XIII - Kaburga Arasında Kalbin Satırları

208 117 27
                                    

#Sertap Erener - Vur Yüreğim

KARA GÜZ
13.BÖLÜM : KABURGA ARASINDA KALBİN SATIRLARI

🌙

Geçmişin üzerime örttüğü paslı, sis içindeki örtünün gözlerimi kapatıp açtığımda gideceğini sansam da acının dört duvarı sarıp sarmalayan kelepçesi kalbimden de zihnimden de gitmiyordu.

Sinan...

Kalbimdeki yangının küçük lavı, zihnimi esir alan düşüncelerin girdabı...

Oturduğum yerde avukatın söylediklerine odaklanamayan kulaklarımla bütün bunları kalbime kazıyamayan aklımla büyük bir çelişki içindeydim.

Bunu nasıl yapardı?

Hayallerimi, kendisiyle beraber kapkara bir okyanusun içine nasıl atardı?

O okyanusun içinde boğulacağımı bilmiyor muydu?

Kaderimin bana yazdığı acı dolu mürekkepten çıkan harflerin ruhuma dizdiği bir ceza mıydı yoksa bu?

Ben gerçeklerle yüzleştiğimi sanarken, meğerse gerçekler yalanların içinde yandığında göz göre göre alevlerin kule dönüşünü izliyordum.

Bu kadar mıydı? Avucumun içine aldığım benliğimin umduğum mutluluk zamanı bu kadar mıydı?

Esrarengiz gözüken gülüşlerim, sadece bir üzüntümün gelmesine mi bağlıydı?

Ellerimi birbirine bastırdım. Bir avuç içim diğerinin üzerine sıcaklığını verirken sadece boşluğa bakıyordum. Boşluk ilk defa bu kadar güzel gelmişti gözüme. Hiçlik... Hiçbir şey yapmamak. Sessizliğin ışığında parıldamak...

Avukatın telefon konuşmasını dinlerken bir an gerçeğe döndüğünü hissediyordum ama bu sadece birkaç saniyelik bir durumdu. Kapı çaldığında irkilerek özüme dönmüş gibi etrafıma bakındım. Şimdi düşüncelerin karanlık eşiğinde o taşları batan yolda yürüyorum ama önüme gözüken bir sadece bir boşluktu.

"Nehir?" Aras'ın sesini duyduğumda başımı kaldırmadım. Aynı yere, aynı soğukluk ve hissizlikle bakıyordum. Sahi başımı kaldırabilir miydim bundan sonra? Güvendiğim, inandığım insanların bana vurduğu hançerler boynumu da büker miydi ?

Bilmiyordum.

Bu sefer arafta kalmışlığım kısa süreli değil gibiydi.

Aras ona dikkat etmeyen bakışlarımı dikkatle izlerken omzuma yavaşça dokundu ama ben bir anda irkilerek "Dokunma bana." dedim hızla doğrulup ayağa kalktığımda. Aras şaşkınlıkla bana bakarken Avukat da sadece sessizlikle izliyordu. Birkaç adım attım ama bunun doğru olup olmadığını bile bilmiyordum. "Çekil!" Boğazlarım parçalanırcasına çıkan sesimden bile korkar hale gelmiştim sanki.

"Nehir. Benim Aras." Aras'ın bakışlarını sırtımda hissederken saçlarımın uçlarını çekiştirdim. Giydiğim takım şimdi beni boğar hale gelmişti. Sanki havasız, kocaman ve karanlık bir depoda kalmışım da sesim burada yankılanmaktan başka bir şeye yaramıyordu.

Sessizliğin kollarında ölüyordum. Çığlıklarım sadece kulağıma vurup çekiliyordu. Dilime varmıyordu.

Gözlerim kapalı yanıyorken kalbimde hissettiğim o eşsiz sızının tarifini bile veremiyorum. Burnumu hızlıca çektim ve burada bu şekilde görünmek istemediğim için avuç içlerimin tersiyle yüzümü sildim. Gözlerim hala dolu doluydu. Sanki şimdi bana dokunsalar bir porselen gibi kırılıp parçalara ayrılacak gibi bir halim vardı.

KARA GÜZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin