9

766 58 15
                                    

NAMJOON'un Ağzından
Gergin bir şekilde kitap raflarının arasında volta atıyordum. Hoseokla son konuşmamız pek iyi gitmemişti. Kıza kendimi affettirmem için yardım alacağıma eminken 'aptal bir kızın kariyerimi mahvetmesine izin veremeyeceğimi' söylediğim için pişmandım. Çünkü kız bana bugün oldukça soğuk davranmıştı ve Hoseok'u onun ağzını araması için o odaya yollamam gerekmişti. Arkadaşım kadınlara kötü davranılmasından ve hakaret edilmesinden iğrenirdi.

Böyle birşeyin üstüne onu muhbirim olarak göndermek mantıklı mıydı bilmiyorum. Ama yine de, o benim dostumdu. Yıllardır birlikteydik. Bir çok zorlukla birlikte yılmadan savaşmıştık. Beni yarı yolda bırakmazdı öyle değil mi? Ayrıca bu Hoseok'tu. Bir tavşanın bile arkasından iş çeviremezdi.

Kapıdan bir türlü çıkmaması beni ürkütüyordu. Birlikte arkamdan plan yapıyor olamazlardı öyle değil mi? Hayır hayır. Hoseok yapmazdı. Aptal bir kız için dostunu satmazdı. Ah, şu aptal kız sözcüğünü içimden söylemeyi öğrenmem gerekiyordu. Kıza çok haksızlık etmiş olabilirdim ama endişelenmekte haklıydım. Bakire olduğunu öğrenmem onu hayatımın kadını yapmadığı gibi, tedbiri elden bırakmamı sağlayamayacaktı.

Bu grubu bu hallere ne zor getirmiştik. Kızın kanıtlama ihtimali olursa boku yerdik. Buna izin veremezdim. Lider olarak sorumluluk almalıydım. Geçen gece almadığım sorumluluğu. Ama yapmak söylemekten daha zordu. Özellikle de benim için. Gerçekten aptal biri olsa işim kolay olurdu. Onunla bir süre çıkar,sonra yoluma bakardım. Yaşanmış ve bitmiş olurdu.

Ama kızın gözleri ne söylersem söyleyeyim zekayla parıldıyordu. Manipüle yeteneklerimin hiçbiri işe yarayacağa benzemiyordu. Ki, bu zamana dek cevaplamamamız gereken bütün soruları ve bütün tehlikeleri kolayca savuşturmuştum.

Hoseok sırıtarak kapıdan çıkıp yanıma adımlarken kalp atışlarım hızlandı. Böyle keyifli görünmesinin sebebi neydi?
"Ne oldu?" Dedim kimsenin bizi duyamayacağı bir ses tonuyla. Omuz silkip yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Şimdi anlatamam. Anlaşılır. Eve dönmeyi bekle."

Sonraki saatlerde Ashe asla girdiği odadan çıkmadı. Bizimle arkadaşı ilgilendi. Eve döndüğümüzdeyse Yoongi hyung şüpheli tavırlarımızı anladığı için ona her şeyi anlatmak zorunda kaldım. Şimdiyse Yoongi hyung,ben ve Hoseok bahçede oturuyorduk.

"Noeden sonra oldu değil mi?" Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Ne,Noeden sonra oldu?" Oturduğu yerde öne eğilip gözlerimin içine baktı.
"Kadınlara güvenmemen." Başımı iki yana salladım. Aramız bozulsun istemiyordum.
"Ona karşı birşey hissetmiyorum Hyung. O arkadaşım." Yüzü daha ciddi bir hal alırken rahatsız oldum.

"Sevgilime birşey hissedip hissetmediğini sormadım. Kadınlara bu yüzden mi güvenmiyorsun diye sordum." Bir süre önce aynı kızdan hoşlanmıştık, Yoongi hyungu seçmişti. Aslında onu ellerimle hyunguma teslim etmiştim. Başta çok üzülsem de böyle olduğu için pişman değildim. Birbirlerini tamamlıyorlardı ve hyyngum çok mutluydu. Artık kadınlardan uzak durma nedenim oydu. Ama güvensizlik hep vardı.

"Hayır hyung. Neden benim. Noe değil." Başını salladı.
"Yaptığın şeyi düzeltmek zorundasın." Başımla onayladım. Ama nasıl yapacağımı henüz bilemiyordum işte. En fenası da buydu.

"Hatırlamış mı?" Hoseok'un birşey anlatmadığını hatırlayarak sordum. Hoseok başını iki yana sallarken rahatlamıştım.
"Hayır. Seni hatırlamıyor. Ama senden pek hoşlandığını söyleyemem." Yoongi hyyngun kaşları çatılırken ben gözlerimi devirdim.

Benim de ondan pek hoşlandığım söylenemezdi. Gerçi bedenine değen ellerim aynı konuda değildi. Kokusunun dolduğu burnum, dudaklarını keşfeden dudaklarım... o geceyi hatırlayınca kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Çok güzeldi. Ama yanlıştı. Yaşanmaması gerekiyordu. Sertçe yutkunup onlara döndüm. Garip bir şekilde bakışıyorlardı. Her zamanki gibi.

"Onu hatırladın değil mi?" Diye sordu Yoongi hyung. Bu herif benim zihnimi falan mı okuyordu anasını satayım?
"Evet." Dürüst cevabım ikisini de memnun etmişti.
"Ona aşık olacaksın." Hoseok'un Sözleri beni güldürdü.
"Saçmalama." İkisi kalkıp içeri girmeden önce Yoongi hyung elini omzuma koyup güven vermek ister gibi sıktı.

"Ona aşık olacaksın." Arkasına bakmadan giderken hayır diyemedim. Çünkü gözlerimin önüne dudakları gelmişti. Başımı iki yana sallayarak yerime oturdum. Bu işin sonunda ne olacağını bilmiyordum ama boku yediğim kesindi.

Bir Gece|Kim NamjoonWhere stories live. Discover now