Arkamdaki Gölge

23.6K 715 199
                                    

Bugün yine evde tek başıma sıkıldığım bir gündü. Ablalarım ikiz olduklarından onlar hep beraberlerdi. Annem ve babam da kendi aralarındaydı ve ben tektim. Bu durumdan çok sıkılmıştım. Bir evcil hayvanım olmasını isterdim ama bu civarlarda hiç hayvan yaşamıyordu. Yine bir kurt adama mühürlenip aşk üçgenimin benim için kavga ettiği ve benim mal bella gibi davrandığım hayallerimden çıktım. Odama geçip yine ormana kaçacaktım. Evimiz ormanın içindeydi ve benim odam tam ormana bakıyordu. Annemler her ne kadar ormana gitmemi yasaklasa da ormana gidip geldiğimde fark etmiyorlardı. Bu yeni kasabaya taşındığımızdan beri orman dışında bir eğlencem yoktu çünkü internet çok az çekiyor. Ayakkabılarımı hep odamda bulunduruyorum ki evden rahat kaçabileyim.

EHĞEHEHEĞEĞE (Cardi B ağzıyla okuyun)

Üstüme montumu geçirdim ve pencereye oturup botlarımı giydim. Aşağı atlayıp görüş mesafesinden çıkıncaya kadar ormanın derinliklerine indim. Ama koşarken içimde hep bir his vardı: izleniyorum. Neden bilmiyorum ama izleniyordum. Kasabadan birilerinin ormana gelebileceklerini pek düşünmüyorum. Çünkü ormanda bir hayvan saldırısı olmuş ve benim yaşlarımda bir kızı parçalanmış halde bulmuşlar. Ben de her ihtimale karşı montumun cebinde bir elektroşok tabancası gezdiriyordum.
Eee canım bazılarımızın babası amir olunca böyle şanslı oluyor
Yürürken mükemmel sesimle şarkı söylüyordum. "Cinlere şeytanlara benziyirseeğğn acayip hayvanlara benziyirsen" bu kasabaya taşınalı yaklaşık bir veya iki ay olmuştu. Türkiye'den babam buraya bir cinayet soruşturması için gelmişti ve gelince bir daha gidemeyip buraya yerleştik. Bilin bakalım hangi cinayet soruşturması? Bir kızın ölü cesedi " hayvan saldırısı" na uğrayan kişinin tam öldüğü noktada bulunmuş. Vücudunda hayvan pençeleri varmış ve boynunda ısırık izleri varmış. Kızın kanı çekilmiş. Ama mecazi anlamda değil. Kızın kanı gerçekten çekilmiş ve yüzünde insan tırnağı çiziği varmış. Babam genellikle onların deyimiyle hayvan, benim deyimimle doğaüstü hayvanların yaptığı inanılmaz cinayetler ile uğraşıyor.
Neyse ayol bunlar ekstra bilgiler
Biraz daha ilerledim ve izlenme hissi daha çok artmaya başladı. Artık korkmaya başladım ve eve dönecektim. Cebimdeki tabancaya sıkıca sarıldım. Ama ormanda tam karşımda duran yığın ile şaşırmıştım. Küçük sayılabilecek 5-6 ağaş yerde kesilmiş bir biçimde duruyordu. Arkama baktım ve daha önce hiç bu kadar uzağa gitmediğimi anladım. Ağaçlar yığın halinde üst üste dizilmiş duruyordu. Biraz yaklaşınca bunların çok önceden kesildiğini anladım çünkü eğer ağaçlar yeni kesilmiş olsaydı etraflarında küçük parçacıklar olurdu ama yoktu. Ve ağaç koyulaşmaya başlamıştı. Nereden baksanız iki ay falan olmuştu ağaçlar kesileli. Ağaca küçük bir ittirme kuvveti uyguladım ve rulo halindeki ağaçlar kırılıp ortadan ikiye ayrıldı. Dikdörtgenin biraz daha küreleşmiş haliydi bu. Bunları ben yapmış olamazdım, büyük ihtimalle önceden ayrılıp sonra yine birleşik halde koymuşlardı. Aklımda zaten bu ormanı gördüğüm ilk andan beri bir plan vardı; bir kaç ağaç kesip minik bir klübe yapıp, içinde güvenle oturup kitap okumak. Bu ağaçları görünce odunlarımı buldum diye sevindim. Yakınlarda klübemi yapabileceğim nere var diye düşündüm. Biraz ilerleyince ormanın içindeki diğer  10 metre ağaçlara kıyasla kat kat daha büyük ve geniş bir çınar ağacı gördüm. Aklımdan oraya gitmek geçti ama arkadan ayak sesleri geliyordu. Çıtırtı halinde ayak sesleri. Artık izlendiğimden ve bunun bir sincap olmadığından emindim. Arkama
bakamıyordum çünkü o kadar cesaretli değildim. Arkama sadece başımı biraz çevirerek baktım ve arkamda uzun boylu birinin uzaktan bana doğru yürüdüğünü gördüm. Ama sanki şeffaf gibiydi, çok görünmüyordu.  Bütün kitaplarda ve filmlerde başrol olan kız gibi mal mal bekleyip birden ağlamaya başlayıp bana acımasını sağlayacak kadar salak değildim çok şükür. Az önce klübemi yapmak için beğendiğim çınar ağacının gövdesinde bir boşluk olduğunu fark ettim. İçine girilecek kadar yeri vardı. Ve ani bir kararla en hızlı koşabildiğim derecede koşmaya başladım. Çınar ağacına girip saklancaktım. Ama ben koşunca arkamdaki kişinin de koşmaya başladığını anladım. Koşuyordum ve arkamda gördüğüm iri kişinin benden hızlı koştuğundan adım kadar emindim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Aslında her türlü durumu kafamda oluşturup öyle bir olay olursa ne yapacağımı düşünürdüm ama şimdi düşünemiyordum. Çınar ağacı nerden bakılırsa benden 35 metre daha uzaktaydı ve ben hala koşuyordum. Artık koşacak gücüm kalmamıştı ama arkamdaki durmuyordu. Arkama baktım ve belki benden yaşı biraz büyük  ama iri yarı birisiydi. Artık aramızdaki mesafe azalıyordu.
Hiç mi yorulmadın zalımın oğlu
Ben de gücümü toplayıp yine koştum. Sonunda çınar ağacına geldim ve oyuğun içine girdim. Kalbim duracak kadar hızlı atıyordu ve beni duymasın diye nefesimi düzenlemek kalbim bu kadar hızlı atarken çok zordu. Ve ses iyice yakınlaşmıştı.

Allahım söz veriyorum bir daha ormana girmeyeceğim, sakat numarası yapıp evi süpürmemek için bahane uydurmayacağım, Burgercide birinci hamburgeri yiyip doymadığım için hamburgerin bitmesine yakın  içine saçımı atıp bundan saç çıktı diye beleşe bir hamburger daha yemeyeceğim

Ve ben bunları düşünürken ağaç sallanmaya başladı.
Zalımın evladı bırak gideyim.
En sonunda birden oyuğun önüne  bir taş düştü ve etraf karanlık oldu. Ama bir dakika- bu bir taş değildi. Ve yavaş yavaş küçülmeye başlıyordu. Küçülmesi bittiğinde karşımda kanlı canlı bir oğlan bana bakıyordu

Evet umarım sevmişsinizdir. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Sizi seviyorum tam dondurmanın külahının alt kısmında kalan en lezzetli kısımlarım <3

Yasak MühürWhere stories live. Discover now