{19}

1.3K 88 98
                                    

Gözyaşlarımın ardı ardına akmasına engel olamıyorum. Açıkcası olmakta istemiyordum. Şuan içimdeki acıyı gücüm yetse tüm dünyaya haykırmak istiyordum.

Eve girdiğim gibi kendimi odama atmıştım, hızlı ve ağlayarak olan girişimi gören abim de hemen peşimden gelmişti. Yatağıma yattığım gibi hemen cenin pozisyonuna bürünüp ağlamamı daha da şiddetlendirdim.

"Yazgı, güzelim ne oldu sana. Neden ağlıyorsun bebeğim ha ne oldu"

Abimin yatağımın ucuna oturup elleri ile omuzlarıma dokunması ile daha çok ağlamaya başladım. Yerimden kalkıp aniden abime sarıldım. Birisine sarılmak hep iyi geliyordu bana. Bu kişi hep Onur olsun istemiştim o gün dilek feneri uçururken ama bugün beni sanki kanatı sökülen bir kelebek gibi ortada bıraktı.
Abim sırtımı sıvazlayıp beni sakinleştirmeye çalışsa da durduramıyordum gözyaşlarımı.

"şhhh bebeğim ağlama ama artık. Bak çok korkuyorum ne oldu sana"

Abim ona koala gibi sardığım kollarımı zar zor çözüp beni kendinden uzaklaştırıp yanağımı ıslatan yaşları silip gözlerime bakmaya çalışıyordu.

"hadi anlat bana. Neden bu kadar çok ağlıyorsun ne oldu"

"abi, neden bu kadar zor bir şey sevmek. Neden bu kadar zor biri o. Neden onun yaralarını sarmama izin vermiyor. Neden bana güvenmiyor"

Abim şefkatle bakan gözlerinde gördüğüm anlık öfke ile daha çok üzülmeye başladım.

"Onur mu üzdü seni"

Şiddetlenen ağlamam ile abim başımdan tutup beni göğüsüne bastırdı. Yıllarca aralarına hiç bir kırgınlık girmeyen dostlukları şuan belki de benim yüzümden bir imtihandan geçecekti ve ben buna sebep olduğum için kendimden nefret ediyordum.

"ulan o kadar konuştum ama ben onunla. Hayvan herif, gösteririm ben sana"

Bu sefer ben kendimi abimden geri çekerek gözlerine diktim gözlerimi.

"abi, ne olur bir şey yapma ona. Sen karışma benim yüzümden aranız bozulsun istemiyorum"

"ne demek karışma Yazgı, şu haline bak. Bu adam yüzünden bu kadar göz yaşı dökeceksin ve ben böyle oturacak mıyım"

Gözyaşlarımı ellerimin tersiyle silip derin nefesler alarak rahatlamaya çalışıyordum.

"sana ne yaptığını sormayacağım, umarım halledilecek bir şeydir. Ama değilse bile önemli değil."

Bakışlarımı ellerimden çekip abimin gözlerine çevirdiğimde üzgün olduğunu görebiliyordum.

"lakin gidip akıttığın o yaşların hesabını soracağım kusura bakma. Ben onu uyardım. Uyarımı dinlememenin hesabını verecek"

Abim alnıma uzun bir öpücük bıraktıktan sonra yanımdan ayrıldı. Odamda yalnız kalınca sırtımı yatak başlığına yaslayıp dizlerimi kendime çekerek sarıldım. Başımı dizime koyarak az evvel olanları düşünmeye başladım.

Daha önce de çok kavga etmiştik, çok kırıcı sözler sarf ettik birbirimize ama ilk defa canım bu kadar çok yanmıştı. Beni hiç mi tanımıyordu bu adam. Neden sürekli aynı imaları yapıp duruyordu. Neden sürekli beni kırmaktan çekinmiyordu. Beni kırınca eline ne geçiyordu.

Ben o pişman olacak sözler sarf etmesin diye gitmek isterken o hiç çekinmeden patır patır konuşuyordu.

Belki de sevgim ikimize yetecek kadar çok değildi sahiden. Ya da benim onunla mücadele edecek kadar çok gücüm yoktur.

Cesaretin var mı Aşk'aWhere stories live. Discover now