•twenty two•

84 23 0
                                    

Medya: BTS - Anpanman -

...

Wiii~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Wiii~

...

Evdeydim. Saat akşamın sekiziydi ve sekizimizde salonda oturmuş boş boş telefonlarla oynuyorduk.

Neden boş olduğumuza gelirsek, şirkette ufak bir sıkıntı çıktı ve bugün ki çalışmalarımızı erken bitirdik.

Büyük koltukta ben ve Tae oturuyorduk. Diğerleri ise etrafa dağılmışlardı.

Hoseok bana yine soğuk davranıyordu. Ancak umutla gittiğim yerden umutsuz vaka olarak çıkmıştım.

Gönlünü nasıl alacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu ancak onunla barışmalıydım. Benimle tek tük konuşsa bile yine de soğuk davranması canımı yakıyordu.

Birden, telefonumla ilgilenirken yanımda bağdaş kuran Tae sıkıntıyla ofladı.

Bakışımı ona çevirirken birden bana yapıştı. Koluma girerek beni sallamaya başladı.

"Unnie! Ben çok sıkılıyorum." olduğu yerde şikayet ederken kolumu zar zor kurtarıp ona sakince baktım.

"Ne yapabilirim Taehyung?" dedim.

Tekrardan oflayarak önüne döndü. "Çok sıkıcısın. Fikir bile üretmiyorsun." diyerek söylendi.

Gözlerimi devirirken bugün ki olanlar aklıma geldi. Ne oyunuydu bu yahu? Hala çözemedim.

Dahası onlara bir şey olur diye korkmuyor da değildim. Ama Hoseok'un babası bunu yapmaya yeltenemezdi bence.

Sonuç olarak oğlunun da sevdikleriydi. Ve bu çok riskli bir davranış olurdu. Oğlunu bile kaybettirebilirdi bu şey.

"Unnie~" Taehyung yine koluma girmiş beni olduğum yerde sallıyordu.

"Ne var Taehyung," dedim. Ama bu sefer sesim benim düşüncelerimi böldüğü için biraz sinirli çıkmıştı.

"Pubg oynayalım mı?" demesiyle ona kaşlarımı çatarak bakmam bir oldu.

"Uyumak çok daha iyi bir fikir," Yoongi Hyung konuşarak ayaklandı.

"Benden tavsiye, Taehyung ile oyun oynama," diyerek odasına doğru gitmeye başladı.

Kaşlarımı çatarak Taehyung'a baktım.

"Neden seninle oyun oynamamalıyım ki?" dedim.

"Çünkü tam bir oyun delisi Hae Soo. Beni de bir ara tuzağına çekti ve oyun oynarken saymadığı şey kalmadı." dedi Jin Hyung.

"Bu tehlikeli bir şey mi?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Jin Hyung gülümseyerek söyledi. "Bir nevi oyunda saatli bomba ile oynuyorsun."

Reality |Jung Hoseok|Where stories live. Discover now