28

520 46 7
                                    

ASHE'in Ağzından
"Ne demek bu kitabın edebi değeri yok?" Genç kız elinde tuttuğu iğrenç ergen kitabını tezgaha vurdu. Sarıya boyanmış düz saçları sinirden tel tel yukarı kalkmıştı. Yuvarlak yüzü bağırmaktan kızarmış,küçük gözleri daha da küçülmüştü. Ve bunun tek nedeni ona edebi değeri olan bir kitap önermemdi.

Ergenlerin neden böyle iğrenç kitaplar okuduğuna hayatım boyunca anlam verememiştim. Tezgaha vurduğu kitapta ne doğru dürüst bir betimleme ne de okunmaya değer bir cümle vardı. Kadınların aşağılandığı,aşk adı altında zarar gördüğü bir kitaptı ve böyle kitaplardan nefret ediyordum. Yayınevi olsam asla böyle bir kitabı basmazdım. O kitabı basmak için kesilen ağaç şu an muhtemelen ağlıyordu.

Ve bu aptal konuşma sürerse birazdan ben de ağlayacaktım.
"Evet yok. Size söyledim. Bu tarz kitaplar okuyarak asla gelişemezsiniz." Kızın yüzü mümkünmüş gibi daha da kızardı. Gözlerindeki bakış birazdan tezgahın üstünden atlayıp saçıma yapışacağının habercisiydi. Eğer bunu yaparsa ona vurup vurmamak konusunda kararsız kalırdım. Çünkü liseli olmalıydı ve ben daha önce hiç bir çocuğa elimi kaldırmamıştım.

"Kendimi geliştirmediğimi nereden biliyorsun? İleride senin gibi basit bir tezgahtar olmayacağım ben." İnsanları aşağılayan,aptal kitaplar okuyan,saygısız klasik bir ergen. Onlarla nasıl başa çıkılacağını çok iyi biliyordum. Yavaş hareketlerle gömleğimin yakasındaki müdür yazan kartı düzelttim. Kızın bakışları ellerimin hareketlerini robotik bir şekilde takip etmişti. Yavaşça boğazımı temizleyerek tek kaşımı havaya kaldırdım. Onun 1,55 lik boyuna karşılık olarak olduğum yerde biraz daha dikleştim.

"Karşındaki insanları aşağılayabilecek bir konumda değilsin. Dünyadaki hiçbir konum da sana bu hakkı vermez öğrenci." Otoriter ses tonum bütün kitabevinde sertçe yankılandığında kızın omuzlarının yavaşça düşüşünü gördüm. Yine de gözlerindeki bakış değişmedi.

"Öyle mi? İleride idol olacağım ben. O zaman görürsün." Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp hafifçe güldüm.
"Bu şekilde insanlara idol olabileceğini sanmıyorum. Ayrıca önce kibar biri olmayı öğrenmen gerekecek." Kelimeyi bastırarak söylememin nedenini anlamışa benzemiyordu.

Sadece kızarmış şişko yanaklarını daha da şişirdi. Ve kitabı üstüme fırlatıp koşarak çıktı. Koşmasının sebebi ona uzanan ellerim olabilirdi. İyi yapmıştı çünkü Eğer kaçmasaydı muhtemelen onu ensesinden havaya kaldırıp gerçekten edebi değeri olan eserlerin olduğu raflara fırlatacaktım. Sakinleşmek için yumruklarımı sıktım ve yavaş,derin nefesler aldım. Bir ergenin beni bu kadar kızdırmış olduğuna inanamıyordum. Tabii bunun nedeni regl olmam da olabilirdi.

Orada dikilip burnumdan ateş çıkarmak üzereyken yanağıma kondurulan öpücükle yerimden sıçradım.
"Neden öfkelisin?" Sevgilimin kalın sesini duyduğumda öfkeme rağmen gülümseyip kollarımı boynuna doladım.
Ona her şeyi anlatırken beni dikkatle dinledi ve sonunda gözlerini devirdi.
"Cidden,insanların seni kızdırmasına izin vermeyi bırak. Ayrıca seni öyle bir yere götüreceğim ki sinirin geçecek."

Tek kaşımı şüpheyle havaya kaldırıp ona baktım.
"Hiç sanmıyorum Joon. Çok kızgınım." Gülümseyip o koca,güzel gamzesini gösterdi.
"Görürsün. Hadi çantanı al." Sakinleşeceğime ihtimal vermesem de yaklaşık üç aydır birlikte olduğum sevgilime kızgın olmadığım için ona surat Asmamın bir anlamı yoktu. Çantamı alıp onu takip ederken nereye gittiğimizi sormadım. Onunla her yere gideceğimi biliyordum.

Bir Gece|Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin