XXII - XXIII - XXIV - XXV - XXVI

Start from the beginning
                                    

Kaysarov'dan sonra Piyer'in yanına daha başka tanıdıkları geldi; Moskova hakkında sorulan sorulara yanıt yetiştiremiyor, anlatılan hikâyeleri dinlemeye vakit bulamıyordu. Bütün yüzlerde heyecan ve telaş ifadesi vardı. Ama Piyer'e bu yüzlerden bazılarında beliren heyecanın nedeni daha çok kişisel başarı ve çıkar meseleleriymiş gibi geliyordu, bunu görünce başka yüzler geliyordu aklına; kişisel değil de genel çıkarların, hayat ve ölüm meselelerinin uyandırdığı gerçek yüz ifadeleriydi bunlar. Kutuzov, Piyer'i ve çevresinde toplanan grubu gördü.

"Çağırın onu bana," dedi. Yaver, Serenisim'in isteğini bildirdi; Piyer sıraya doğru yürüdü. Ama ondan önce Kutuzov'un yanına bir milis eri yaklaştı. Bu, Dolohov'du.

Piyer, "Burada ne arıyor o?" diye sordu.

"O öyle bir it ki her yere sokulur!" diye yanıt verdiler. "Rütbesi geri alındı. Şimdi yeniden göze girmek istiyor. Birtakım tasarılar sundu ve geceleyin düşman hatlarına sokuldu... Ama aşkolsun doğrusu..."

Piyer şapkasını çıkardı. Kutuzov'un önünde saygıyla eğildi.

Dolohov, "Altesinize arz edersem," dedi, "beni kovabileceğinizi ya da anlattıklarımı zaten bildiğinizi söyleyebileceğinizi düşündüm ki, o zaman ben..."

"Evet... Peki..."

"Ve eğer canını esirgemeyecek birine ihtiyacınız olursa beni lütfen hatırlayın... Belki altesinize yararlı olurum."

Kutuzov gülümseyen gözlerle Piyer'i süzerek, "Evet... Peki..." diye tekrarladı.

Bu sırada Boris saray mensuplarına has bir çeviklikle, başkomutana yakın olmak için Piyer'e sokuldu ve çok doğal bir tavırla, başlanmış bir konuşmaya devam eder gibi yavaşça ona dedi ki:

"Milisler, adeta, ölüme hazır olmak için beyaz gömlekler giymiş. Ne kahramanlık, Kont!"

Boris, Piyer'e bunu belli ki Serenisim duysun diye söylemişti. Kutuzov'un bu söze kulak kabartacağını biliyordu; gerçekten de Serenisim ona döndü,

"Milisler için ne söylüyorsun sen?" diye sordu.

"Onlar, Altes, yarın için ölüme hazırlanarak beyaz gömlek giydiler."

Kutuzov, "Ah... harika, eşsiz bir halk," dedi, gözlerini kapayarak başını salladı, "eşsiz bir halk!" diye içini çekerek tekrarladı.

Piyer'e, "'Barut mu koklamak istiyorsunuz?'"(Rusça'da savaş görmek, savaşa katılmak) dedi, "evet, hoş kokudur. Eşinizi saygıyla anımsarım, sağlığı yerinde mi? Konak yerim emrinizde."

Kutuzov, yaşlılarda sık sık görüldüğü üzere, söyleyeceği ya da yapacağı her şeyi unutmuş gibi dalgınca bakınmaya başladı.

Besbelli aradığını bulmuş gibi yaverinin kardeşi Andrey Sergeyeviç Kaysarov'u bir işaretle yanına çağırdı, "Nasıl, nasıl, Marin'in şiirleri, nasıl, şiirler nasıl? Gerekov ne yazmıştı: 'kolorduda usta olacaksın...' söyle, söyle," diye gülmeye hazırlandı.

Kaysarov okumaya başladı... Kutuzov gülümsüyor, şiirin ahengine başıyla tempo tutuyordu.

Piyer, Kutuzov'un yanında ayrılınca, Dolohov ona sokularak elini tuttu. Adeta bağırarak, yabancılara aldırış etmeksizin özel bir kararlılık ve heyecanla, "Sizi burada gördüğüme çok memnun oldum, Kont," dedi, "yarın kimin hayatta kalacağını bilemiyoruz, böyle bir günde, aramızda geçen anlaşmazlıklardan üzüntü duyduğumu size söylemek fırsatını bulduğum için mutluyum. Bana karşı kin beslememenizi isterdim. Beni affetmenizi rica ederim."

Piyer gülümseyerek Dolohov'a bakıyor, ona ne söyleyeceğini bilmiyordu. Dolohov yaşaran gözlerle Piyer'i kucaklayıp öptü.

Boris generaline bir şeyler söyledi; Kont Bennigsen Piyer'e döndü, kendisiyle birlikte cephe hattına gelmeyi teklif etti ona.

Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now