2.7

501 60 72
                                    

Bölüm geldiii. Bunun şerefine her gören vote ve bir yorum bıraksa güzelce çok güzel olmaz mı?

Asla bir cahille tartışmayın. Sizi önce kendi seviyesine çeker, sonra da tecrübesi ile sizi alt eder.

Mark Twain

.
.
.

Vücudumun acısından ziyade kalbimin acısı beni bitiriyordu şuan. Gökdeniz... nasıl o cümleyi kurabilmişti bu kişiliksiz. Nasıl yapabildi?

"Buradan kurtulduğumda ölmek için yalvaracaksın Erkam Özer! Tamam mı? Ölmek için bana yalvaracaksın." Bir yandan ağlıyordum diğer yandan bağırıyordum. Boğazım acısa da umrumda olmadı.

Erkam denen şerefsizin ben acı içinde ağlarken kahkahalarla gülmesine dayanamıyordum. "Pardon" diyerek gülmesini durdurdu. "Ne ağladın be sende."

"Sen ne dediğinin farkında mısın it!"

Erkam "yeter be! Öldürmedim çok sevdiğin sevgilini merak etme. Gerçi öldürmesem ne olacak sanki kavuşacaksınız."

Yaşıyordu! O iyiydi!

Bu sefer kahkaha atma sırası bendeydi. "Dua et de beni bulmasınlar."

Erkam "gerçekten bulacaklarını mı düşünüyorsun? Şahsen ben düşünmüyorum."

"Hahah... bende düşünmüyorum. Bundan eminim."

Yazardan;

Kollarını birbirinden ayırarak göz yaşlarını sildi Gözde. Abisinin yattığı odanın önünde duruyordu bir gündür. Ne yemek yemişti ne uyumuştu. Abisinin gözünü almasını bekliyordu.

Koluna dokunan el ile irkildi. Fırat dı bu. Bir an olsun yanından ayrılmayan Fırat. "Dinlenmen gerekiyor." Gözde hayır anlamında kafasını sallasa da konuşmasına devam etti. "Yemek bile yemedin Gözde."

Gözde "abimde yemedi. Belki Hande ve Pırıl da."

Selen, Melis ve Fırat vardı odanın önünde. Derken koridorda adım sesleri duyuldu. Gelenler Tolga, Eşref ve Mehmet di.

Eşref "ne oldu? Bir haber var mı?"

Fırat "hayır hala aynı. Hiçbiri yemek de yemedi."

Mehmet "ne demek yemek yemediniz?"

Selen "sizden haber var mı? Buldunuz mu?"

Eşref "yer yarıldı ve içine girdi sanki kodumunun orospu çocuğu."

Tolga "ama alanımız daraldı an meselesidir bulmamız."

Mehmet "bulduktan sonra derisini yüzüp kendisine yedireceğim"

Bir anlık sessizlikten sonra Mehmet konuştu yine. "Kantine iniyoruz."

Gözde "siz gidin."

Melis "biz buradayız."

Mehmet "iniyoruz dedim."

Mustafa bey çalan telefonu ile arabasında hızla doğrulurken arayana bakmıştı.

Cem "aç çabuk baba."

Mustafa bey açıp kulağına dayarken elleri titriyordu. "Alo?" Kim olduğunu deli gibi merak eden Cem tetikteydi.

Karşı taraf ilk bir ses vermezken en sonunda konuştu. "Mustafa Filiz."

Duyduğu ses ile kaşları çatıldı. "Erkam!" İsmi ağzından iğrenir gibi çıkmıştı. Erkam ismini duyan Cem hemen telefonu aldı ve kulağına dayadı. O sırada Özkan ile iletişime geçmişti telefon sinyalini bulması için. "Ulan şerefsiz!"

DELİKODU| Tatilden Sonra (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin