•thirty four•

67 20 1
                                    

Medya: V & Jimin - Friends -

...

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

...

Tabiiki de Hoseok'u takip ettim. Boş boş ayakta duramazdım ya.

İkinci kata çıkıyordu. Merdivenlerden onu takip ettim. İkinci katta kalabalıktı ancak bazı kişiler gelebilmişti.

Herkes etrafta dağınık dururken birden tekerlekli masa ile Koskocaman bir pasta ortaya getirildi.

Yuh ama! Kabalık ettim biliyorum. Fakat bu kadarı da.. Gerçekten İdol olmak zor, ama keyifli...

Tamı tamına yedi katlı bir pasta duruyordu karşımda. Her katının kenarında Hae Soo yazıyordu. Dahası en üstte resmimin olduğu mum yakılıydı.

Herkes birden bana dönüp bağırmaya başladı. "İyi ki doğdun Hae Soo!"

Pastanın önüne geçtim ve iki en alt kattaki mumlara baktım. Tam üfleyecekken bir ses beni durdurdu.

"Dur Unnie! Dilek tutmadın!" Herkesin ortasında sevimlice bağıran Jungkook'a gülümseyerek baktım ve başımı salladım.

Gözlerimi kapatıp dilek tuttum.

'...'

Evet.. Dileğimi de tuttuğuma göre üfleyebilirim. Bütün munları üfledikten sonra en üst kattaki mum kaldı. Ona doğru yetişmeye çalışsam da yetişemedim.

Jimin grubumuzun en kısası olsa da yine de onunla aynı görünüyordum.

Birden önüme konulan tabure ile bakışırken kulağıma birisi eğildi.

"Çabuk üfle yoksa eriyecek."

Ona aldırmadan hızlıca çıkıp üfledim. Herkesin alkışları, iyi dilekleri, ıslıkları havada uçuşmuştu..

°•°•

"Teşekkür ederim, iyi akşamlar." Sonunda büyük yat kıyıya gelmişti ve gelenleri teşekkürlerle uğurluyorduk.

Ağhh, ne yorucu bir iş.

"Harika partiydi Hae Soo'cuğum. Nice senelere." Sese aldırmadan kim olduğuna bakmadan yine eğilerek "Teşekkürler, iyi akşamlar." dedim.

O sırada diğer üyelerde bir sessizlik oluştu. Başımı kaldırıp her birine yorgun gözlerle bakarken bana sonunda iyi dileklerini sunan kişiye döndüm.

"Sen bugün fazla oldun ama!" Ve sonrası Taehyung'un kaçışı oldu.

"Sen Tanrı'ya şükür etki yorgunum. Cezanı yarın vereceğim senin!" dedim.

Gülerek bana bakarken bağırarak konuştu. "Yah! Kanan sensin, ben değil Unnie!"

Birden sinirle elimde ki çantayı ona attım. İçinde şükür ki telefon veya makyaj aleti yoktu. Süs olsun diye kullanmıştım.

Reality |Jung Hoseok|Où les histoires vivent. Découvrez maintenant