Büyüdüğüm YOL ' 10

2.6K 272 489
                                    

•Trafton - Be Like That•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Trafton - Be Like That•

•••

Saatler önce kimsenin yanında ağlamam dedim. Saatler önceydi ona güvenmediğimi söylediğim.

Sadece saatler önceydi sırtımın sıvanmayışını kendime hatırlatmam.

Ah Zeynep...

Ata'nın parmakları istilasından geriye kalan bütün perişanlığın arasında yürür gibi yavaştı, belki biraz pişman ya da sadece zaferin sarhoşluğuyla sarsak.

Hala kolları arasında, hala sıkışmış, ama artık direnmiyordum.

Önce kazağımın yakamı düzeltti hemen sonra diğer eli de sarıldı sırtıma. Kaburgalarımın üzerinden, artık hiçbir işe yaramayan uzun saçlarımın altına, o da elini saklayarak okşadı sırtımı yukarı doğru.

Bana sarılmadı. Sıkıca tutmuş, sanki o bırakmadan, kaçmak için hal bırakmış gibi, tutuyordu hala.

Yok. Kalmadı bir şeyim Ata.

Bu kadarı yeter beni mahvetmen için. "Bırak..."

"Böyle yaşanması gerekmezdi." Dedi kendi suçunu bilerek. Hemen ardından saatler sonra sonunda ancak verebiliyormuş gibi, sertti nefesi.

Bir önemi yoktu. Artık o kadar önemli değildi ki, neyin nasıl yaşandığı.

Başımı iki yana sallarken kapalı gözlerimi sıktım söylediğini kabul etmeyerek. İki yakıcı damla önce yanaklarıma oradan çenemden omzuma damladı. Aramızda sıkıştırdığı kollarıma rağmen kendimi  geri çekmek için öylesine bir kuvvet uyguluyordum ki, beni bıraksaydı eğer geriye savrulacaktım, biliyorum.

Hala ona değmemek için sırtım dik, bütün vücudumda bir ağrı... göğsümdeki bastırılmış o acı.

"Bırak beni..." Bağırışlarım bu fısıldayışım kadar etkili olmamamıştı az önce. Beni yavaşça bıraktı, uzaklaştığı ilk an bütün bedeninle üzerine abanmamı umursamadan, uzanıp onun tarafındaki kapı kolunu çekerek açtım kilidi.

Korkumun hızına yetişemedi. Ayak dibimdeki çantamı alarak attım kendimi arabadan.

"Zeynep!"

Hayatımın en hızlı kaçışı değildi bu, ama yine de aynı dolu gözlerin görmediği yol, aynı titreyen bedenin sarsaklığı vardı üzerimde.

Sessizce koştum, ben mi kaçmayı başardım yoksa benimle işi bittiği için mi bana yetişmek için uğraşmadı bilmiyordum. Evin bahçesine girerken de garajın aralık kapısından geçerken de bakmadım arkama.

Kapıyı sessizce açtım, odamın kapısını da. Sessizdi, yavaştı ama nefes nefeseydi güvenli duvarlarımın arasına sığınmam. Kapımı kilitledim, telefonumu kapatıp yorganımın o korkunç rengi altına saklandım bütün vücudumu korumak için büzüşürken.

Büyüdüğüm YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin