''Sen nerde...'' cümlemi tamamlayamadım. Not aldığım kağıda baktığımda yazdıklarımı gördüm. Düşüncelerimi kağıda geçiriyordum. ''Şimdi mahvoldum!'' dedim. Bu notları Mr. Brown'a böyle götüremezdim. Bu hastaya bu kadar ilgiliyken özellikle onun notlarını isterdi.

''Sana bu oda da konuşulan her şeyi bulabilirim...'' derken bana doğru bir adım attı. Hızla ona baktım. Kafamı yukarı kaldırmak zorundaydım. Amerika'nın boy ortalaması belliyken bu kadar uzun olmasını Slav kökenli bir aileye sahip olmalıydı. Susup bakıyordu.

''Ama?'' dedim. Devam etmeyecekti cümlesine. Sinsice sırıttı.

''Bir hafta sonra kurulum var. Eğer hastalara davranışlarımı beğenmezlerse mezun olamam.'' Derken bana tepeden bakmanın keyfini çıkarıyordu. Bir adım yana kaydım tekrar.

''Sana insan gibi davranmayı mı öğreteyim? Ne istiyorsun anlamadım.'' Dedim. Kaşlarını çatmamak için çaba harcadığını gördüm. Hoşuna gitmemişti sanırım söylediklerim. Bu beni memnun etmişti.

''Bu okulun kuralını ben koymadım. Psikoloji senin alanı bana bunu öğreteceksin.'' Derken emrediyor gibi çıkıyordu sesi. Ben kaşlarımı çatmamak gibi girişimde bulunmadım. Kaşlarımın çatılmasına izin verdim.

''Şimdi onu kızdırdın.'' İkimizin dışında başka bir sesle o yöne döndük. Bay Gier bize bakıyordu.

''Bunu anlamak için insanın temporal lobunda tümör olması gerekmiyor.'' Adam'ın cümlesiyle şaşkınlıkla ona döndüm. Sırıtmama engel olamadım. Bu... Yaptığı çok uygunsuzdu ama yerinde bir laf olmuştu.

''Ona hayran olduğunu anlamak için temporal lobunda tümör olması gerekiyor.'' Bay Gier'in cümlesiyle ona döndüm. Kaşlarım tekrar çatılmıştı. O Adam'a bakıyordu. Adam'a döndüğümde ifadesizdi. Aramızda yeterince mesafe vardı ama ben mesafeyi açmak için bir adım daha attığımda monitöre girdim. Monitör sallanırken ben o anın boşluğuyla düşecekken kolumda hissettiğim el ile düşmemiştim. Hızla çekilip geri eski halimi aldım. Kolumu tutan kişiye döndüm. Adam elini çekmedi. Ben kolumu sertçe çektim. İslam hakkında ne biliyordu.

''Hiç şansın yok dostum.'' Bay Gier'in cümlesiyle Adam sinirle ona döndü. Ona doğru bir adım atınca hemen önüne geçtim.

''Bu şekilde o kurulu geçemezsin.'' Diye fısıldadım. Şaşkınca bana baktı. ''O notlar bana lazım. Sen de anlaşmayı sunan kişiydin. Ya uyarsın ya kaybedersin.'' Dedikten sonra önünden çekildim. O notlar gerçekten lazımdı.

''Dışarı!'' tüm olayı çözen ses bu oldu. Bayan Tess sinirle bağırdı. Hepimiz ona baktığımızda sabırsızca bize bakıyordu. Ben kendi hocama döndüm. Tepkisizce izliyordu. Her zaman yaptığı gibi izliyordu. Hastayı konuşturmamız eminim ki hoşuna gitmişti. Başıyla dışarı işareti yaptı. Önümden Adam'ın gitmesini bekledim. Bir süre o da bekledi. Ondan önce çıkmayacaktım. En sonunda o çıkana kadar herkes odadan çıkmıştı. Ben çıkmak için hareket ettiğimde duyduğum sesle arkamı döndüm.

''Müslüman kız!'' Bay Giar'ın samimi gözüken suratına baktım. ''Dikkat et, fazla hırslı biri.'' Derken ciddiydi.

''Biliyorum.'' Demekle yetindim. Başımla selam verip hızla odadan çıktım.Kapının önünde bekleyen Mr. Brown beni görünce yanıma geldi.

''Notlar.''elini uzattı. Ben elimdeki kağıda ve ona baktım. Sekreter dosyamı kendime bastırdım.

''Düzenleyip size en kısa süre içerisinde göndereceğim.''

''Ben kendim düzenlerim Eva. Notlar.'' Derken kaşlarını çattı.

''Hocam, size bir saat içerisinde mail atarım.'' Diye yalvardım resmen. Bir süre bana bakıp elini indirdi.

Eva; Gelecek UmutturWhere stories live. Discover now