Birlikte kahvaltı yapmaya başladık. "Savaş sen hani kimseyi istemiyordun?" dedim. "Araba alacaksa olsun. Yoksa istemiyorum." dedi Savaş. Güldüm. Ömer kafasına vurdu. "Salak olacam bu kafama vurmalarından." dedi Savaş. "Sen yokken Ömere vuruyorlardı. Devir teslim." dedim. Suratını astı.

"Sohbetiniz bittiyse 20 dakika içinde spor salonuna marş marş." dedi Yiğit. "Nerden çıktı?" dedi Okan. "Dünkü olay için kesin." dedi Ayaz. "Ömer tek yapsın." dedi Savaş. "Bozkurt Timi! 10 dakika kaldı. Geç kalan 10 tur fazla koşar ona göre." dedi ve çıktı Yiğit. Hepsi bana döndü. "Bi lafına düşüyor adam hadi sen yaparsın. Bizi kurtar." dedi Ayaz. "O iş bende." dedim ve çıktım.

Şu an spor salonundayiz. Ben yaralı olduğum için oturuyorum. Onlarda koşuyordu. "Yüzbaşım yazık ya. Bu kadar yeter." dedim. "Acıma yok. Ömer kaçamak yapma." dedi Yiğit. Yok böyle olmuyor. "Yiğit kolum." dedim. "Ne oldu?" dedi Yiğit. Diğerleri de bana doğru geldi. "Acıdı." dedim. "Revire gidelim mi?" dedi. Evet anlamında başımı salladım. Ayağa kalkıp yürümeye başladık. Arkamı dönüp bizimkilere göz kırptım. Özür dilerim sevgilim.

Düğün Haftası

Öykü'nün eşyalarını topluyorduk. Yeni evine götürmek için. Üç gün sonra düğünü vardı. Bütün eşyaları tamamdı. Sadece buradaki küçük eşyaları kalmıştı. Moralim çok bozuktu. Evlenip yuva kurması beni çok mutlu ediyordu ama bi yandanda yanımdan gitmesi beni üzüyordu. Akşam da Maraşa gidecekti.

"Umay büzme o dudaklarını. Zaten ağlayacak durumdayım. Sen de böyle yaparsan ben kendimi düşünemiyorum." dedi Öykü. "Ya iki sokak ötede zaten. Canımız sıkılırsa gideriz." dedi Defne. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Hepsi benim için başkaydı ama Öykü çok farklıydı. "Özlerim ben seni." dedim ve Öyküye sarıldım. O da ağlamaya başladı. Biz aglayinca Defne ve Asel de ağladı.

"Yeter ama sulugöz yaptınız bizi." dedi Asel. Öykü koluma vurdu. "Ağlatma ya daha." dedi. "Bak gecenin ortasında da gelirim ona göre." dedim. "İstediğin zaman gel." dedi Öykü. "İlk gece de gelsin mi?" dedi Defne. Öykü morarmıştı. Kahkaha attık. "Korkma kız gelmem." dedim.

Beyler yeni evdeydiler. Bizde buradaki tüm eşyaları aldık. Aşağı indirdik. Öykü de son kez eve bakıp çıktı. Bavulları bagaja koyup bindik. Evleri yakındı yürüyerek yarım saat. Arabayla 5 dakika falandı. Arabayı park ettikten sonra indik. Evleri çok güzeldi. Apartman dairesiydi ve dublexti.

Okan ve Ayaz gelip eşyaları aldılar. Yukarı çıktık. Normalde hep konuşan ben, Öykü, Asel ve Defne bugün hiç birimizden ses çıkmıyordu. Dokunsalar ağlayacaktım. Çocuğunu evlendiren anne gibiydim.

"Güzelim neyin var?" dedi Yiğit. "Hiç." dedim. "Yapmayın böyle. Burası da sizin eviniz. İstediğiniz zaman gelirsiniz." dedi Okan. Yiğite sarılıp yine ağladım. Anlaşılan bi kaç ay böyle ağlayacaktım. "Lan şimdi bende ağlayacam." dedi Ömer. "Sen niye ağlıyorsun?" dedi Savaş. "10 yıllık ev arkadaşım yuvadan uçuyor." dedi Ömer. Kafasını Defneye dayayıp yüzünü kapattı. Defne de kollarıyla sardı onu.

Evi baştan aşağı düzeltmiştik. Okan Öyküyü havaalanına götürdü. Biz de Yarın gidecektik. Yarın akşam kına diğer günde düğün olacaktı. Hep birlikte Yiğit ve Ayaz'ın evine gittik. "Güzelim asma o suratını artık." dedi Yiğit. "Artık evde yemek yapacak kimse yok. Hem bazen geceleri uykum olmayınca Öyküyle beraber uyuyordum. Şimdi yalnızım." dedim. "Ben gelirim." dedi Yiğit. Bir de sırıtıyordu. Güldüm.

Biraz daha oturduktan sonra eve gittim. Çok boştu. Öykünün odasına gittim. Yatağı sadece kalmıştı. Yine gözlerim doldu. Kendi odama girip bavulumu hazırladım. Banyoya girip hızlıca bi duş aldım. Üzerime bir şeyler giydikten sonra kapı çaldı. Kapıyı açınca karşımda Yiğiti gördüm. "Ben geldim." dedi. "Hoşgeldin." dedim.

"Meyve aldım. Birlikte yeriz."

"Olur."

Yiğit salona geçerken bende meyveleri yıkayıp tabağa koydum ve salona geçtim. Yiğit'in yanına oturdum. Elimdeki tabağı alıp bacağıma uzandı. Sonra geri verdi. "Sıra bize geliyor değil mi?" dedi. "Galiba evet." dedim. "Biz de bir ay sonra evlenelim." dedi. "O çok ya bence bir hafta sonra olsun." dedim. "Bana uyar." dedi. Güldüm. Ağzına mandalina verdim. Parmağımı ısırdı. Ağzına vurdum. "Acıdı ya." dedim. Parmağımı öptü.

Televizyon izleyip meyvemizi yedik. "Kahve yapayım mı?" dedim. "İçerim." dedi. Mutfakta kahveyi yaparken seslendim.

"Kahven şekerli olsun mu sevgilim?"

"Karşımda sen varken ayıp olur."

Bi elimde cezve diğer elimde kahveyle kaldım. Yanıma gelip sarıldı. "Bu aralar fazla mı romantiğiz." dedim. "Sende donup kalıyorsun her seferinde." dedi. Ona dönüp kollarımla boynunu doladım. "Güzelim!" dedi. "Efendim." dedim. "Kahve?" dedi. "Ne olmuş kahveye?" dedim. "Taştı." dedi. Hızlıca arkamı döndüm. "Yiğit ya dikkatimi dağıttın bak kahve taştı." dedim. "Sen daldın ama benim ne suçum var." dedi. Ocağı kapatıp geri ona dondüm. Çenesini öptüm. "Yerim seni." dedim. Güldü.

Kahvemizi içtikten sonra etrafi toplayıp oturduk. "Saatte geç oldu. Ben eve gitmiyeyim artık." dedi. 10 dakika boyunca güldüm. "Aynen gitme kaçırırlar falan." dedim. Burnumu çekti. "Hadi artık uyuyalım." dedim.

Bendeki kıuafetlerinden giydi. Bende ona salonda yer yaptım. "Ama benim hayallerim vardı." dedi. "Yapacak bir şey yok sevgilim." dedim. Onu yatağina yatırıp üzerini örttüm. Başındanda öpüp odama gittim. Gözlerimi kapattım. Hemen uykuya daldım.

🌈🌈

Sabah karşımda Yiğit'in gözleriyle uyandım. "Ne ara geldin?" dedim. "Yarım saat oldu?" dedi. Kollarımı biraz daha sardım. Başımdan öptü. "Hadi kalk hazırlanıp yola çıkacaz daha." dedim. "Böyle iyiydi." dedi. Yanağını öpüp ayaklandım.

Yiğit evine gitti bende o sırada hazırlanıp yukarı çıktım. Onlarda hazırlanmıştı birlikte kahvaltımızı yaptık. Bavulları alıp aşağı indik. Okan ve Savaş bizim arabaya bindi. Ömer, Defne, Asel ve Ayaz da diğer arabadaydı. Oraya vardıktan bir saat sonra kına başlayacaktı. Kalmak için yine aynı evi tutmuştuk.

Ben, Asel ve Defne kına için aynı elbiseyi almıştık. Beyazdı. Nedime olduğumuz belli olmalıydı.

Eve gelince hepimiz indik. "Hazırlanmak için 45 dakikamız var. Elinizden geldiğince hızlı olun." dedim. "Emredersiniz komutanım." dedi hepsi bi ağızdan. Sırıttım. Eve girip odalaramıza çıktık. Elbisemi giyip saçlarımı yapmaya başladım. Düğün için beraber Öykü ile kuaföre gidecektik. Topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra aşağıdan bağırış sesleri geldi. Odamdan çıkıp aşağı indim.

Okan'ın annesinin burada ne işi vardı?

_______________________________

Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hoşçakalın❣

🐺🤞💞

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin