Büyüdüğüm YOL ' 16|1

En başından başla
                                    

Biraz da bu tavırlarıydı beni korkutan. Sinir olmam gerekirdi, gıcık olmam hatta. Ama öylesine dengesizdi ki, ilgisiz tavrı altında yatan bir akıldan şüphe etmek kadar bilinmez bir korku yoktu.

Aklında bir şey var mıydı yoksa sadece hoşlanıyor muydu benden?

"Ben yetiştirmedim. Sen zaten soracaktın!"

"Mevzu ne?" Fırat'ın sesini duyduğum an kafamı anında kaldırarak yüzüne baktım ve belirsizce itiraz ettim konuyu açmaması için.

Yüzü bir anlığına geç kalınmışlığın pişmanlığıyla buruştu çünkü üç çenesi düşük, resmen Fırat'ın bu sorusunu bekliyormuş gibi aynı anda duyurdu.

"Koray Zeynep'i seviyormuş." Oha Alaz.

"Takımdaki Koray Zeynep'le aramı yap dedi." Ege'nin söylediği daha makul.

"Ona çıkma teklif edecek."

Ata'ya bakma!

Sakın bakma!

Sağ ve solumun aynı anda birnirini destekleyişine şaşırdığım için reflekslerime engel olup bakmadım ona. Bu konuda üzerime geldiği yetmezmiş gibi şimdi onun önünde ısrarla istemediğimi söylemek yerine böyle sessiz kalmak Ata'yı daha da hırslandırır mıydı bilmiyorum?

Hep böyle yapıyordu. Ne zaman bir olayın ertesinde böyle sessiz kalsa, arkasından mutlaka bir şey çıkarıyordu başıma.

Sürekli başımda konuşup duran çenelerin arasında İpek, Ege'nin olumsuz tutumuna karşı itiraz etmek isterken sebepsizce sesi yükseldi.

"Neden Koray'dan bir pislikmiş gibi bahsediyorsun. Arkadaştınız hani?!"

"Pis değil piç."

Başımda yeterince piç yokmuş gibi...

Doğum günümde davetliler arasında olduğu söylenilen ve asla hatırlamadığım için Nil tarafından sosyal medyası gözüme sokulan kişi hakkında ne en ufak bir fikrim vardı ne de bana ulaşmadan herkese yayılan bu saçmalığa verecek biraz olsun samimiyetim.

Ege, "Arkadaşız evet." Diyerek kabul etti.

"Zaten bu sayede ne mal okduğunu biliyorum. Ben Zeynep'i ona yedirir miyim..?" Derken sandalyemde yaslı duran eliyle hafifçe arkadan kafama vurdu.

"Di mi kız?"

Nefesimi vererek tepkisiz kalmaya çalıştım ama gerilen omuzlarımı görmüyormuş gibi bu kez üsteledi, "Ha isterim derse o ayrı."

Sana bakma dedim!

Sadece anlık bir meraktı!

Ata ile göz göze geldiğim an hiçbir işe yaramayan test kitabımın kapağını anında kapatarak ayaklandım.

"Birebirim var. Görüşürüz."

Hareket etmedi. Tam karşımda, küçük yuvarlak masanın biraz uzağında kollarını kolçağa yaslamış, kaykıldığı yerde öylece bana bakıyordu.

Bu bakışı kimse sorgulamazdı, konu bendim, Ata'nın bu göz dikmesi altında kimse bir artniyet aramayacaktı. Ama ben biliyordum, aklından geçenleri az çok tahmin edip, ihtimal verebiliyordum.

Büyüdüğüm YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin