Altı Av

611 44 4
                                    

*Bu kitapta geçen kişi ve kurumlar tümüyle hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.*




İhtiyari tavırlarla, son fotoğrafı ipe küçük bir ataçla sabitledi. Siyah bir siluet, saçlarına minik parlaklıklardan kadın olduğu anlaşılıyordu. İpin sonunda yerini almıştı son koşucu da. Baştan başlayarak, sayıldığında altıncı sıradaydı.

Altıncı ve sonuncu. 

Bakışlarını ipin başına çekti; birinciye ve lidere. Gözde kurbanı ve avıydı. Suçu, doğmak ve hatta var olmaktı. Bu suç, ihtiyara göre büyük bir suçtu. Nefret ağır ağır yerleşti irislerine. Bir an, bu var oluş gerçekleşmeseydi hayatının ne denli güzel olacağını anımsadı. Oysaki, bu sadece kendini kandırdığı bir yalandı.

Sonrasında bakışlarını biraz daha kaydırdı; ikinci ve en merhametlisine. Gözde kurbanına en bağlı kişiydi bu siluet. Suçu, suç gördüğü var oluşa ölümüne bağlanmaktı. Şimdi o karanlık irislerde, nefretten fazla kıskançlık vardı. İhtiyarı kimse koşulsuz bir bağlılık ve güvenle sevmemişti. 

Bakışları diğer bir kareye kaydı; üçüncü ve en zekisine. Avını ağzından alan, bunu başarabilen tek kişinin siluetine baktı. Suçu, ağırdı. Aklına koyduğu plana taş koyabilen tek kişiydi. Kabul etmese de, kendini kandırsa da, irislerine korku yerleşmişti. İhtiyarı, yenen tek kişiydi, ihtiyar hiç bir siluete yenilmemişti.

Derin ve bir o kadarda yorgun bir nefes, ciğerlerine dolarken gözlerini kaydırdı; dördüncü ve en hızlısına. Gözde avının üzerine titrediği kişiydi bu siluet. Her başı sıkıştığında, zırh olurdu gözde av. Suçu ne bağlanmak ne de var olmaktı. Suçu, gözde avının yamacında olmaktı. İrislerinden hiç bir duygu geçmedi; belki bir parça acıma, ama hepsi o kadardı.

Altıncı siluete her seferinde yaklaşırken yine bakışlarını kaydırdı; beşinci ve en çeviğine. Bu siluet ile ortak noktası, her zaman hoşuna giderdi. Tıpkı kendisi gibi, gözde avından ölesiye nefret eden tek kişiydi. Ancak suçu tüm siluetlerin suçundan daha ağırdı; sevmek. Bu kurbanın tek suçu sevmekti. O karanlık irislere gerçek bir acıma duygusu geçti. Bu silueti en iyi ihtiyar anlardı; sevmek ne demek çok iyi bilirdi.

Bakışları son kez kaydı; altıncıya ve sona.

Ayak seslerini duyabiliyordu. Yarattığı kıyametin ateşi, harlanarak üzerine geliyordu. Önce ışık söndü; kırmızı ışık, yerini, karanlığa bıraktı. Bu karanlığı bir kuşunun sesi takip etti. Bu bir kıyamet miydi yoksa sadece bir intihar mıydı?











Ölüm Koşucuları 25 Eylül 2021'den beri yazılan bir kaçışın hikayesidir. Bu hayatta gerçeklerden kaçan, koşarak uzaklaşan herkes bu altı gencin hikayesini anlar. Ben Kahve Dumanı, bu kaçışın hikayesini kaleme alan kişiyim. Ve ben de, bu kaçışın bir parçasıyım.

"Altı Av" bu serinin iki kitabından birincisidir. Toplam 27 bölümden oluşmaktadır. "Altı Düşman" serinin ikinci ve son kitabıdır.

Anlamak ve bize katılmak için kaydırmaya devam edin.

KD.



ÖLÜM KOŞUCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin