seni kendime sakladım

1.9K 75 55
                                    

seni kendime sakladım
hepsini ben hesapladım

yine ataman koleji ve yine her an kaos dolu olabilecek olan yeni bir gün... günaydın günaydın. akşamki tatlı tatlı jestlerden sonra okula gayet mutlu gelenler olmuştu o gün tahmin etmesi zor olmasa gerek...
berk sınıfta bahçeye doğru bakmaktan kafası kopmak üzereyken aybike ve eren family sınıfa giriş yapmıştı. ama berk hala onları görmemişti, o kadar odaklanmıştı ki aybike'nin gelişini görmek için bir saniye bile gözünü ayırmadığı pencereye. hatta bu yüzden doruk'la yer değişmişti. doruk da asiye gelene kadar berk'le dalga geçmişti benden fena çıktın sen diye. aybike bunları farkedince doruk'a kaş göz yaptı. doruk ilk önce anlamadığı için yeni bir dil keşfetmeye yaklaşsalar da en sonunda anlaşıp yer değiştiler. asiye'nin zaten olanlardan haberi vardı oğulcan da zaten içimde kanser olacağına dilimde konser olsun mottosuyla ömer'e anlatmıştı duyduklarını. o da her ne kadar şaşırıp sinirlense de asiye olayındaki gibi anlayış göstermek zorunda kalmıştı en son. tabii ikisi de ölümcül bakışlarını esirgemiyordu berk'ten ama aybike mutluysa gerisi halledilir kafasındaydılar (aşklarım💖) ya da olası ters bir durumda berk'i bi güzel döveriz kafası, orası tartışmaya açık.. aybike biraz berk'i izledi o halde. gerçekten mi diyordu içinden gerçekten berk mi bu. inanamıyordu ama çok mutluydu bu kesin. berk'in kulağına doğru yaklaştı:

-o gemi gelir mi dersin?
-ha? aa aybike berk'in şaşkınlık ama aşırı dozda da mutluluk içeren yüz ifadesi görülmeye değerdi.
-aybike ya kafan kopacaktı az daha baksaydın tatlım hayırdır?
-birini bekliyodum da..
-geldi mi peki
-tam karşımda duruyo
ikisi de kocaman gülümsedi
-sen güzel oldun böyle ama sürekli de pamuk şeker gibi dolaşma ya psikopat bir ikili oluruz diye düşünmüştüm ben. ama sen her sabah güneşi selamlıyosun artık mutlulukla aloo nerde psikopat berk özkaya. aybike elini berk'in gözünün önünde sallayarak söyledi bunu. berk gülümseyerek elini tuttu.

-mutluyuz herhalde kızım. felsefe kitaplarında geçen gerçek mutluluğu keşfetmiş gibi hissediyorum biraz bekle bünye alışsın bu okulu birbirine de katarız sen rahat ol.
-ha iyi iyi çabuk alıştır bünyeni o zaman. her güne bi doz kaos iyidir, insanı dinç tutar.
berk yumruk yaptığı elini aybike'ye doğru uzattı:

-partner in crime?

aybike kocaman gülümseyerek berk'in tutmadığı elini yumruk yaptı. böylece çok aşık olduğu suç ortağıyla kendi aralarındaki görünmez sözleşmeyi imzalamış oldu.
hoca içeri girdiğinde aybike kalkacak gibi oldu yerine geçmek için ama berk tabii ki halinden çok memnundu.

-doruk'u bıraksan zaten sittin sene kalkmaz ordan. e bence sen de buraya çok yakıştın ne gerek var duvar kenarı sıraya bak mis gibi manzara da var burda hı?
-manzara derken kendini kastettin demi? gülüyordu bunu sorarken
-yani göreceli bir kavram tabii bu. ben bahçeyi falan kastetmiştim. e ama sen napayım ben bahçeyi burda sen dururken dersen, beni istediğin kadar izleyebilirsin tatlım, gıkım da çıkmaz merak etme.

berk dudaklarına görünmez bir fermuar çekmişti bunu söyledikten sonra. aybike gülerek berk'in koluna vurdu. sonra dönüp doruk'a gözün aydın tarzında bi hareket yapmaya çalıştı. biraz uzun süren bir cebelleşmenin ardından zor da olsa anlaştılar. aybike önüne döndü ama bazı bakışlar hissetti üzerinde. berk kolunu sandalyesine dayamış bir şekilde aybike'yi izliyordu.

-hoca görürse herkes küçük bi unicorn olduğunu öğrenir bak önüne dön.
böyle demesine rağmen hoşuna gidiyordu ve gülümsüyordu aybike.

-çok da umrumdaydı. onlar kendi salaklıklarına yansın. gerçek mutluluğu keşfettim diyorum. hem adrenalin dinç tutar insanı. fısıldayarak senden alıntı yaptım kendime uyarlayarak.
-altyazı geçiyor bi de hay allah'ım ya.

dersler bu şekilde tatlı sohbetlerle ve birbirini izlemelerle geçti. son dersin sonlarına doğru beden hocası gelip bir duyuru yaptı.

-arkadaşlar proje ödevi olarak herkes birbirine bilmediği bir sporu öğretecek ikili gruplara ayrılarak. ben grupları buraya yazdım bakarsınız.

deyip çıktı dersin hocası da zaten dikkatleri dağıldı diye dersi bitirip çıktı. herkes kimle eş olduğuna bakıp çıkıyordu sınıftan. talya 32 diş sırıtarak berk'e biz seninleyiz tatlım dedi. berk tam ağzını açacaktı ki gözü aybike'ye kaydı. talya'ya türlü işkenceler yapacakmış gibi bakıyordu. sonra kendi kendine konuşmaya başladı.

-hayır ben anlamıyorum tamam burası kolej kolej de siz ant mı içtiniz her okuldan farklı olcaz diye. hipokrat yeminin farklı versiyonunu oluşturdunuz da onun üstüne de mi yemin ettiniz daha da sağlama almak için. bir hocanın ağzından da çocuklar açın kitapları şu şu sayfayı işaretleyin haftaya kontrol edicem lafı duymadım arkadaş. hep bir grup oluşturtma merakı. yok empati kurun yok tiyatro yapın yok spor bilmiyo onu öğretin. esra erol kolejde programının içindeyiz de benim mi haberim yok hı nerde kameralar--?!

diye etrafına bakarak söylenirken berk'le göz göze geldi. her şeyi dışından gayet sinirli bir şekilde söylediğini o an farketti.

-ben şey ya eğitim sistemine genel bi isyan şeyapayım dedim ama--
berk cık diyerek kafasını olumsuz anlamda salladı.

-yemedin mi?

berk yine olumsuz anlamda kafa salladı.

-sen baya baya kıskandın beni az önce..
-yaani şimdi objektif subjektif olarak ikiye ayrılan düşünceler göz önüne alınırsa---
-aybikee
-ay evet kıskandım ne var. seni kendime saklamış olamaz mıyım ben. var bence öyle bi hakkım. belki turşunu kurcam kardeşim kime ne. kız gelmiş evlenme teklifine evet der gibi bork boz sonlo oşoz diyo, arkasında bi she said yes pankartları eksik. napsaydım?!
-dünyanın en güzel ve en yaratıcı kıskanan insanı gibi bir kategori olsaydı guinness rekorlar kitabında birinci sıra senindi şu an. en azından benim için.
aybike'nin yüzü aniden yumuşadı.
-ben sana önceki gibi kızamayacak mıyım artık. ne bu gözüme sevimli gelmeler olum yicem şimdi seni.

diyerek yanağını sıktı berk'in. berk de gülümseyerek elini aybike'nin yanağına koydu aybike ilk önce bi şaşırsa da sonra kafasını o tarafa doğru yatırdı. berk bu harekete gülümseyip konuşmaya başladı.

-olabilirsin..

aybike hem sersemlemenin, hem de sinir krizi sonrasının etkisiyle berk'in ne demek istediğini anlamamıştı.

-hı?
-beni kendine saklamış olabilirsin diyorum. var öyle bi hakkın. çünkü ben de seni kendime sakladım...

aybike kocaman gülümsedi. berk de o sırada çantasından kulaklığını çıkardı birini kendi kulağına diğerini de aybike'nin kulağına taktı. ve duman-seni kendime sakladım şarkısı çalmaya başladı. ikisi de sıraya kafasını koydu şarkı çalmaya başlayınca. yüzlerinde kocaman gülümsemelerle birbirlerine bakarak uyuyakaldılar..

~~~
yalnız yine yaşayamadığımız hayatı başkalarına iyi yaşattık arkadaşlar...
💥SELAM HERKESE💥
yeni bir bölümle yine karşınızdayım. hızlı mı oldu acaba dediğim bölümlerden ilkiydi işte bu. 2 part gibi oldu aslında uzuunca yazınca. hala okuldalar şu an eve dönücez bi de o da 2. part olacak. umarım çok ani gelmemiştir size noluyoruz demezsiniz yani. ama şöyle bi durum var ben arada özel bölümler de yazmak istiyorum sizden de fikirler alarak. yani bu hikaye şu an bi akışta o bölümler bunlardan tam bağımsız olmayacak ama akışa da çok etki etmeyecek. güzel olur bence berk'i de biraz ağlatırız hem (dedi ve yazarken kendisi ağladı). ayrıca bu bölümü sevdiyseniz diğer bölüm çarpı üç dört kat gibi bir şey oldu bana göre. berk ve "gerçek mutluluk" söz konusu olunca tatlı şeyler sürekli kat sayı değiştiriyor işte.
pofuduğuz vesselam...
*bölüm sonrası ekleme*
azcık sahnemiz olmasının üstüne bi de fragmandaki olayın berk'le bağlantısı var mı yok mu düşüncesi beni çok gerdi. sizce var mı? o yüzden burdaki pofuduk berk'le başbaşa bırakmak istedim sizi, unutmak istediğimiz bazı olaylar yaşandı malum...

özel bölüm ilham perisi olmanız için, bölüm hakkındaki düşünceleriniz için veya diyecek herhangi bir şeyiniz için burda toplaşalım➡️

keyifli okumalar, çokça sevgiler💜🌸

mama i'm in love with a criminalWhere stories live. Discover now