olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş

868 63 116
                                    

doruk yeni aşina olduğu pişmanlık duygusuyla birlikte aybike gittiğinden beri kalkamamıştı o banktan. berk'le yaşadıkları yavaş yavaş gözünde canlanırken onu görmezden gelmiş olduğu zamanlar da bir yandan kalbini acıtıyordu. bu zamana kadar aşk adı altında bu yaptıklarının onu bambaşka bir noktaya getirdiğinin farkına nasıl yeni varabilmişti? bu soru sürekli kafasında dönüp dururken neyi nasıl telafi edeceği hakkında hiçbir fikri olmaması da bunun cabasıydı..

-en yakın arkaşındı lan o senin! ona naptın daha doğrusu kendine naptın bu halin ne? kendinden nasıl bu kadar uzaklaşabildin doruk, başkası bunları söylemeden farkına varamayacak kadar nasıl uzaklaştın kendinden? asiye'nin, aşık olduğun kızın gözünü boyamaya çalışmışsın bunca zaman gerçekten iyi olmak istememişsin ki..
ya aybike konuşmasaydı senle, nolucaktı? hı? çok aşığım, çok iyiyim, oh süperim diyerek devam mı edecekti bu farkına bile varamadığın oyunun? berk nolucaktı lan?! o çocuğu alışık olduğu halde unutmaya çalıştığı yalnızlığın ortasına yeniden atmaya utanmadın mı? komada mıydın oğlum, kafayı yicem ya!

doruk kendi kendine bunları söylerken bir yandan da kafasına vuruyordu, çevredekilerin tepkisi umrunda olan son şey bile değildi ki zaten 2-3 kişi anca vardı.

-napıcaksın şimdi hı? tamam çok pişmansın, kafanı skm bla bla ama napıcaksın?

doruk napacağını bilmez haldeyken birden eli rehbere gitti. berk'i arayıp aramamakta oldukça kararsızken o anlık vazgeçip galeriye girdi. berk'le olan fotoğraflarına bakarken o zamanlar gözünde canlanıyordu..

-kimsin lan sen ki berk'in sahibi olasın? veya herhangi birinin? ne bu özgüven gerizekalı? ben nasıl böyle bir şey düşünebildim ya? tamam, önceden de iyilik meleği değildim ama arkadaşıma bunu yapacak biri de değildim ya..

doruk bu düşüncesi karşısında biraz duraksadı.
-yoksa?..

doruk pişmanlıktan daha ağır bi duyguyla karşı karşıyaydı..
kendini tanıyamıyordu.
sanki bu zamana kadar olanların hepsi onun bilinci dışında gelişmişti ve az önce aybike'nin dedikleri onun uyanmasına sebep olmuştu..

-doruk atakul, doruk atakul. kim lan bu doruk atakul?! bi soyad mı ayırıyor seni diğer insanlardan? önüne gelenin hatta arkadaşının bile sahibi olabileceğini bi soyad mı düşündürdü sana? ben sana bi şey söyleyim mi? bu zavallılıktan başka bir şey değil.

sonunda bir şeylerin farkına varma sırası doruk'a gelmişti..
-kendi kendine nasıl yaptın bunu doruk sen? nasıl seçeceksin şimdi neyin yalan neyin doğru olduğunu? asiye'ye olan aşkın mı yalandı yoksa bu "iyilik atakul" tavırların mı? berk'le olan arkadaşlığın mı yalandı yoksa senin ona değer veriş şeklin mi? nasıl hayatında doğru diyebileceğin bütün şeylerden şüphe ettirebildin kendini? nasıl?

doruk kendisiyle yüzleşirken bir yandan da ayakları onu gitmek istediği yere götürüyordu..
kendisine olan bitmek bilmeyen öfkesine kısacık bi ara verip önünde durduğu eve baktı doruk.
berk'in evine..

-aynen gerizekalı yüzsüzlük deyince de sensin. yürü git ya nasıl bakacaksın ki olum berk'in yüzüne?
ne diyeceksin? "ben kendimde değildim galiba çünkü salağım başka açıklamam yok duruma, sana yaptıklarım da bu yüzdendi. ha bi arkandan sahip dedim ben sana daha önce de kendimi senin sahibin olarak görüyormuşum ha ha komik şaka demi?" mi diceksin? yeterince batırmadım biraz daha batırayım diyorsan güzel plan yolun açık olsun. ki sen yeterince batırdın..

napacağını bilmez halde bir yandan konuşup bir yandan da evin önünde volta atıyordu doruk. berk odasının penceresinden onu görene kadar buna devam etmeye kararlı gibiydi de.. berk aşağı inip kapıyı açtıktan sonra doruk'a seslendi.

mama i'm in love with a criminalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin