loveless

2K 129 72
                                    

Yoongi

Seoule geldikten sonra, direkt yurda geçmiştik. Kendimize bir günlük tatil vermiştik. O yüzden tüm günümü odamda geçirmeyi planlıyordum. Beni buradan kimse çıkaramazdı. Üzerimi değişip hemen yatağıma uzandım.

5 dakika sonra, tam uykuya dalacakken, dışarıdan seslerin gelmesiyle başımı kaldırıp Koridordan gelen sesi dinlemeye başladım. Hoseokun sesiydi. Ayağa kalkıp şortumu yukarı çekerken kapım açıldı aniden. Ben Taehyunga, Taehyung benim açıkta kalan bacaklarıma bakıyordu.

Beni bir güzel süzdükten sonra, "Barbekü yapıyoruz dışarıda. Namjoon hyung seni çağırmamı istedi" dediğine sinir olmuştum. Demek Namjoon hyung öyle mi?

"Gelmiyorum ben. Git Namjoon hyunga söyle Yoongi 'hyung' gelmiyor" konuşurken bir taraftan da yatağıma doğru ilerliyordum.

Aniden kolumdan tutulmamla, dengemi sağlayamadığım için Taehyungun göğsüne çarpmıştım. Şu an ortam o kadar garipti ki. Taehyung belime dolanan elleri, benim onun göğsüne sığınan bedenim.. Ve kapıda pırıl pırıl gözlerle bizi izleyen Hoseok.....

"Sizi çağırmak için gelmiştim de... vazgeçtim siz takılın." Gülerek dediği şeyler yüzünden yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile. "H-hobi saçmalama. Geliyoruz şimdi" Ellerini üzerimden çekip onları orada bırakarak, hızlıca bahçeye inmiştim.

Bahçeye indiğimde, sadece bizim çocukların değilde başka kişilerinde olduğunu gördüm. Bunlar galiba Jungkookla Jiminin arkadaşlarıydı. Ama aralarında tanımadığım birkaç kişi daha vardı.

Çokta umursamadan masaya doğru yürümeye başladım. Joon beni gördüğünde "Ya hyung nerede kaldınız? Giden gelmek bilmiyor. Taehyungu gönderdim çağırması için bir girdi gelmek bilmedi geri" dediklerine gülümseyip "Geldim işte şöyle ne yapayım?"

O sırada bahçeye giren Taehyungla konuşan Joonu dinlemeyi bırakmıştım bile. Gözlerimiz kesiştiği an, transa girmiş gibi hissettim. Gözlerimizi ayırıp, aşağı bakmaya başladı olduğu yerden. Bende gözlerimi onun baktığı yere indirdiğimde, kısacık şortla çıktığımı gördüm. Akıl mı bırakmıştı çocuk bende....

Bakışlarına aldırmadan Joonun verdiği etleri bir bir, ızgaraya attım. Ben işimi yaparken Taehyungla Hobi çoktan gelmiş masaya kurulmuşlardı bile. Ama hala bakışlarının üzerimde olduğunu biliyordum. Tamam canım farkındayım bende güzel bacaklarımın olduğunun....

Etlerin yerini değiştirdiğimde, arkadan belime bağlanan sweaterle nefesimi tutmuştum. Anın heyecanına kapılırken, elime değen ısı yüzünden çığlık çıkmıştı ağzımdan.

Izgaraya değdiği için parmaklarım kızarmıştı. Parmaklarımı üflemeye başladığımda, herkes etrafıma toplanmıştı. O kadar kötü yanmıştı ki... su toplayacağına emindim.

Gözlerimi sıkıca yumup, diğer elimle parmaklarımın kenarını tuttum. Ellerimin üzerini kaplayan elleri gördüğümde, kafamı kaldırıp Taehyunga baktım. "Tamam içeri geçelim. Krem süreriz geçer şimdi" bileğimden  tutarak eve doğru çekiştirmeye başlamıştı. Bende bir şey demeden takip ettim.

İçeri geçip Beni salondakı koltuklardan birine oturttu. Daha sonra kendisi krem almak için sanırım banyoya girdi. 2 dakika sonra geri geldiğinde, ben hala elimi ovuyordum. "Yapma öyle canın acıyacak daha sonra." Dedikleriyle ovmayı  bırakıp yüzüne bakmaya başladım.

Kremi parmak ucuna sıkıp, benim parmaklarıma yedirmeye başladı. Onun her hareketiyle ona çekilmek bana aldığım kararı sorgulatıyordu resmen.

Kremi sürdükten sonra, ellerini temizleyip bana döndü yüzünü. "Sencede artık konuşmanın zamanı gelmedi mi? Dünden beri sana zaman verdim. Ama eve geldiğinden beri benden kaçıyorsun" dedikleriyle sertçe yutkunup "Haklısın. Sen konuşmak için hazırsan. Bende hazırım" Kafasını salladığında, heyecanım ikiye katlanmıştı.

Off çok gerginim yaaaa

Taehyung döverim seni sakın üzme kedimi🥲😔

Özür dilerim Halsey aşkım 🥲❤

You're My Fate | TAEGI Where stories live. Discover now