28. Bölüm

606 44 17
                                    

Canım sıkıldığı için bir bölüm daha atayım dedim kıymetimi bilin açwpslğqşa

Herneyse iyi okumalar <33

------------------------

Bir süre bekledikten sonra yanımdaki biri hareketlenmeye başladı.

? : sen... Yenisin.

Tini: evet?

Brook: ben brook

Tini: Tini.

Brook: seni dönüştürmediler sanırım.

Tini: ne?

Brook: bilmiyor musun? Bizi deney için kullanıyorlar sonra öldürüyorlar.

Tini: aman tanrım... Ciddimisin?

Brook: sıra yakınlarda bana bile gelebilir. Dönüştürüldüm.

Tini: bu Dönüştürülme...

Derin bir nefes aldım.

Tini: tam olarak ne oluyor?

Brook tam konuşacakken içeri bir sürü asker girdi. Bize doğru yaklaşıyorlardı. Yanımıza geldiklerinde Brook'u çözdüler. Sanırım öldürüceklerdi. Arkalarından bağırmaya başladığım sırada başka bir asker gelip koluma iğne batırdı. Gözlerim kararmaya başlıyordu.

***

Gözlerimi açtığımda bir dişçi koltuğuna bağlanmıştım. Bağırmaya başladım. Bir süre sonra doktor ve birkaç asker geldi.

Doktor: küçük kızımız uyanmış bakıyorumda.

Tini: adi orospu! Bırak beni!

Doktor: sana hiç düzgün konuşmayı öğretmediler mi.

Doktor gayet sakin bir şekilde şırıngaya bir sıvı dolduruyordu. Doldurmayı bitirdiğinde bana döndü. Kalbime sebepsizce bir ağrı girmişti. Korkuyordum ve doktor bunu fark etmiş olucak ki konuştu.

Doktor: korkmana gerek yok. Ufak zararsız bir şey.

Tabi zararsızdır. Bana yaklaşmaya başladı ne kadar bağırsam da dirensem de bir şey olmuyordu. İğneyi yaptığında irkildim. İçindeki sıvı buz gibiydi ve vücudumda dolaştığını hissedebiliyordum. Birden gözlerim kapandı. Doktor gitmişti. Askerler kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladılar. Ne hareket edebiliyordum nede konuşabiliyordum ama herşeyi duyabiliyor ve hissedebiliyordum. Beni sanırım yine aynı odaya götürmüşlerdi ellerimden bağlayıp gittiler. Uzunca bir süre öyle bekledim ve gözlerim birden kendiliğinden açılmıştı. Ellerimi çözmek için bir süre etrafa bakındım. Arkamdan birinin dokunmasıyla tam bağıracaktım ki ağzımı kapatmıştı.

Five: *sesizce* şimdi sakin ol elimi ağzından çekeceğim bağırma.

Kafamla onay verince ağzımı bırakıp ellerime yöneldi çözmeye çalışıyordu.

Tini: five sen...

Five: bunu lütfen sonra konuşalım.

Five ellerimi çözer çözmez havalandırma borusuna girdik. Five önden ben arkadan gidiyordum yol ayrımına gelince five soldakine girdi. Bir süre sonra ışık yansımaya başladı. Işığa çok yaklaşmıştık dışarıyı görebiliyordum. Havalandırma borusundan çıktığımızda diğerleri vardı hemen bizi bir arabaya bindirdiler. 12 kişinin sığabilceği türde bir arabaydı. Biz five ile en arkaya geçmiştik.

Tini: five sen nasıl kaçtın?

Five: tom yardım etti.

Hemen five'a sarıldım. Bu hareketime şaşırdığını hissetmiştim ama sonrasında oda sarıldı.

------------------------

Fikir istediğim gibi ama bölüm istediğim gibi olmadı. Neyse eğer beğendiyseniz sıkıntı yok. Beğenmediyseniz silip bir daha yaparım.

Hayalet okuyucular sizde vote verip yorum yaparsanız sevinirim. Emek veriyorum lütfen boşa çıkarmayın <33

6. 𝒃𝒐̈𝒍𝒈𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔حيث تعيش القصص. اكتشف الآن