0.6

51.7K 2.3K 875
                                    

Yan koltuğumdaki bombaya bakarken tam 2 dakika 46 saniye kaldığını gördüm. Yaklaşık 3 dakika sonra hayatımın bütün acıları sular altında kalacaktı. Muhtemelen benden bir şey kalmayacağı için boş bir mezarım olacaktı. Bu benim için bir onurdu. İnsanlar yaşarken içimdeki acıları görmemişti. Öldükten sonra bedenimi görmeleri hiçbir şey ifade etmeyecekti zaten. Gözlerimin içine bakınca yaşadığım acıları görmeyeceklerse bakmalarının anlamı yoktu. Bakarlarsa da göstermezdim zaten ya orası ayrı. 

"İnsanı sessi kalmaya zorlayan acı ,onu bağırmaya zorlayan acısından çok daha ağırdır." der Furuğ Ferruhzad. Beni ilelebet suskunluğa mahkum eden bu hayat belki de şimdi bana konuşmayı bahşediyordur bu ölümle. Zaten her son bir başlangıç değil midir? Sonumuz gelse bize koyar mı sizce? Hayat belki de bu dünyada bu kadar acı vermiştir omuzlarıma. Öbür dünyada sonsuza kadar sevdiğim adamla olmak içindir belki. Kim bilir...

"Ölümüne sevinecek kadar çok mu sevdin bu vatanı? Vücudundan tek bir parça bile kalmayacağına rağmen sevdiğin adamı görmek her şeyi bu denli geçirecek mi? Onu arkanda bıraktıklarını unutacak kadar, kendinden bile mi daha çok sevdin? Söyle bana Karaca ,neydi onda olup başkasında olmayan? Neydi 2 dakika sonra ölmenin seni huzura kavuşturacağını düşündüren?" 

Bu konu en hassas noktamdı. Her konuyu alaya alabilen ben konu sevdiğim adam olunca kendime hakim olamıyordum. Şimdi anlıyorum da o benim zaafımdı. En zayıf noktamdı. İnsanların bana acı çektirmek için konuşacağı konuların başında geliyordu Kerem ve ona olan sevgim. En güzel yenilgimdi o benim. Aklımın ilk kez kalbime desturu koyduğu zamandı ona adımlarımın gittiği fark ettiğim an. Her sokağımın ona çıktığını, her düşüşümde onunla kalktığım an ... Belki erken veda etmişti bana, bu beş para etmez Dünya'ya. 

"Hani bir şarkısında diyor ya Ayla Çelik : "Ben Leyla'yı, Mecnun'u, Ferhat'ı, Aslı'yı, Kerem'i bilmem ama Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim. " O kadar sevdim ben onu. Başkalarını bilmem ama o benim içimi gördü. Fark ettirmeden sardı yaralarımı. Fark ettirmeden sahip oldu kalbime ve bıraktı avuçlarıma kendi kalbini. Başkalarında olmayan onda olan neydi inan bilmiyorum çünkü başkasına gerek duymadığımı sandım ben onu tanıyana kadar. Kerem bana bildiklerimi unutturup, doğrularını çizdirdi. Onunla yaşadığım bir seneyi ölürken bile huzurla hatırlıyorsam gerçekten de o kadar sevmişim . Ve inan bana arkamda bıraktıklarımı unutmadım ama sırf sizin gibi leşleri geberttiğim için benimle gurur duyacaklardır. Hatta bu dünya üzerinde parçalarınız bile kalmadığında herkes sizi değil beni hatırlayacak. Sizin arkanızdan beddualar okunacakken benim arkamdan selalar, dualar okunacak. Son olarak bir ölümüm değil on ölümüm feda bu vatana. "

Arkamdaki kansızdan ses çıkmazken ayağındaki yaradan dolayı bayıldığını fark ettim. Geri sayım devam ederken çevremdeki kalleşler daha da artıyordu. Benim ise tek yaptığım şey burada beklemekti. Kalan 2 dakikanın hayatımın son 2 dakikasını düşünmenin hem acı hem de mutluluk verdiği anılara dalarak geçirdim.

1 SENE ÖNCE ŞIRNAK BEYTÜŞŞEBAP ASKERİ ÜSTÜ:

Yine tepemizdeki güneş ortalığı yakarken, kocaman bahçede içtima yaptırmaya hazırlanıyordum . Çünkü biz ne gece gündüz, ne de sıcak soğuk işlemezdi. Biz Türk askeriyiz. Üşürsek bizi ısıtacak bayrağımız var üstümüzde. Bir yandan saate bakıyor bir yandan da kapıyı kontrol ediyordum. Onlara tam 4 dakika süre vermiştim. Geç kalana vereceğim cezayı hepsi çok iyi bildiğinden hiçbiri geç kalamıyordu. Üzerime giydiğim spor kıyafetiyle tam günlük duruyordum fakat son derece rahattılar.

 Üzerime giydiğim spor kıyafetiyle tam günlük duruyordum fakat son derece rahattılar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
~Karaca~Where stories live. Discover now