Jungkook
Yoongi hyungu öyle arabaya binip giden görünce, Hobiyle ikimizde aynı anda ayağa kalkmıştık. "Ne oldu? Hyung neden apar topar gitti ki?" Joonie hyung "Jungkook sen git istersen peşinden. Bir sıkıntı olursa söylersin" kafamı sallayıp telefonu aldığım gibi arabaların olduğu tarafa ilerledim.
Şoförlerin dediğine göre, Yoongi hyung evine gitmek istemiş. Bende onun peşinden çıktım evden.
Aşırı huzursuz hissediyordum kendimi. Dünden beri bir durgundu zaten de.. soramamıştım bir türlü. Vaktimin çoğunu Jiminle geçirdiğim için ilgilenememiştim hyungumla.
Evinin önüne geldiğimizde, hızlıca arabadan inip eve doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde, iki kez zile basmama rağmen açmamıştı. Telefonu çıkarıp aradığımda, reddetmesi aşırı gerilmeme neden olmuştu. Onu bu kadar kötü hissettiren her şeyin amına koyayım diye geçirdim içimden.
Daha sonra aklıma yedek anahtar geldi. Bir zamanlar Hyung kendisi evde olmadığı zamanlar bana anahtarın yerini söylemişti. Evin arka tarafına dolanıp, basketball sahasının yanındaki kulübeden anahtarı alıp, hızlı adımlarla kapının önüne geldim yeniden.
Kapıyı açmamla evdeki sessizlik yüzüme vurmuştu. Evde değil miydi yoksa? Peki neredeydi?
Ben bunları düşünürken, üst kattan gelen seslerle adımlarımı oraya yönlendirdim. Merdivenleri çıkarken içimdeki huzursuzluk büyümeye başlamıştı bile.
Hyungun odasının önüne geldiğimde içeriden su sesinin geldiğini duydum. Duş alıyordu galiba. Yavaşça odaya girip yatağının üzerine oturdum. Dışarı çıkana kadar bekleyip daha sonra ne olduğunu sormaktı planım ama, içeriden sadece su sesi gelmediğini farkettiğimde, yerimde rahatsızca kıpırdandım.
Yoongi hyung ağlıyor muydu? Ayağa kalkıp banyo kapısının önüne geldim. İçeri girmeli miydim? Çıplaksa bile, bu umrumda değildi. Çünkü ağlamasını istemiyordum. Konu ne olursa olsun.
Kapıyı açıp usulca içeri girdiğimde, duşakabinin köşesinde ağlayan Yoongi içimi acıtmıştı. Suyu kapatıp önünde çömeldiğimde, başını kaldırıp kırmızı olmuş gözleriyle yüzüme bakmaya başladı.
"Hyung böyle üşürsün. Hadi gel odaya geçelim üzerini değiştir" üzerindeki kıyafetlerle biraz daha durursa gerçekten hasta olacaktı. Yüzüme masum masum bakmayı bırakıp ayağa kalktığında, bende onunla birlikte ayağa kalktım.
Odaya geçip, yatağına oturduğumda o da üzerini değişmiş elinde havluyla odaya girmişti. "Sen saçını iyice kurula. Ben aşağıdayım bekliyorum seni." Kafasını salladığında ayaklanıp kapıya doğru yöneldim. O sırada "Jungkook gelmek zorunda değildin" dediğini duydum.
"O ne demek, Hyung? Tabii ki zorunda değilim. İstediğim için, seni merak ettiğim için geldim" zorla da olsa gülümsediğinde bende gülümseyip çıktım odadan.
Aşağı inip, hızla sıcak çikolata yapmaya başladım. Çünkü çok severdi. 5 dakika sonra geldiğinde, elimdeki bardaklarla az önce yaptığım şöminenin önüne geçtim. O da yanıma oturduğunda, çikolatasını önüne koydum. "Sıcak sıcak iç hyung. İçin ısınsın" fincanı eline aldığında, ilk önce koklayıp daha sonra bir yudum aldı.
Onun her hareketini izlemeyi çok severdim. Sebepsizce huzur buluyordum. O iyi ki vardı.
Ben elimdeki fincanla bakışırken, onun gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Yavaşça yüzümü ona döndüğümde, dolu gözlerle baktığını görmem yine içime öküz oturmasına neden olmuştu.
"Biliyor musun kookie? Hyungunun canı çok yanıyor" söylediği şeyle anında benimde gözüm dolmuştu. Ekranda çokta belli etmesem de, grup içinde en çok onu seviyordum. Şimdi böyle acı çektiğini söylemesi içimi acıtıyordu.
"Kim yaktı canını hyung?" Elindeki fincanı yere koyduğunda, bende aynısını yapmıştım. Kafasını usulca dizime koyduğunda elim refleksle saçlarına gitmişti.
"Bana insanlara bir erkekle sevgili olduğunu söyleyemeyeceğini söyledi. H-hatta Biliyor musun? Bedenim daha çok dikkatini çekiyormuş. Ben kendi kendime gelin güvey olmuşum resmen"
Ona bunları söyleyen şerefsiz, haysiyetsiz kimse artık belasını sikecektim. "Hyung sana bunları kim söyledi?" Yüzünü bana döndüğünde, beklentiyle yüzüne bakıyordum.
"Taehyung" ne?
👍👍👍👍👍 yoonkook is my ship wrecker ağğğ neyse
Nasıldı?
Yunki ağlaman quzum🥺🐱
Hosbik, hosbik canım kocacığım 🐿🐿🐿❤❤❤❤❤❤
