13

7.3K 699 303
                                    

Kırmızı gözlerimde ve yanağımda gözlerimi gezdirdim. Sabah saat 8'di. Okula gitmeyecektim. Çünkü bok gibiydim. Göz altlarım uykusuzluktan morarmıştı. Gerçekten berbattım.

Masanın üzerindeki kreme uzanıp yavaşça yanağıma dairesel hareketlerle sürdüm. Acısını hissetmiyordum bile. Belki de gerçekten acımıyordu.

Yoon Ho'ya da gidemezdim. Şuan çok çirkindim. Ona yarın okuldan sonra sürpriz yapabilirdim. Eminim ki beni etekle görünce şaşıracaktı.

Kim Taehyung

Sorunlardan kaçmak pek Jungkook'a göre bir şey değildi. Bugün okula gelmemesinin sebebi eminim ki evde yaşadığı bir sorun yüzündendi. Ki Sun Hee'yi incelediğimde de bundan emin olmuş sayılırdım. Gerçi yüzü o günden  beri asıktı. Jungkook'u kırmıştı. Jungkook'u ben de kırmıştım.

Ona basit olduğunu söylemem tamamen onun bana karşı söylediği şeylere karşı bir cevaptı. Aynı onun beni kırdığı gibi ben de onu kırmak istemiştim. Başarılı da olmuştum. Yüzündeki gülümsemeden bile anlaşılıyordu.

Bu hayatta belki de tek normal hatta umursamayan kişiyi kaybetmiştim. Herkes üzerime düşüyordu. Görmezden gelemiyorlardı. Oysa benim doğru düzgün yüzüme bile bakmamıştı. Saçlarımı kırmızıya boyatmış olmama rağmen bunu umursamamıştı.

Beni herkes gibi hissettirdiği için, beni farklılaştırmadığı için mutluydum. Kısa sürmüştü. O da beni herkes gibi özel biri olarak görüyordu. Afrodit. Gerçekten herkesten farksız olarak beni tanrı olarak görüyordu. Rahatsızdım.

Beni kullandığını ima ettiğinde sinirlenmiştim. Nedeniyse gururuma yedirememiş olmamdı. Çünkü ne kadar istemesem ve sevmesem dahi benim bile kabullenmiş olduğum bir şey Afrodit olduğumdu. Bana bu kadar basit ve küçümseyici bir muamele yapmış olmasına dayanamamıştım.

Kırılmıştım da. Ben onu düşünüyorken onun bana böyle davranması katlanamadığım bir şeydi. Ona olan bu hislerim sevgi miydi, yoksa basit bir hoşlantı mıydı emin değildim. Ancak şuan karşımdaki sandalyenin boş olmasına rağmen ve benim tüm bu konuşmadan soyutlanarak onu düşünüyor olmamın pek bir açıklaması yoktu sanırım.

Onu görmek, kollarımı beline yeniden dolamak, dudaklarına dudaklarımı yeniden bastırmak istiyordum. Bedenini kucağıma alarak ağzını yeniden keşfetmek pürüzlü dilini dilimin üzerinde yeniden hissetmek istiyordum.

Jeon Jungkook Afrodit'i bile baştan çıkarabilecek kadar güzeldi.

...

Okula erkenden gelmiştim. Jungkook'un bugün okula geleceğine neredeyse emindim. Okula giriş yaptığında onu görmem gerekiyordu. Etek giymesini aslında istemiyordum. Ancak ona aksini söyleyemezdim. Bunun için yüzüm ve nedenim yoktu. Onun da giymeyeceğini umut ederek yüzünü görmek için oturuyordum şuan kantinde Yoongiyle birlikte.

Dakikalar geçti o gelmedi. Neredeyse tüm okul gelmişti. Ama gelecekti. Bugün gelmemesi için hiç bir neden yoktu. Hemde eteğiyle girecekti o kapıdan. Onun zararına olan durumu kendi istediği yöne çekecek ve tüm bakışların onun üzerinde olmasını sağlayacaktı. Onun bu yönünü Sun Hee'nin anlatımıyla tamamen kavramıştım.

Sonrasında gerçekten okula giriş yaptı. Dersin başlamasına 15 dakika vardı.

Nefesimin kesildiğini hissederken beyaz bacaklarının böylesine bir kez daha görmeyi istemiştim ama böyle bir ortamda değil. Çünkü yanımdaki arkadaşlarım bile ağız dolusu küfür ediyordu bu görüntüye karşı.

İncecik beline tam oturmuş beyaz etekle o kadar kendinden emin yürüyordu ki sanki her gün okula etekle geliyormuş gibi bir hali vardı.

Yemin ederim tüm herkes ona bakıyordu. Hem de herkes. Üzerinde kızların giydiği beyaz okul forması vardı. Bir okul forması birisinin üzerinde ancak bu kadar kusursuz durabilirdi.

Aphrodite ~TaekookWhere stories live. Discover now