rengarenk bir yaşam umut rüyası

939 77 78
                                    

altı üstü bir bilet parası
haydi koş gel bir cennet burası
rengarenk bir yaşam umut rüyası

aybike sinirli görünmeye çalışarak ama bir yandan da gülmesini tutamayarak arabadan indi.

-yürümek tanımı hakkında konuşalım mı bi gün seninle berk? hani neleri kapsar falan diye?
-bu konuda asıl ben ders vermeliyim tatlım ne münasebet.
-sen ders versen türkiye nüfusunun yarısı yaşına başına bakmadan nikah dairesine koşar yapma lütfen.
-aybike abartmıyor musun naptım sanki ya?!
-ya bilmem ne olabilir aramızda kısmında torpidodan yüzük çıkaramazsın! bi de gelmiş naptım ki diyosun.
-çakmaydı o yüzük, sayılmaz.

berk'in omuz silkerek söylediği cümleden sonra aybike gerçekten mi ifadesiyle berk'in önünde durdu.

-off tamam. bu duygusal konuşmayı sen istedin.
mesele evlilik değil ki ben sen sürekli yanımda ol istiyorum, senle uyumak senle uyanmak falan klişesi işte. bugün ilk defa evime geldin ama sanki hep ordaydın aybike veya ben o görüntüyü hep orda istedim bilmiyorum.. bu yüzden şakayla karışık yapıştırıyorum teklifi işte arada.

aybike bu durumun altında böyle bir sebep yattığını düşünmemişti hiç. berk hakkında çok fazla duygusal şey öğrenmişti bugün. onu sarıp sarmalayarak dünyadan korumak istiyordu. o herkesin mesafeli baktığı çocuğun bu kadar hassas olduğunu kim bilebilirdi ki?
aybike berk'e yaklaşıp elini yanağına koyarak konuştu.

-inanır mısın o dediğin klişeyi yaşamayı ben de çok istiyorum. ama zamanı var işte. sana söz veriyorum ben hep o resmin içinde olacağım, sen hiç yalnız olmayacaksın..
hem vazgeçtim sen tekliflerine devam et bence kim bilir bir gün evet cevabını alırsın belki.

berk gözleri parlayarak aybike'ye bakınca aybike gelecek olan soru yağmuruna karşılık gülerek önüne dönüp yürümeye başladı. berk de onu yakalamaya çalışırken bir yandan da sesini duyurmaya çalışarak konuşuyordu.

-aybike kabul edebilirim bir gün dedin ama ben o günü nerden bilicem? aybike! bak önceden haber ver ben bilmiyormuş gibi yaparım. ben o okuldaki yellozlara berk çakma yüzükle evlilik teklifi yapmış dedirtemem aybike ya! bi dursana!

aybike berk'in dediklerine çok gülmesine rağmen devam ediyordu. oyuncakların olduğu bölgeye gelince durmuştu. berk de nefes nefese yanındaydı.

-burda geleceğimizle ilgili önemli bir detaydan bahsediyorum sen dönmüş önüne gidiyorsun! ayıp...
-senin dedikodu sevdan canım o, geleceğimiz neresinde bunun?
-dinime söven müslüman olsa bari.
-neyse bunları şimdi niye konuşuyorsak. neye binelim önce? hangisini istersin?

berk aybike'nin bu hevesine gülümsemişti. kendisi için bunu yaptığını biliyordu ve bu onun için çok değerliydi.

-korku tüneli hariç hepsi uyar bana.

aybike şaşırarak berk'e döndü.

-berk özkaya'nın korku tünelinden korktuğu bilgisi yoktu bende.
-korkmak değil canıım. yani yeterince aksiyon var hayatımızda ekstra heyecana ne gerek var demi ama? her şeyin fazlası zarar, bilim adamları hep söylüyor.
-beni mi daha çok seviyorsun bilimi mi desem oturup düşünecek gibisin öyle bir aşk sizinkisi de.
-bendeki sevginin boyutunu bilsen şok olursun tatlım, bilim adamlarında yok öyle bir ölçü o derece.

aybike beklemediği cevabın karşısında gülümsedi. hem bunun teşekkürü için hem de aklındaki plan için hızlıca berk'in yanağına bir öpücük kondurup elinden tutarak çekiştirmeye başladı.
berk nolduğuna anlam veremeyip konuşmaya başladı.

mama i'm in love with a criminalWhere stories live. Discover now