VI - Zamanın Ölü Dikişleri

436 244 139
                                    

Hepinize merhaba! Biz #Karagüz team olarak buradayız... Sizler neredesiniz?

#Sezen Aksu - Masum Değiliz

KARA GÜZ
6.BÖLÜM : ZAMANIN ÖLÜ DİKİŞLERİ

🌙

Kum saatinin geriye devrildiği zamanlar, umudumun da bitiş noktasına vardığı anların geri geldiğini düşünüyordum. Zaman acımasız mıydı? Hiç düşünmediğin anda içinde doğup büyüyen karanlığın seni ele geçireceği an hep ruhunda mıydı?

Evet. Zaman büyük bir kayıptı. İçine düşen acının fırtınası haşin bir zevaldı.

"Bu dakikadan sonra seni bir daha burada görmeyeceğim. " Bakışlarında değişmeyen donuklaşmış ifadesi her daim yüzünde iz bırakan bir mühür gibiydi. Gözlerinde hep aynı ifadeyi taşıyor, aynı soğukluk kalıplaşmış gibi yüzünü sarıyordu. "Neden?" diye sordum meydan okuyarak. Duvara yaslandığı bedenimin ardında pürüzlü bölge sırtıma değerken eliyle tuttuğu dirseğimi diğer elimle ondan kurtarmaya çalıştım.Avuç içlerinden parmaklarına değen sıcaklık dirseğime geçmişti. Geldiğim kapının biraz gerisinde dururken birkaç çalışan buraya koşar adımlarla gelip ve içerideki bağıran kadına doğru gittiler.İçeriden onu sakinleştirmeye çalışan bir çok ses geliyordu. "Yoksa onu da benim gibi kaçırıp bu eve mi tıkadınız?"

Söylediğim cümleyle az önceki yüzünde duran donuk ifadenin yerini sertleşmiş çenesi devraldığında dudakları öfkeyle düz bir hale dönmüştü.''Onun hakkında hiçbir şey söylemeyeceksin.'' Kolumu daha da sıkarken diğer elimdeki kuvvetle hızlı bir şekilde dirseğimi ondan çektim.Yüzünde yer alan bu öfke nöbetinin neden olduğunu anlamazken aklıma gelen ihtimaller kanıma dokunuyordu. Bu katta bir odada yalnız başına bebekle duran bir kadın neden burada olabilirdi ki ? Konusu açıldığında değişen yüz ifadesi neye örnekti ? Aklımdaki soruların cevabını burada kaldığım sürece alacaktım. Bana ödetileni onlara misliyle ödetecektim ama bunu , bu caniler hakkında bilgi alarak yapacaktım.

Sesi durulan kadının yanında ağlayan bebeğe bir çalışan ninni söylediğinde seslerin yerini hafif fısıldaşmalar almıştı.Odaya doğru baktım.''Kim bilir...'' dedim tekrar önümde çakmak çakmak yüzüme bakan mavilere dönerek.''Bu kadına da neler yaptınız.'' Sağ taraftan gelen adım sesleriyle bakışlarımı hiç kaçırmadan yüzüne bakarken karşımda duran adının Poyraz olduğunu öğrendiğim adam ''Sus.'' dedi tehditkar bir sesle. Hafif kıkırtıyla gülümsedim.''Ne oldu ? Yaptıklarınızı yüzünüze vurunca bakıyorum bozuluyorsunuz.'' 

''Yapma.'' dedi bir ses. Bize doğru yaklaşan adım sesleri tanıdık bir sesin öncülüğünde gelirken yanımıza yaklaşmış olan o genç çocuğa baktım. Bakışları beni bulduğunda başını iki yana salladı.Verdikleri tepki hoşuma gitmişti çünkü bana ve bize yaşattıklarının yanında onların başına gelen , ya da gelecek hiçbir şey artık umrumda değildi. İkisinden de bakışlarımı çektim ve duvardan bedenimi ayırarak bu kattan aşağıya inmek için adım attığımda bir el bana engel oldu ve bileğimi kavrayarak beni kendisine döndürdü.

 Poyraz Alahan bakışlarıyla bir değil binlerce kez ruha neşter vurmaya çalışıyordu.

''Sen bir cezayı hak ettin.'' dedi delirmiş gibi. O genç Poyraz Alahan'ın bileğimi tutan eline mani olmaya çalışıp ''Yapma. Sakin ol.'' dedi ama o , onu duymuyordu. Hızlı bir şekilde beni de arkasından savurarak bu kattan aşağıya merdiven basamaklarından inerken arkamızdan o sesi tekrar duyuyordum.''Ona bir şey yapma dur!'' Arkadan gelen basamaktan inen adım sesleriyle peşimizden geldiğini anlıyordum.

KARA GÜZ Where stories live. Discover now