20. Bölüm

636 47 9
                                    

Kontrol etmeye zamanım olmadı yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

------------------------

Araba durduğunda gözlerimi açtım. Etrafıma bakındığımda bir kafenin önünde olduğumuzu fark ettim. Herkes arabadan inince bende peşlerinden indim. İçeri girdik yiyecek bölümüne girdiğimizde birkaç konserve vardı.

Tini: kahvaltımı bunlarla yapmayacağım.

Tom: başka yiyebilecek bir şey görüyor musunuz Tini hazretleri?

Göz devirip etrafa biraz daha baktım. Başka bir şey bulamayınca onların yanına oturdum. Millie yanıma oturdu ve bana önündeki yemeği gösterdi. Önündeki kaşığı alıp konserveyi açtım ve Millie'ye yedirmeye başladım.

Luke: Millie hiç konuşmazmı?

James: hayır.

Luke: neden?

Tom: neden seni ilgilendi-

Luke: küçükken bir şey yaşadı.

Luke: anlıyorum.

Herkes yemeğini bitirmişti Millie'yle bizi bekliyorlardı.

Lucia: Tini bir şey yemeden dayanabilecek misin?

Tini: kampta 2 gün aç bıraktıkları oluyordu bu yüzden dayanabilirim.

***

Tekrar yola çıkmıştık. Bir süre Millie'yle oynadım. Belim acımaya başlamıştı. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu, kafam düşüyordu.

Valery: Tini?

Birden kafamı kaldırdım.

Tini: evet?

Valery: sen iyimisin?

Tini: iyiyim.

Tişörtümde bir ıslaklık hissetmemle kimseye çaktırmadan baktığımda kanıyordu. Biri görücek diye panik yaptım. Hemen cama vurup bize dönmelerini sağladım.

James: ne oldu Tini?

Tini: şuradaki benzinlikte durmanız gerekiyor. Acil.

Arabayı oraya çektiler bende sweatshirt'ümü kanamanın görünmeyeceği şekilde belime bağladım ve lavaboya koştum. Belime bakarken yaranın büyüdüğünü gördüm. Birden kapı çalma sesiyle irkildim.

Tini: k-kimsin?

Valery: benim güzelim. Kapıyı açarmısın?

Kapıyı açtım Valery'yi içeri alıp hemen kapattım.

Tini: bu büyüyor!

Valery: ben diğerlerine söylemeye gidiyorum.

Tam kapıyı açmıştıki onu gücümle hafif geri ittim ve kapıyı kapattım.

Tini: anlaşmıştık diye hatırlıyordum?!

Valery: ah pekala. Benzinlikteki markete gidelim o zaman.

Markete gittik. Valery hemen pansuman malzemelerini alıp geldi. Bir yandan pansuman yaparken bir yandan da konuşuyordu.

Valery: bu nasıl büyüyebiliyorki?!

Tini: mikrop kapmış olabilirmi?

Valery: sanmıyorum. Zaten pansuman yapmıştık. Kolay kolay mikrop kapabilceğini sanmıyorum.

Kafamı 'anladım' anlamında salladım tiçörtümü indirdim. Tam kapıya doğru gidiyorduk ki James'i gördüm.

Tini: james?

James: ne zamandır buradasınız merak ettim. Napıyordunuz ikiniz?

------------------------

Kitap nasıl gidiyor? ----->

Arkadaşlarınıza önerirseniz sevinirim.

Vote verip yorum yapmayı unutmayın <3

6. 𝒃𝒐̈𝒍𝒈𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Where stories live. Discover now