Balo- İğrenç shipler

2.6K 189 58
                                    

Arabaya bindiğimizden beri Carla ve Marcus konuşuyordu. Ama Carla habire konuşuyor Marcus da isteksizce cevap veriyordu. Moralini bozmuştum. Ama olsun iyi oldu

" Evet geldik. Evimizce hoşgeldiniz"

Saraya gelmiştik. Kırk saat giriş töreninden geçtik. İçerisi bir sürü sihirli kişi ile doluydu.

" Hoşgeldiniz Carla hanım"

" Hoşbulduk Monter"

İçeri girdiğimiz anda en baş köşede oturan Prens gözüme çarptı. O da maşallah yani.

Bize gösterilen masaya doğru gidip oturduk. Masalar çok şık ve zarifti. Carlos olduğunu düşündüğüm kişi bize doğru geliyordu. Ve ayrıca en baş masa bizimkisiydi.

" Hoşgeldiniz. Freya, Laura, Marcus, Richard, Diego, masanıza oturabilir miyim."

Bir tek benim yanım boştu. Aslında bilerek böyle oturmuştuk. Marcus benimle konuşmaya çalışıyordu ve ben ondan uzaklaşıyordum. Aslında uzaklaşmamı gerektirecek çok bir şey yoktu Carlos ile daha rahat anlaşabileyim diye onu kendimden uzak tutuyordum.

" Merhabalar, ben Carlos."

" Bende Daisy. Tanıştığımıza memnun oldum"

" Bende"

Ve elimi öptü. Ehehe iyi bir başlangıç.

" Biraz dans mı etsek?"

Freya bu soruyu planlı sormuştu.

" Carlos enerjiyi biraz düşürsen de bir dans mı etsek?"

" Hay hay"

Carlos elini şıklattı ve bir anda müzik değişti. Diego ve Laura kalktılar, Richard ve Freya da kalktılar. Marcus da benim yanıma geliyordu ki duruma el attım.

" Carlos beraber dans edelim mi?"

" Bu benim için bir şeref olur"

Elimi tuttu ve beraber dansa kalktık. Biz kalkınca Marcus'un da Carla'yı kaldırmasını bekledim ama o üzgün bakışlarla bana bakıyordu. Yaaa kıyamam ama böyle yapma. Onun gönlünü alırdım bir şekilde.

" Biliyor musun bazen bu aşırı terbiye ve asaletten çok bıkıyorum"

" Neden ki? Hep böyle olmak zorunda mısın?"

" Ben kralın oğluyum hep dik duruşlu olmam gerekir. Ben kız kardeşim gibi olamam. Ben eğlenmeyi seviyorum, böyle şeyleri değil. Kusura bakma seni de dertlendirdim"

" Aa ne alakası var. Hadi odana çıkalım ve eğlenelim"

" Ciddi misin?"

" Evet neden olmayayım?"

" Genellikle çoğu kişi benimle böyle konuşamaz. Yanlış anlama ego için demiyorum. Herkes benim çok güçlü ve korkulası biri olduğumu düşünüyor. E hadi çıkalım o zaman"

Beni sarayın arka odalarından dolaştırdı. Git git bitmiyordu. Sağa saptık sola saptık düz gittik dere tepe düz gittik.

" Burası benim odam"

Odaya girdiğim an manzara ile şok oldum. Oda benim evim kadardı. Gidip koltuklardan birine oturdum.

" Evet benden ne istiyorsun. Boşuna odama gelmiş olamazsın. Şimdi asıl yüzünü gösterme vakti. Para? Kitap? Veya birini doğaüstüne falan mı çevirmek isteyeceksin? Söyle bana kısa kız."

Wtf. Bunu beklemiyordum işte. Ayrıca benim nerem kısa 1.68 boyundayım ben. Tabii sen 1.90 olunca kısa olabilir ama değilim

" Ne diyorsun sen?"

" Sence odama gelmek istemen sadece bana yardım etmek miydi? Buna inanacak kadar salak değilim. Söyle ne istiyorsun?"

" İyi. Bir şey istediğim falan yok. Gidiyorum ben. "

Çok sinirlenmiştim. Evet yani belki söyledikleri doğruydu ama böyle de söylenmez yani.

Kapıyı kapatıp odasından çıktım. Nereye gideceğimi de bilmiyordum.

" Daisy. Özür dilerim"

" Onca hakaret et sonra özür dile. Yok ya. Prens falan dinlemiyorum beni Marcus'a götür."

" Tamam ama lütfen bir şey söylememe izin ver."

" İyi tamam söyle"

" Ben zihin okuyabiliyorum. Aslında iyi birisin ama neden buraya geldiğini bana söylemen lazım"

Bu hiç iyi olmadı işte

" Marcus ile mührümün hiç kopmaması için ne yapmam gerekiyor?"

" Cidden bunun için miydi?"

" Evet"

" Senin de onu çok sevmen lazım bu kadar basit"

" Tamam. Ama yine de eğlenebiliriz"

" Bunu içten söyledin. Tamam o zaman"

🌼🐺🌼🐺🌼🐺🌼🐺🌼🐺🌼🐺🌼

Aplalarım oy ataaaan kurt adam sıralamasına girmek istiyorum lütfen. Hadi öpüyorum kaçıyorum

Yasak MühürWhere stories live. Discover now