32.Bölüm

194 19 8
                                    

                 Mutlu musun?
  
  Vazgeçmem için bugünü mü beklemem gerekiyordu, bilmiyorum. Bildiğim tek şey artık çok yorulduğumdu.
Ben bugüne kadar Ali'yle aynı havayı soluyoruz sanıyordum ama yine yanılmıştım.
Her defasında yanılmak nedir biliyor musunuz?
Yanıldım, çünkü çok sevdim, yapmaz dedim, bırakmaz dedim, gitmez dedim...
Ve daha sayamadığım bir çok şey daha.
Hepsi benim suçum aslında, Ali şuan belki gerçektende başkasıyla beraber.
Beni hiç sevmedi belkide.
Ama ya mektuba yazdıkları.
Ona ne demeli, ne söylenmeli.
Biliyor musun Ali, sana söyleyeceğim çok şey var, keşke yok olmadan hepsini söyleyebilseydim sana.
Ama bir gün bu yazdıklarımı biri görecek, eminim. O zaman anlayacaksın, o zaman ardında bıraktığın şey için bir defa daha kahrolacaksın.
Keşke seni hiç sevmeseydim Ali, keşke hiç tanımasaydım, keşke hiç kalbimi avuçlarının içine bırakıp bana yön vermene izin vermeseydim.
Keşke bugün bunları yazdığım için kahrolmasaydım. Keşke senin için gözyaşlarımı heba etmeseydim.
Bende bittin artık sen. Hesabını kime vereceğini çok iyi bilirsin sen. Buda benim hoşçakalım olsun.
Hoşçakal gamzeli çocuk, hoşçakal.

Uzun süredir biriktirdiğim parayı çekmecemden çıkardığım gibi odamdan çıkıp dış kapıya yöneldim.
Çok erken olduğu için herkes uyuyordu, neyse ki evden çıkmam kolay olacak.
Evden çıkar çıkmaz asansörü beklemeden merdivenlere yönelip seke seke inmeye başladım.
Bir an önce burdan uzaklaşmak istiyordum.
Yusuf'un dün söylediklerinden sonra çok düşünmüştüm ve tabi birde mahvolmuştum. Her şey bitmişti benim için, Ali gibi.
Ali'de bitmişti benim için, şuan yapmak istediğim şeyin tek nedeni onu birdaha hiç affetmemekti.
Seni affetmemek için yapıyorum Ali, sen affet ama olur mu, ben affedemesem bile sen affet.
Kalbim çok acıyor. Özür dilerim sevgilim.

Taksi durağına vardığımda vakit kaybetmeden ilk boş olan taksiye binerek gideceğim yeri tarif ettim.
Yaklaşık on dakika sonra geldiğim yer küçük bir tebessüm etmeme neden oldu. Buruk bir tebessümdü.
Taksi şoförüne beklemesini söyleyip içeri girdim. Merdivenlerden inip vakit kaybetmeden birini bulmaya çalıştım.
Bar tarafına geçip barmen gibi duran kişiye doğru yaklaşıp tezgaha kollarımı koydum.

"Merhaba."

Yirmibeş yaşlarında gözüken barmen dikkatlice süzdü beni.

-İlk defa mı geliyorsun buraya?

"Sayılır."

-Sayılır?

Barmenin sorduğu şeyi duymamazlıktan gelerek konuya giriş yaptım. Cebime sıkıştırdığım paraları tezgaha koyarak yüzüne baktım.

"Ne kadar gelir?"

Barmen küçük bir tebessüm edip paraları kendi tarafına çekip avuçladı. Hızlıca saydığı paraları cebine sıkıştırarak beklemem için işaret verdi.
Birkaç saniye sonra barmen bar kısmından çıkıp yanıma geldi. Ardından sağ elimi avuçlayıp içine o şeyi koydu.

-Tanışmak isterdim seninle.

"Tanımak istediğine pişman olurdun."

Barmen iki kaşını kaldırarak bana tuhafça baktı.
Yine burukça gülümseyip yavaş adımlarla çıkışa doğru yürümeye başladım.
Mutlu musun Ali?

***

Taksi şoförüne nereye gideceğimi söyledikten sonra başımı cama yaslayıp geçtiğimiz yolları seyretmeye başladım.
'En çok neyden korkarsanız o gelir başınıza.'
Bu sözü bugün çok daha iyi anladım, çok daha iyi hissettim.
Yüreğim öyle bir yola koyuyor ki beni şuan, anlatmaya dilim varmıyor.  Belkide en iyisi buydu, belkide vazgeçmek çözüm yoluydu. Ama şunu da bilin istedim; ben yalnızca Ali'den vazgeçmiyorum.

MASAL'IN AŞKI (TAMAMLANDI)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें