5.Bölüm

376 37 27
                                    

Aşk nedir?

Aşk... Bu defa beni buldu mu gerçekten? Ali'yle görüşmemizin ardından tam üç gün geçmişti. Tam tamına yetmiş iki saat hiç konuşmamış aynı şekilde görüşmemiştik. Bu hissettiğim neyin nesiydi böyle? 'Aşk' beni bulmuş muydu cidden? Ben Ali'ye aşık mı olmuştum? Peki ya o. O ne hissediyordu, benim gibi mi hissediyordu oda, yoksa umrunda bile olmayan sıradan bir kız mıyım onun gözünde. Böyle düşündüğünü düşündükçe bile kalbimin acıdığını hissedebiliyorum. Ama hislerimden yine de emin değildim. Ali çok iyi bir insandı, ama tekrardan üstüne basa basa söylemek istiyorum ki, Ali hiç aşk meşk kafalarında değil ben onu anlayacağımı asla düşünmüyordum. Ama aşkın içimde gerçekten olup olmadığını anlamam için onu görmek, sesini duymak, konuşmak, sınırsız sayıda saçmalamak istiyordum. Ali'ye karşı içimde beslediğim şey aşk değilse bile bunun hoşlantı olduğuna yemin edebilirim. Artık okula gitmem gerektiğini düşününce giysi dolabıma yaklaşıp okul formalarımı giymeye başladım. Bugün nedensizce özenmek istemiştim. Aynanın karşısına geçip dalgalı olan saçlarımı taramaya başladım ardından maşa yardımıyla bukle bukle olmalarını sağladım. Omuzlarımın iki karış altında olan saçlarım bukle işlemim sonucunda omuz hizama gelmişti ama yine de gayet iyi duruyordu. Biraz makyaj yapmak için elime aldığım rimeli zaten uzun olan kirpiklerime uygulayıp daha da uzamalarını sağladım. Yanaklarıma şeker pembesi renginde ki allığı da uyguladıktan sonra hazırlanma işlemim son bulmuştu. Hava güzel göründüğü için atkı ve bereye ihtiyaç duymayıp, kaban ve çantamı alıp salona doğru yol aldım. 'Annem' şaşkın bakışlarını üzerimde bir süre tuttuktan sonra mutfağa girip kalan kahvaltılıkları getirmeye gittiğinde Babam'ın yanına geçip oturdum.
"Günaydın babacığım."
- Günaydın kızım. Babamın tatlı gülümsemesinin ardından hep beraber kahvaltı masasına oturduk. Kahvaltıyı günlük sohbetlerle tamamladıktan sonra anne ve babam'ın yanaklarına öpücükler kondurup evden çıktım. Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk esen rüzgar hemen yüzüme çarpmıştı. Tabi birde yağmurun ardından oluşan o muazzam toprak kokusu da hemen burnuma dolmuştu.
Karşıya geçerken birden bire aklıma Ali'yle ilk karşılaştığımız gün gelmişti. Ne kadar tuhaftı, o kadar çok karşılaşıyorduk ki insanın tesadüf demeye bile dili dönmüyordu. Ama bu üç gün boyunca hiç konuşmamıştık içimden arayıp sormak geçti ama onu bunaltmak istemiyordum. Sonuç olarak daha yeni tanıyoruz birbirimizi ve daha hakkımda ne düşünüyor ne hissediyor onu bile bilmiyorum. Sanırım biraz zamana ihtiyacımız var ama bir süre daha görünmezse arayacaktım çünkü merak ediyordum. Acaba nerde, ne yapıyor, en önemlisi nasıl o bunu kesinlikle hakediyor çünkü bana birçok kez yardımı dokunmuştu ve bende onun yanında, yakınında olmak istiyordum. 'Yakın olmak' Ali'ye... Sanırım imkansızlık bildiren kelime kullandım. Ali'ye yakın olmam için önce arkadaşı sonra da yakın arkadaşı olmam gerekir ama sanırım şuan onun gözünde sadece sıradan bir bireydim. Ali'yi anlamam, çözmem ve tanımam çok uzun sürecek biliyorum ama yine de her şeye rağmen tanıyacak ve arkadaş olacaktım. Hayattan soğumuş gibi görünen bu adama hayat bulacak ve hayatın hala varolduğunu gösterecektim.

***
Sınıfa girer girmez sırama geçtim. Daha ders başlamamıştı, ne yapmam gerektiğini biraz düşününce çözümü Türkçe testini açıp çözmeye başlamakta buldum. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bir on soru kadar çözmüştüm. Başımı tekrar test kitabına koyacakken öğretmenin sınıfa girdiğini fark edip ayağı kalktım. Tabi ki bütün sınıf ayağı kalkmıştı. Sınav haftamıza daha epeyce bir zaman kaldığı için yine serbest kalmıştık. Eminim ki bütün devlet liselerinde son sınıf öğrencilerine bu kıyağ yapılıyordu. Çünkü gerçekten de çok işimize yarıyordu okuldaki zaman, yani verimli ders çalışabiliyorduk. Düşüncelerimi yarıda kesip başımı hemen önümde duran test kitabına gömdüm. Ama daha tam soruyu okuyacakken Gamze'nin bir hışımla yanıma gelip oturması buna engel oldu.
-Masal, bak lafı uzatmayacağım sen benim en yakın arkadaşımsın sana haksızlık ettiğimi geçte olsa anladım. Lütfen beni affet.
Gamze'nin bütün bu söylediklerine hiçbir anlam verememiştim. Daha düne kadar trip atan kız bugün haksız olduğunu söylüyor.
- Birşey söylemeyecek misin?
Gamze'nin sorusuna karşılık "hayır" diye cevap verdim.
-Bu kadar kızgın olmanın sebebi nedir Masal?
"Sana kızgın falan değilim Gamze sadece sanırım bizim kafalarımız pek uyuşmuyor."
- Bu ne demek oluyor şimdi?
" Yakın değil sadece arkadaş olmamız yeterli demek oluyor."
- Ama ben seninle eskisi gibi olmak istiyorum Masal. Beraber gülmek, beraber ağlamak istiyorum.
Gamze'nin bu söyledikleri içimi parçalamıştı. Biz onunla zamanında cidden beraber güler, beraber ağlardık. Onu daha fazla kıracağımı biliyordum ama onunla eskisi gibi olmazdım. Benden bir cevap alamayınca bir hışımla kalkıp kendi sırasına geçti.

MASAL'IN AŞKI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now