama sarılmaya da cesaret edemiyordu. Ali ise omzunu duvara yaslamış, öylece kendisine bakıyordu. Yüzünde rahatsız eden bir bilginin emareleri dolaşıyordu. Ferhan'a sırdaş olmuştu yeniden. Bir tek o biliyordu birazdan olacakları. Peki ya bilmeseydi? Bilmeseydi Ferhan kararından vaz geçer miydi?

Dolu bardağa temas edince suyun sarsılıp dökülmesi misali, anneannesi Ferhan'ın koluna girince bir yaş döküldü gözünden. Elinin tersiyle hızlıca sildi yanağını. Burnunu çekip, şefkatli bir tebessüm kondurdu yüzüne. Uzun zamandır avluda durmalarının verdiği etkiyle buz gibi olmuş ellerini, anneannesinin soğuk ellerinin üzerine koydu.

"Hadi oturalım, konuşacaklarım var" dedi yumuşak ama kısık bir sesle. Halime hanım, annesine ve yeğenine bakarken Sultan hanım konuşulacaklara boynunu bükmüştü. Hep beraber oturdular. Ferhan'ın konuşması herkesi ilgilendiriyordu. Ali uzaktaki masadan bir sandalye çekip, aralarında mesafe de olsa genç kızın başını kaldırıp kendisini göreceği bir yere oturdu.

"Öncelikle... hepinize çok teşekkür ederim. Bana fırsat verdiğiniz için, sabırlı olduğunuz ve kararıma saygı duyduğunuz için. Öğrendik ki insanlar değişmiyormuş. Neyse ki bize zarar veremeden yakalattık. Umarım cezasını çeker."

"Rabbim inşallah çıkartmasın onu o delikten. Diğerlerini de yakalatsın inşallah." Halime hanım kendini tutamayıp harfleri vurgulayarak elleri havada dua ettiğinde, Ferhan konuşmasını bölmek zorunda kaldı. Sözcüklerini toparlamak için de güzel bir fırsattı.

"Sizinle konuşmak istediğim konu... sadece bu değil. Bizim hikayemiz hakkında da konuşmak istiyorum. Sizden haberim olduğunda, her adımımı düşünmeden attım. Köye gelmek fikrini iki kez bile düşünmedim; burası annemin toprağıydı. Sizlere teyze, dayı derken düşünmedim; olması gereken buydu. Yenice köyüne iki odalı bir ev getirdiğimde düşünmedim; yeni evimdeydim artık. Düşünmeden, plan yapmadan bir hayata başlarsam... Görmezden gelirsem mutlu olurum sandım."

Herkesin gözlerine tek tek baktı. Böyle mutlu bir günde olumsuz bir konuşma beklemedikleri belliydi ama bazı şeylerden bahsetmeyi geciktirmemeleri gerekiyordu artık. Bunca zaman konuşmayı erteledikleri için bu haldelerdi zaten. Üstünü örtmüşlerdi her olayın, Ferhan'ın içinde patlak veriyordu artık. Şimdi içindekileri karşı tarafa aktarmalıydı. Uzun zamandır ilk kez düşünerek bir karar almıştı. Bindiği gemiyi akışına bırakmamıştı, dümene geçmişti.

"Acı tatlı, birlikte güzel zaman geçirdik. Bir ailem olduğunu hissettirdiniz bana. Destek oldunuz, ilgilendiniz. Ama gün geçtikçe, görmemek için çabaladığım tüm gerçekler her köşe başında yolumu kesti. Ben... Yüzünüze baktıkça beni bıraktığınızı, sizin için ikinci planda kalan birisi olduğumu görüyorum. Unutamıyorum, annemi hatırlıyorum. Yanınızda gülemiyorum. Sözleriniz kabuslarım oluyor."

Anneannesinin başını eğmiş halini görünce konuşmayı bıraktı. Üzülüyordu insanlar ama değişmiyordu gerçekler. Böyle olmasını hiç istemezdi. Keşke bu kadar hasar vermemiş olsalardı kalbine. Hangi kelimeleri kullanırsa kullansın, kendince sebeplerini anlatamazdı kimseye. Son günlerde yaşadığı kalp kırıklığını ifade edecek tek kelimesi bile yoktu. O yüzden seçmişti bu yolu. Ali'ye takıldı gözleri. Oysa bakmamaya uğraşıyordu dakikalardır. Genç adam kollarını göğsünde birleştirmiş kıpırdamadan dinliyordu konuşulanları. Ferhan Ali'nin fark ettiği bir kaçış hareketiyle, başını teyzelerine çevirdi. Sultan teyzesi bile kendisini dinliyordu belirgin bir pişmanlıkla.

FERHANWhere stories live. Discover now