2:0

613 80 103
                                    


"Şimdi herkes beni dinlesin! Herhangi bir şey ile uğraşmayın. Çünkü bu şuan önemli bir konu."

Konuşmamla birlikte, telefonuyla ilgilenen, aralarında fısıldaşan herkes susmuş ve pür dikkat beni dinlemeye başlamıştı.

"An itibari ile eski çalışanımız olan Min Gyu, Yoongi adına çalışan bir casus olduğu ortaya çıkmıştır.

Kanıtınız var mı diyecek olursanız eğer, elim de yeterince kanıt bulunmakta. Şimdi izninizle bu kanıtları size sunmak istiyorum ki herhangi bir iftira söz konusu olmasın."

Masa da açık halde duran telefonumu projeksiyondan, masanın hemen önünde duran perdeye yansıtmıştım.

"Ekranda görmüş olduğunuz fotoğraflar, Gyu ile Yoongi'nin arasında geçen konuşmalara ait.

Bu konu hakkında daha fazla açıklama yapmama gerek yok her şey ortada zaten."

"İyi de komiserim, bunların shop olup olmadığını nereden bileceğiz?"

"Hemen açıklayayım Nam-kyu; Bunları, bilgisayar mühendisi olan arkadaşımın tek bir hareketiyle bir nevi ifşaladım. Yani, bu fotoğrafların hiç biri shop olma ihtimali yok."

Nam-kyu bu sözlerim ile başını hafifçe sallamıştı.

"Asıl konuya gelirsek eğer, Min Yoongi'ye küçük bir oyun oynayacağız. Anlayacağınız gibi bu bizim tabirimizle; tuzak olacak."

"Nedir bu tuzak komiserim?"

"Yoongi'ye teslim olacağım. Yani, ona bir kaç asılsız yalan söyleyerek güvenini kazanacağım ve sonra da bam!"

Ellerimi birbirine vurmuş, ardından destek amacıyla masaya tutunarak eğilmiştim.

"İşini bitireceğim."

"Hoseok, bu çok iyi bir plan ama burada senin zarar görmeyeceğinin garantisi var mı?"

"Evet, garantisini verebilirim Namjoon. Sonuçta, bana platonik olduğunu sanan biri. Onun tek istediği de benim, bu sayede bana hiç bir şekilde zarar vermeyecek, veremez de."

"Anladım..."

"Unutmadan, bana 1 veya 2 hafta müddet verin. Bu bir-iki hafta içerisinde her şeyi bitireceğim.

Ayrıca, Yoongi herhangi birinizi bir şekilde sorguya çekecektir. Hanginizi sorguya çekerse çeksin, ona hiç bir şekilde bir şey farkettirmeyeceksiniz."

"Emredersiniz komiserim!"

Herkes bir ağızdan bağırmıştı. Bağırmaları ile yan bir gülüş atmış ve omuzlarımı dikleştirmiştim.

"Güzel, şimdi çıkabilirsiniz."

Odadaki, bütün görevliler çıkarken namjoon ve jin oturmaya devam ediyordu.
Anlaşılan söylecekleri bir şey vardı.

"Ne oldu çocuklar?"

"Hoseok, bunları 2 hafta da yapabileceğine emin misin?"

"Evet, evet eminim seokjin. Yoongi'yi kandırmam kolay olacak."

"Üzgünüm hoseok ama yoongi her ne kadar sana takıntılı olsa da buna kolay kolay inanacağını sanmıyorum."

"İnanmazsa da hiç uğraşmadan bu işi halledeceğim namjoon."

"Peki, sen ne dersen o hoseok."

Bir şey demeden odadan çıkmıştım.
Şimdi ise kendi odama gidip Yoongi'ye yazacaktım.

Behind the Curtain / SopeOnde histórias criam vida. Descubra agora