23

6.7K 745 100
                                    

Merdivenlerde dikilen diğer arkadaşlarımıza eliyle işaret yaparak gelmemelerini söyledi. Belimdeki kolunu asla çekmeden beni odaya sokarken göz yaşlarım durmuştu. Yüzüm yıkandığı için üşürken Taehyung yorganı açtı ve yatağa oturup sırtını başlığa yasladı. Bacaklarını dümdüz uzatırken kolumdan kendine çekti. Kucağına yan bir şekilde güçsüzce otururken burnumu çektim. Elleri belimi bulup beni tam kasıklarının üzerine oturttu. Normalde olsa bu aramızda önlenemez bir cinsel gerilime sebep olurdu. Ancak şuan öyle bir sorunumuz yoktu.

Üzerimize yorganı örterken bacaklarımı kendime çekip kucağında küçüldüm.

Bir eli sırtımda diğer eli saçlarımdaydı. Kafam omzunda öylece duruyor yeri izliyordum. Gözlerim acıyordu.

"Jungkook..."

Ses tonu gerçekten yatıştırıcıydı. Neden hala yanımdaydı neden bana bu kadar ılımlı yaklaşıyordu bilmiyordum ancak bu yüzden kendimi kötü hissetmekten alıkoyamıyordum. Üzerinden iğrenç bir şekilde iddiaya girmiştim. Berbat bir insandım. Tam da o insanların dediği gibi iğrenç biriydim. Hem de bu düşüncelerimi böylesine güzel birinin üzerinde düşünmem yüzünden bu yaşadıklarım az bile olabilirdi.

"Geçecek. Bu kadar kafana takmana gerek yok. İnsanlar konuşurlar ve susarlar. Hep böyledir. Gerçeği biliyoruz. İstersen bunu açıklayabiliriz bile. İnsanların düşüncelerinin nasıl değiştiğini göreceksin. Onlar her zaman konuşmak için yer ararlar."

Dediği şeylerden çok ses tonunun yumuşaklığının etkisindeydim. Elleri saçlarımın tutamlarını hafif hafif çekiyor arada masaj saç diplerime yapıyordu.

Öylece parkeye dalmıştım. Gözlerimi bile acımadıkça kırpmıyordum. Nefes alışverişlerim sakindi.

"Yoon Ho olayı da ortaya çıktı. Okuldakiler gerçeği bildiği için beni o çocuğu dövdüğüm için linclemeseler dahi bu olay yüzünden tüm bakışları değişecek."

"Hiç kimseyi umursamak zorunda değilsin. Kendi yoluna bakabilirsin. Yanındayım. Yanındayız. Yemin ederim yalnız değilsin. Sana bunu nasıl kanıtlayabilirim, ne yapmam gerekiyor bilmiyorum ama gerçekten yanındayız. Herkes aşağıda senin için duruyor. Sadece senin için. Ne Namjoon sevgilisi için geldi ne de Yoongi. Senin için oradalar. Herkes iyi olmanı istiyor."

Yalnız değildim. Bunu anlatmak için kendini yormasına bile gerek yoktu. Hissediyordum. Gerçekten yanımda olduğunu, yanımda olduklarını hissediyordum. Ben hayatımın en zor anını onlarla birlikte geçiriyordum. Unutmam ne mümkündü. Şerefsiz olabilirdim belki. Yine de bu kadar değildim işte.

Saçlarımdaki elini yorulduğundan olsa gerek kucağıma bıraktı. Defalarca kez tereddüt etsem dahi en sounda hamle yaparak elini soğuk ellerimin arasına aldım. Parmaklarımı parmaklarından geçirdim.

Güzeldi. O her şeyiyle güzeldi. Her bir parçası özenle yaratılmıştı. Tanrının varlığının kanıtıydı adeta. Çünkü böyle bir varlığın bilimin açıklamaya çalıştığı yaratılışla bir ilgisi olamazdı. O güzeldi. Çok güzeldi.

"Güzelsin Taehyung." Dedim pürüzlü sesimle.

Düzenli bir şekilde inip kalkan göğsü öylece kalırken bu beni gülümsetti.

"Gerçekten güzelsin. Seni gördüğüm ilk andan beri düşündüğüm şeylerden biri bu. Koridordan her geçişinde... farklı değilim. Diğer insanların üzerinde nasıl etki bırakıyorsan benim üzerimde de aynı etkiyi bırakıyorsun. Güzelsin ve etkileniyorum. Biraz da şanslıyım sanırım. Bunu da zor hayatımın bir sunumu olarak görüyorum."

Sesim yüksek değildi. Normalden biraz daha kısıktı.

"Senden güzel olduğumu duymak yine de daha çok anlamlı ifade etti şuan." Dedi.

Aphrodite ~TaekookWhere stories live. Discover now