2:1

608 83 70
                                    

Hoseok'a atmış olduğum konumdan sonra, bedenimi anlamdıramadığım bir huzursuzluk ele geçirmişti.

Her ne kadar ona aşık olsam da, benden düne kadar nefret eden, öldürmek isteyen birinin şimdi beni kabul etmesi oldukça trajikomik bir durumdu.

Bundan da bir bokluk çıkacaktı ama umursamamaya çalışıyordum. Ondan şüphelensem de, kendi ayaklarıyla bana geleceğini biliyordum.

Düşüncelerimden sıyrılıp, doktorumu aramıştım. Yarın hoseok gelecekti ve kardeşini bu şekilde görmesini istemiyordum.

Bir kaç çalıştan sonra telefon açılmıştı. Doktordan sadece atacağım konuma gelmesini istemiş, konuşmayı kısa keserek telefonu kapatmıştım.
Ardından adımlarımı taehyung'un odasına yönlendirmiştim. Odaya girmemle, taehyung'un gözleri beni bulmuş 1 saniyelik göz göze gelmemizle bakışlarını üzerimden çekmişti. Açıkçası, taehyung'un o güzel yüzünü mahvettiğim için üzülmüyordum. Onları yaptıktan sonra da, ilgilenmemiş kendi başına bırakmıştım. Başının çaresine bakabilecek yaştaydı.

Şimdiyse, yaraları ne kadar derin olsa da çabuk kabuk tutmuşlardı. Sadece, sağ bacağının üzerine basamıyordu. Bu da pek umrumda sayılmazdı zaten.

"Şanslısın, yarın bir ihtimal gidiyorsun."

Taehyung bu dediğimle, bedenini bana çevirmiş ve 'sen ciddi misin?' der gibi bakışlar atıyordu.

"Çok sağol ya, ne gerek vardı? Ölseydim daha iyi olurdu."

"Değil mi? Ben de seve seve yapardım bunu ama yazık oldu..."

Sahte bir üzüntüyle konuşarak, dudaklarımı büzmüştüm.
Taehyung, tam konuşmak üzereyken çağırmış olduğum doktorun odaya girmesiyle durmuştu.

"İyi günler Yoongi bey, korumalar beni buraya yönlendirdi. Ne için çağırmıştınız?"

"Hoşgeldin Jake, doğru yerdesin. Şu yataktaki kişinin yaralarını kontrol etmen için çağırmıştım."

"Tabi efendim, ilgileniyorum."

Jake'in taehyung'un yanıns gidip, yaralarını kontrol etmeye başlamasıyla odadan çıkmıştım.

-

-Hoseok-

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştım. Bir süre tavanla bakışmış, ardından esneyerek yataktan kalkmıştım.

Bugün Yeontan evde yoktu, namjoon'a ona bakması için rica etmiştim. Neyse ki o da kabul etmişti. Sonuçta bir kaç gün evde olmayacaktım.

Daha fazla oyalanmamak adına, banyoya gitmiş ve ayılmak icin yüzüme soğuk su vurmuştum. Yüzüme temas eden soğuk suyla titremiştim. Yüzümü kurulayarak banyodan ayrılmıştım.

Kahvaltı yapmayacaktım. Üzerimi değiştirip, direk yoongi'nin attığı konuma gidecektim.

Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp, yatağımı yarım yamalak toplamıştım. Eh, biraz hem heyecan hem de korku sarmıştı bedenimi.

Yatağımı toplamamın ardından, dolabın kapaklarını açmış ve kıyafetlerde gözlerimi gezdirmiştim. Çoğunlukla koyu renkler hakimdi. Bu yüzden fazla düşünmeyerek, oversize gri tonlarında bir t-shirt ile diz kapaklarında yırtıkları olan siyah pantolonumu almıştım.
Üzerimi, seri hareketlerle değiştirmiş, aynanın karşısına geçerek dağınık olan saçlarımı ikiye ayırarak ellerimle olabildiğince düzelttim.

Boynuma ve bileklerime hafif kokusu olan vanilya kokulu parfümümü sıkmıştım.

Ardından odamdan çıkarak, dış kapıya gelmiştim. Ayakkabılıktan siyah deri botlarımı alarak, hızla giyinmiştim.

Evden çıkarak, seri adımlarla taksi durağına doğru ilerlemeye başladım.

Yaklaşık yarım saatin ardından, taksi durağına varmış ve boş bir taksiye binerek cebimdeki telefonu çıkartmıştım.
Yoongi ile olan konuşmalarımıza girerek, konuma tıklamış ve konumu göstermiştim.

Şoför başta konumu göstermemle bana garip bakışlar atsa da umursamamış, arkama yaslanmıştım.

-

Nerdeyse aradan 1-2 saatin geçmesiyle sonunda konuma varmıştık.
Taksiden inerek tutan miktarı şoföre vererek etrafıma bakınmıştım.

Karşımda iki katlı bir villa duruyordu.  Belki yanlıştır diye tekrardan telefonuma bakmış, konumun bu evi göstermesiyle dumura uğraşmıştım.

Karşıma ne çıkacağını bilmiyordum, bu nedenle de içimdeki korku daha da büyüyordu.

Sakin olmaya çalışarak, evin önüne gelmiş ve karşımdaki korumalar herhangi bir şey demeden demir kapıyı açmıştı.

Demir kapıdan geçmemle beraber, karşıma çıkan bir diğer korumalar ile kaşlarımı çatmıştım. Şaşırmıştım bu duruma,

Ta ki, kapıdan çıkan bedeni görene kadar...





Haiii, geç atmak istedim çünkü canım istedi.

Bir kaç gün bölüm atmayabilirim. Bu hafta biraz yoğunum ehe.

Neyse, güzel bölüm oldu beğendim.

Yazım yanlışı falan varsa affedin, kontrol etmeye üşeniyorum. Sonra düzeltirim zaten.

Hoseok kocamla hepinize iyi geceler. Sabah okuyucalara da günaydın.<33






Behind the Curtain / SopeWhere stories live. Discover now