Sürü

4.6K 268 248
                                    

Beni nereye götüreceğini merak ediyordum. Elimi tuttu ve koşmaya başladık. Yeter Marcus yeter. O kadar kasları boşuna mı yaptın insan kucağına alır terbiyesiz. Ya da ne bileyim geri kurt ol beni sırtına falan al ayıp ya. Koşuyorduk ve Marcus birden durdu. E tabii o durunca bende onun sırtına tosladım.
" Aaaağğğ acıdı ya yavaş dursana azıcık"
" Pardon ya özür dilerim"
Bunu dedi ve birden yine koku yayılmaya başladı. Sanırım işi çözmüştüm. Beni ne zaman susturmak istese koku yayıyordu zalımın oğlu.
" Des, istersen ben yeniden kurt olayım. Sende sırtıma bin. Olur mu? Eğer benden o şekilde korkuyorsan seni kucağıma da alabilirim."

Duydu mu beni ya

" Yok ya niye korkayım. Hem bende az kurt sırtında dolaşmış olurum. Peki ya Paskal ne olacak?"

" Onu merak etme, ben onu geri evinize gönderirim. Burası bir köpek için çok tehlikeli."

" Tamam"

Benden uzaklaştı, ve yeniden öne atılıp kurt oldu. Tabii dev kurt desek daha doğru olur. Yanıma korka korka yaklaştı. Benim ondan korkmamdan korkuyordu.

" Marcus biraz daha cesur olmalısın."

Yüzümde çapkın bir gülümseme ile söylemiştim bunu. Birden kendimi ona yakın hissetmiştim işte sorgulamayın.

Bana yaklaştı. İçinden güldüğünü anlayabiliyorum. Marcus bir patisini yukarı kaldırdı. Şu inceliğe bakar mısınız bana patisinden merdiven yapıyor.

Saçlarım topluydu ama açtım. Çünkü hızlı koşacaktı ve saçlarımın uçuşmasını istiyordum. Sırtına bindim ve
" hazır mısın?"
Dedi. Bunu nasıl demişti? Ama sanki ses beynimin içinden gelmişti. Allahım allahım ben nereye düştüm ama iyi ki düştüm.

" Hadi Marcus ne kadar oyalandık. Uçur beni"

Hızlıca koşmaya başladı. Çok güzeldi. Saçlarım uçuşuyordu, biraz öne eğilmiştim, hafif de zıplıyordum. O kadar eğlenceli ki..

" WOHOOOO MARCUS BUNU BİRAZ DAHA SIK YAPMALIYIZ. ÇOK GÜZEEEEEEEL."

Bağırıyordum çünkü çok hızlı gidiyorduk. O koşuyorudu ve ben kahkahalarla gülüyordum çünkü çok zevkliydi. Marcus'un yorulduğunu hissedebiliyordum ama ben çok mutlu olduğum için durmuyordu. Dinlenmesi lazımdı.

" MARCUS MİDEM BULANMAYA BAŞLADI"

Yavaşladı ve durdu. Bende onun üstüne doğru yattım. Malum kocamn cüssesi vardı. Ve kokusu yine burnuma geldi. Kokuyla mayışırken aynı zamanda Marcus'un kafasını okşuyordum.

*

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama en son koku ile mayışmıştım ve gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Şimdi Marcus büyük bir göletin önünde su içiyordu ve ben hâlâ onun sırtındaydım. Su içmesi bitti ve yeniden patisini kaldırdı. Bende sırtından indim. Yine öne doğru atılıp insan oldu.

Yüzünde çapkın bir gülümseme ile bana bakıyordu.

" Eee yolculuğumuz nasıldı?"

" Tek kelime ile mükemmeldi. Bunu biraz daha sık yapmalıyız."

" Benim için sıkıntı yok. Geldik zaten"

Eliyle boşluğu gösterdi. İyide burda bir şey yok nereye geldik?

" Daisy, şimdi yapacğım şey seni korkutabilir. Sakın korkma"

" Eee yeter be Marcus. Benim bir şeyden korktuğum falan yok yeter ama he"

Yasak MühürWhere stories live. Discover now