Sevda Oyunu 36. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Senin bu kız ile işin ne? Gerçekten sen bu kadar düştün mü Barlas! Ya bu kız iki gün önce Cellat ile iş birliği yapmış, senin ile bilgileri ona sızdırıyordu, yani kısacası senin kullanıyordu ve sen bunu yanına almış kendin ile okula mı getiriyorsun?" Dedim sesimi biraz yükselterek. Tabi sesimi yükselttiğim için bahçedeki herkes dönüp bize baktı. Barlas'ın bağırması ile hepsi yine önerine döndü.

"Önünüze dönün lan!" Bana bakıp gözlerini etrafa gezdirip yine bana baktı ve boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Bilmediğin şeyler var?"

"Ne o bilmediğim şeyler söyle bileyim."

"Cemre şuan değil, sonra konuşalım." Dedi sakin bir ses tonuyla. Alayla gülüp etrafıma baktım. Gözüm Naliz'e değmesi ile başını eğmiş elleri ile oynuyordu.

"Sonra konuşmayacağız Barlas! Sen şimdi bu iki yüzlü şeytan ile ne işler çevirdiğini bana söyleyeceksin?" Dedim tıslar bir şekilde. Barlas derin bir nefes vermesi ile Ecemin sesi ile ona döndüm.

"Yalnız iki yüzlü şeytan demen biraz ağır olmadı mı Cemre?"

Ona dönüp alayla gülmeye başladım. Sesimi biraz yükseltip konuşmaya başladım.

"Biliyor musun Ece asla bir kadına böyle kelimeler kullanmam çünkü bu benim karakterime yakışmaz ama sana iki yüzlü şeytan demen hafif kalır. Daha doğrusu sana milletin sevgililerini ellerinden alan sürtük demem lazım. Çünkü bu ad sana yakışıyor. Yani kısacası isminin hakkını veriyorsun."

Demem ile Ece sinirden kıp kırmızı oldu ama bu benim umurumda bile değildi çünkü bunu hakkediyordu. Bizim Naliz ile benim em yakın arkadaşımızdı Ece, ta ki Naliz'e sonra da bana ihanet edene denk. Artık maymun gözünü açtı kısacası. Barlas'a döndüm ve parmak uçlarımı kaldırıp kulağına yaklaşıp;

"Sen asla Naliz'i hak etmiyorsun Abi! Bu söylediklerimi unutma Naliz senden tamamen gittiğinde çok pişman olacaksın ama iş işten geçmiş olacak."

Ondan ayrılmam ile gözlerimin içine baktı. Başımı iki yana sallamam ile bu sefer gözlerini benden çekip uzaktan bizi izleyen Naliz'in gözleri ile birleştirdi gözlerini. Naliz ise daha çok Barlas'a bakmamak için arkasını dönüp okula doğru yürüdü. Barlas da Naliz okula girene kadar arkasından baka kaldı. Naliz'in okula girdiğini görünce başının eğip dört saniye bekledikten sonra başını çevirip Eceye bakıp.

"Hadi gidelim." Demesi ile Ece başını salladı. İkisi de beni arkalarında bırakıp sınıfa doğru yürüdüler bahçede en ve Cellat tek kalmıştık. Cellat'a bakmam ile bası ile onun yanına gitmemi işaret etti. Etrafıma bakıp kimsenin olmadığına emin olduktan sonra hızlı adımlar ile Cellat'ın yanına doğru hızlı adımlar ile yürüdüm. Okulun arkasına geldikten sonra her şeye rağmen yine etrafıma baktım. Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra Cellat'a dönüp.

"Ne oldu Cellat?"

"Sana yardım etmek istiyorum." Demesi ile kaşlarımı çatım.

"Nasıl ve neyle ilgili yardım edeceksin."

"Naliz ile Barlasla ilgili. Eğer kabul edersen bir haftaya kalmaz Barlas Naliz'e aşık olduğunu anlar." Dedi ellerini cebine koyup sırtını duvara yaslayıp.

"Barlas Naliz'i sevmiyor." Dedim her cümleme basarak. Cellat gülümseyip sırtını duvardan çekip bana biraz yaklaştı.

"Seviyor ama henüz bunun farkında değil?"

"Nerden biliyorsun." Yüzüne bir tebessüm yerleştirip bana biraz daha yaklaşıp burnunu saçıma dayayıp derin bir nefes içine çektikten sonra saçıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.

CELLAT Where stories live. Discover now