:15: tyler

54 8 64
                                    

Pazar günü boyunca Josh’tan kaçmaya çalışmıştım, ona âşık olduğumu fark etmemeliydi. Fark ederse ne yapacağımı bilmiyordum çünkü. Benden uzaklaşır mıydı?

Büyük ihtimalle evet.

Özellikle o gece söylediğim şeylerden sonra Josh’a âşık olduğumu fark etmem korkunçtu...

Belki abartıyordum, sonuçta onu yıllarca arkadaşım olarak görmüştüm. Ona bir anda âşık olmam oldukça saçma olurdu.
Her ne kadar böyle düşünüp dursam da bir süre sonra aklıma onun ne kadar muhteşem olduğu ve kendimi onun yanında ne kadar huzurlu hissettiğim geliyordu.

Ve ne kadar yakın olduğumuzu...

Onun yanında değilken kendimi ne kadar eksik hissettiğimi...

O yanımdayken kendimi tamamlanmış hissettiğimi...

Ve tabii beni tamamlamasını ne kadar sevdiğimi...

Ondan sonsuza dek kaçamazdım, elbette bunu fark edecek ve muhtemelen kendisinden soğumaya başladığımı düşünecekti. Biliyordum, çünkü öyle hissediyordum.

Josh’tan kaçmayı bırakmalı ve bu hislerimi gizlemeliydim.
Ne kadar kolaysa tabii...

***

“Pembe kurbağa zehrinden bir kaşık eklemeliydin! İki değil! Merlin aşkına aklın nerede senin çocuk!?”
“Afedersiniz Profesör Iero...”
“Normalde seni bu akşam cezaya bırakırdım, ama akşamımı bununla zehir etmek istemiyorum. Zindanı temizle ve çık.”
“Tabii...”

Profesör Frank sınıftan çıktığında iç çekip sandalyelerden birine oturdum. Josh’ı izlerken farkında olmadan uğraştığım iksire yanlış bir şeyler eklemiş ve kazanımı patlatmıştım. Yerler ise pembe ve yapış yapış bir maddeyle kaplanmıştı. Ve ne şanstır ki öğle arasından önceki dersteydik. Yani bu pisliği temizleyene kadar öğle arası çoktan bitmiş olurdu.

“Lanet duygular,” diye söylendim, “beni bu kadar aptal gibi göstermek zorunda mısınız?”
“Sen zaten aptalsın salak.”
Başımı sınıf kapısına çevirdiğimde Garip Üçlü ve Josh’ı gördüm. Kızların arkasında duruyordu ve yerlere bakıyordu.

“Aptal olabilirim ama salak değilim.” dedim Irene’a.
“Hıhı, eminim öyledir.”
“Josh sınıfı mahvettiğini söyleyince biz de kötü bir şey oldu sanmıştık.” Helena cüppesinin eteklerini kaldırdı ve sınıfa girdi. “Ne yaptın böyle? Sakız iksiri falan mı?”
“Bilmiyorum, iksiri hazırlarken dikkatim dağılmıştı.”
Josh’a bakmamaya çalıştım. Pembe saçları yerdeki yapış yapış şeyle neredeyse aynı renkti ve bu bile bana sevimli geliyordu.

Kes artık şunu!

Aklapakla.” dedi Kaira asasını kaldırarak, ardından yerdeki yapış yapış şeyler yok oldu.
“Vay canına-”
“Bunu nereden öğrendin?” diye beni tamamladı Josh.
“Aslında bunu herkes biliyor.” Kaira kızlara baktı, “Değil mi?”
“Dersleri dinleyen herkes biliyor.” dedi Irene bana bakarak. Dil çıkardım.
“Ilvermony ve Hogwarts dersleri bir değil bir kere.”
“Bu büyü geçen hafta öğretildi Tyler.”
“...”

Yine aptal durumuna düşmüştüm.
“Tyler o gün derse gelmemişti.” dedi Josh. Bana baktığında vücudumun yandığını hissettim.
“İyi bari, hadi gidelim.”

Kızlar sınıftan çıktı, Josh ise gitmeyip beni bekledi. Eşyalarımı toplayıp onunla zindanlardan çıktım.

"Beklediğin için sağ ol." dedim.
"Her zaman kanka."

ChaosWhere stories live. Discover now