:30: iddia

48 4 53
                                    

Aradan tam bir hafta geçti, Müdüre McGonagall'ın ve James'in ölümü herkesin moralini bozduğu için bu bir haftalık boşluk boyunca kimse canının istediği gibi eğlenmemişti. Helena'nın morali tam olarak düzelmiş sayılmazdı, içinden bir ses o  kişiler her kimse babasına yeniden saldıracak diyordu. 

Kaira ve Irene bu konuda Helena'yı rahatlatmaya çalışsa da pek başaralı oldukları söylenemezdi. Helena'nın endişeleri bitmiyordu.

Gerard'ın tam iyileştiği söylenemezdi. Frank'in verdiği enerji veren ağrı kesiciler gün boyu dinç olmasını sağlasa da gün sonunda büyük acılar çekiyordu. Kendisi için sonu gelmeyen bir işkence gibiydi.

Bir de şu geçici müdürlük sorunu vardı. Şu bir haftada eskisinden daha fazla sorunla uğraşmaya başlamıştı.

Bay Hong'un ailesiyle konuş, Ilvermony öğrencilerine göz kulak ol, Hogwarts hakkında çıkan iftiraları yalanla, Bay Armstrong ile görüş. Ve bunları yaparken kim olursa olsun ağzından bir şey kaçırma...

Gerard bir haftada tam on yıl yaşlanmış gibi hissediyordu. İşler ciddiye bindiği için yardım alabileceği kimse yoktu. Frank bile bu konuda bir şey yapamıyordu İşin içine bakanlık da girdiği için Frank'e bir şey anlatması yasaktı.

Gerard kafayı yemek üzere olduğunu hissediyordu. Böyle giderse ağzından Ilvermony ile ilgili söylememesi gereken bir şey kaçıracak ve başı belaya girecekti. Bir an önce yardıma ihtiyacı vardı.

.

Tatilin bitmesinin üzerinde çok geçmemişti ki Bakanlık'tan birisi geldi. Bu yeni müdürdü, Andy Black.

Buraya tam olarak Hogwarts'ın müdürü olmak için değil, müfettişlik yapmak için geldiği söylense de böyle bir şey yapmayacaktı. Bay Black güvenilir biriydi, Bakanlığa laf taşımayacağı konusunda söz vermişti.

Bu Gerard'ın büyük ölçüde rahatlamasını sağlamıştı, artık endişe edeceği bir şey kalmamıştı. Her ne kadar hâlâ Ilvermony vakasının içinde olsa da...

♠♠♠

Dersler bittikten sonra herkes bahçeye çıktı, Hogwarts'ın üzerindeki depresif hava biraz olsun azalmış gibiydi.
"Sonunda yeni müdür gelebildi," dedi Fred arkasındaki ağaca yaslanıp, "Profesör Way müdür yardımcısıyken bile korkutucu biriydi. Müdür olduğunda yapabileceği şeyleri düşünmek bile istemiyorum."

"Muhtemelen ilk fırsatta seni kendi asanın üzerine oturturdu." dedi Brendon. Ryan'ın hemen yanında oturuyordu, ama mesafe bırakmaya özen göstermişti.

Helena dışında herkes Brendon'ın dediğine güldü, hatta Fred bile. Helena son zamanlarda olduğu gibi yine sessiz ve yüzü asıktı. Gerard'ın iyileşmeye başladığını görmek moralini düzeltir gibi olsa da hâlâ mutsuz ve öfkeliydi.

Dallon Helena'nın gülmediğini fark edince yerden bir parça çimen kopardı ve Fred'e uzattı. Fred başta anlamamış bir şekilde Dallon'a baktı, amacını anlayınca sırıtıp çimenleri aldı ve Helena'nın başına koydu.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Helena kaşlarını çatıp.
"Şimdi tam domatese benzedin." dedi Dallon.
"Ah hayır hayır," dedi Fred, "domates olan Dominic, Helena çilek."

Dominic kıkırdadı, Dallon ise gülmeye başladı. Helena başta somurtsa da diğerleri kahkahalarla gülmeye başlayınca kendini tutamayıp güldü.

"Bunu en azından bir Way'e yaptığım için gururlu hissediyorum." dedi Fred.
"Profesör Diva'ya istesek de yapamazdık." dedi Brendon.
"Ona yapsak ne derdi acaba?"
"Bunu hayatta öğrenemezdik. Hayal kurmayın şimdi."
"Bence öğrenebiliriz."

ChaosWhere stories live. Discover now