XVI - Zehirden Köze Dönmüş Kalpler

161 68 9
                                    

Hepinize merhaba KaraGüz team! Uzun zaman sonra yine beraberiz. Artık olaylar gelmeye başlıyor. Bundan sonra da yine bol kaosla devam ediyoruz. Hepinize iyi okumalar...❤️‍🔥

#Mabel Matiz - Sultan Süleyman
#Cem Adrian - Kül

KARA GÜZ
16.BÖLÜM : "ZEHİRDEN KÜLE DÖNMÜŞ KALPLER"

🌙

İki amacı vardı ruhun kırıklarını sarmasının. Bir tanesi o kırıkları birleştirmeden yeni düşüncelere , yeni hayallere dalamayacağını düşünmesiydi ; diğeriyse artık kimsenin bir daha aynı kırığı kendisine yaşatamayacağını bilmesiydi.

Ruh insanın elindeydi. Kaderi ise bazen tek bir insanın dilinde. O insanın dilinden çıkan her bir söz zehir de olabilirdi , derdine derman olacak merhem de. Aslında bu sadece bir çift dudakların arasından çıkan kelimelere bağlıydı. Kim ki bir sözüyle karşısında duran insanı yaşatırdı , kimi de tek bir kurşun olmadan öldürürdü ruhunu.

Bu sanki şimdi benim durumumun tanımıydı. Her şey bir ölümle başlamış , bütün bu yolun bitmeyen tarafı da beni sevdiklerimle sınamıştı. Güvenmiş , inanmış olduğum herkes içimde bitmek bilmeyen durmaksızın harlanan bir acıyı kalbime bahşetmişlerdi. Artık acı ile beraber içimde sönmeyen dipdiri bir ateş vardı ve ve bu ateşi kabus gibi üzerime çökertenler beni yarı yolda bırakanlardı.

Uçsuz bucaksız , kolsuz kanatsız kalmış gibi karşımdaki kişinin gözlerinin içine bakıyordum. Ama yine her zaman yaptığım şeyi yaparak içimdeki acıyı dışarıya vurmadan Poyraz Alahan'ın başkasının görmesi ihtimalinde korku salacak bakışlarına karşılık verdim. Gece karanlığı puslu bulutların arasından sızıyordu. Dışarıya verdiğim nefes is şeklinde gözlerimin önünden geçtiğinde Poyraz Alahan'ın adımları tam karşımda durdu. Tenha sessizliğin içinde attığı adımların tıkırtısı bile beni tiksidirmeye yetiyordu. Yağan yağmur artık bedenimde kuru bir yer bırakmamışken bunu umursamadım ve kararlı bir şekilde "Arkadan beni izlemesi için gönderdiğin adamlar yetmedi , şimdi kazanacağım savaşı gözlerinle görmek için mi buradasın?" Dedim.

Poyraz Alahan ellerini artık ıslandığına emin olduğum kumaş pantolonunun cebine ellerini koyduğunda yağmurun altında olmasının onu da pek etkilemediğini gördüm. Zira öyle olsaydı şimdi cenazede şemsiye tutan insanlar gibi elinde bir şemsiye olacaktı.

Dudaklarımı araladığımda yağmur damlaları dudaklarımın arasından sızıldı. Poyraz Alahan hafif bir tınıyla güldü. "Gözün açık. Bu detayı fark edebilmişsin." Kaşlarımı çattım. Konuyu nereye saptıracağını alelade tahmin ediyordum. Ama belki de hoşuma gitmeyen kısmı bütün bunları hoşnut olmadığım insanlardan duyacak olmamdı.Sinan halihazırda onlara hizmet etmişti. Hepimizin içinde koca bir boşluk olup onların hedefine ulaşabilecekleri bir yem haline dönmüştü. En çok şaşırdığım da nasıl benim gözyaşım olmuştu?

İstifimi ve yüz ifademi hiç bozmadan sakin bir tavırla onu dinledim. Aslında yaramın pansumanı açılmıştı. Hatta o kadar sızlıyordu ki şuan ona tutup eğilip bükülmemek için kendimi zor tutuyordum. Ama bunu karşımda düşman dediğim birisi varken yapamazdım. Ki şuan umrumda olan hiçbir şey kalmamıştı. Tamamen hayattan umudu kalmamış bir durumdaydım.

"Ama aynı evde yaşadığın sevgilinin katil olduğunu anlayamamış olman ne acı. " Dudaklarımı dişleyip avuç içlerimi parmaklarımla sıkmak üzere olduğumda kendimi kontrol altına aldım. Hayır , beni kışkırtmaya çalışıyordu. Ona uymayacaktım.Amacı üzgün yönümü görüp beni oradan vurmaktı ama bunu yapmasına izin veremezdim. Ne bir yabancının, ne de çok tanıdığımın. Yeterince sığ tarafım vurdurmuştu kendini , ama bundan böyle yine o duvarları örüp sakınacaktım acımı.

KARA GÜZ Where stories live. Discover now