Büyüdüğüm YOL ' 13

En başından başla
                                    

"Hepinizi arkamda bıraktım ben. Her şeyi anlıyor musun? Durduk yere ortaya çıkıp, kurduğumu bozacak ne varsa alıp, hayatıma öylece sokmana izin vermem, duydu mu beni?"

Sezer sert bir soluk verdi burnundan. Söylediklerime kızmıştı, üstelik ben daha henüz gerçek anlamda ağzımı bile açmamışken.

Burada olmamalıydı. Korkuyla yutkunurken etrafımdaki bütün gözler yine üzerimdeymiş, fısıldamalar yine benim etrafımda dönüyormuş gibiydi...

"Şimdi defol git buradan Sezer. Sana yemin ederim burayı da kaybedersem hepinizi mahvederim!"

Geride bıraktığım Ata'nın bu ana şahit olduğunu bilerek iyice gerildim o an. Başka biri değil ama o, öylesine meraklı ve beni kurcalarken, Sezer'in varlığından haberdar olması benim için tamamiyle bir felaket olurdu.

"Hadisene!" Dişlerimi sıkarak Sezer'e gizlerimle yol verdim gitmesi için. Gittiğini görmeden bu okuldan çıkamazdım.

Güldü. Her şeye burnunu sokması, üzerimde kararlar verecek hakkı kendinde görmesi kibirindendi. Ne derse desin, ailesinin gücü onun da karakterine işlemişti işte.

Sınırlarımızı, zoraki de olsa, çoktan aşmış olmanın verdiği rahatlıkla bir anda aramızdaki mesafeyi kapatıp, kolunu omzuma atarak beni yürümeye zorladı.

"Gel bi yemek yiyelim. Açsın sen, sakinleşirsin."

"Çek elini." Onunla zorunlu birkaç adım atmak zorundaydım. Ani hareket edemedim çünkü lanet olası varlığı yıllardır hayatımda, yıllardır bana dokunuyordu.

Sezer benim korktuğum, çekindiğim biri değildi. Karşısında soyunacak kadar nasıl alışmıştım bilmiyorum, bunun güven veya başka yaptıklarıyla alakası mı vardı karar vermek o anın görevi değildi.

Ata...

Hemen arkamızda bizi izlediğini bilerek, onu defalarca bana dokunmaması yüzünden uyarırken...

Gözlerimi sıkıca kapatarak, Sezer'i iteleyip basıp buradan gidememenin çaresiz sıkışmışlığını yok saymaya çalıştım.. Dışarıdan bakıldığında birinin müdehale etmesine ihtiycım varmış gibi görünmek istemiyordum. Özellikle Ata'nın müdehale etmesini...

Sezer ve Ata'yı karşı karşıya düşünmek bile korkuyla nefesimin kesilmesine neden olduğunda, direnmeden açtığı kapıdan Sezer'in arabasına bindim.

Hala orada olup olmadığını bilmiyordum. Aynadan kontrol etmek istedim ama okulun duvarları içeriyi görmeme engel olduğunda tekrar arkama yaslandım,ağrıyan başıma parmaklarımı bastırarak.

"Yakın mısınız?"

Sezer arabayı çalıştırırken aynı anda sorduğunda, iki parmağımı ağrının indiği göz pınarlarıma bastırdım bu defa.

Cevap vermedim, Ata'yı sorduğunu biliyordum.

Aynadan kontrol ettiğimi farketmiş olacak ki, "Hala bakıyor." diye bana bilgi verdiğinde omuzlarımı düşürerek çöktüm bir anda.

"Buraya gelmemeliydin Sezer."

Olabilecekleri düşündükçe... Başımı iki yana sallayarak gözlerimi açıp bakındım etrafıma.

Buraya gelmek için verdiğim uğraşı, en başında bütün nedenleri biliyordu.

"Her şeyi geride bırakmamı söyledin. Neden geldin, sen de o her şeyin içindesin! Neden beni bırakmıyorsunuz artık!?"

Ağlayacaktım sinirden. O kadar doluydum ki, boğazım o kadar ağrıyordu ki,geçtiğim yolda yürüyen ve beni tanımayan bütün öğrencilerin birkaç gün sonra hakkımda çoğu şeyi öğreneceklerini düşünerek iyice çöktüm koltuğuma.

Büyüdüğüm YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin