3

11.2K 995 388
                                    

Jimin'le birlikte adeta herkesin etrafımızda döndüğü genelde liselilerin ve üniversitelelerin bulunduğu bara giriş yaptık.

Sakindim. Rahattım.

Jimin'le birlikte boş bir masaya oturduğumuzda anında gelen garsonla birlikte istediğimiz şeyleri söylemiştik.

Hayatımdan kimsenin haberi yoktu. Yemin ederim kimsenin. Hayatımın tamamını bilen bir ben bir de nedense sürekli yakalandığım Jihoon'un haberi vardı. Onunla tehditleriyle uğraşmak sorunda kalıyordum arada.

Mesela yanımdaki en yakın arkadaşım dediğim insanın benim hakkımda bildiği şeyler ortalama derslerim olduğu, oldukça iyi basketbol oynadığım, sesimin ve dansımın iyi olduğundan ileride değildi bildikleri. Ah bir de oldukça nazik (!) bir annem olduğunu biliyordu.

Gerçekler başkaydı. Bir şirkette stajyerdim, kendimden 12 yaş büyük biriyle çıkıyordum ve lanet aile sorunlarım vardı. Klasik miydi pek bir fikrim yoktu ancak bir liseliydim işte.

Ailemden görmediğim ilgiyi sürekli dışarıda aramıştım. Övgülere bayılan biriydim. Bunu okuldakilerden bolca alıyordum. Ancak Taehyung bir tanrı olarak koridorun ucunda göründüğünde bile tüm gözler ona dönüyor ve benim deli olmama neden oluyordu.

Onun dışında sürekli yanımda olmaya çalışan Yoongi ve Seokjin Hyung vardı. Onlar hem abi hem arkadaştı. Jimin daha çok arkadaşlık görevini üstleniyordu. Taehyung'un yakın olma çabalarını görmezden gelerek onu yok saymaya hep devam etmiştim. Doğru düzgün konuşmamıza izin vermemiştim bile.

Bu arada derslerim ortalama falan değildi. Yemin ederim sınavlardaki her soruyu yapabiliyordum. Ancak bilerek yanlış işaretliyor ve sıralamamı düşürüyordum. Babamla nasıl başa çıkabileceğimi bilecek kadar zekiydim. Eğer okul birincisi olursam beni stajyerlikten alır ve direk olarak doktor yapmaya çalışırdı. Hayır hayır önce hayalim gerçekleştirmek istiyordum. Basaramazsam sınava girecek ve tıp okucayacaktım. Hayatım yedek planlarla doluydu. Sarpa sarmamasına düzenimin bozulmamasına özel bir çaba sarfediyordum.

Ah birde ailemin yapmadığını yaparak beni koruyup kollayan, okuldaki tüm öğrencilerden ve arkadaşım dediğim insanlarda bile bulamadığım sevgiyi, ilgiyi, şefkati... istediğimden bile fazlasını veren benden 12 yaş büyük Baek Yoon Ho adında bir sevgilim vardı.

Mutlu muydum bilmiyordum. Öyleydim herhalde.

Jimin'le içerken onu sakince dinliyordum. Yoongi'yi ne kadar sevdiğinden bahsediyordu. Aralarındaki şeyi bir tik daha ileri taşımamak onu üzüyormuş. Ancak Yoongi yanında olduğu sürece hiç biri sikinde bile değilmiş.

Yoongi'yi gerçekten sevip sevmediğine pek emin değildim aslında. Çünkü ikimizde hafif çakırkeyifken dans etmek için çıkarmıştı ve kolları arasına hızla bir kızı almıştı.

Kendimi şarkının ritmine bırakarak dans ederken sık gelip gidişimizden dolayı popüler sayılırdık.

Ancak Jimin aniden beni durduğunda ürkek gözlerine bana dikmişti. Tek kaşımı kaldırarak sorunun ne olduğunu sorduğumu belirttim.

Ne sikik bir cümleydi.

"Onlar burda. Ben farketmedim. Yoongi beni affetmeyecek." Dedi.

Gözlerini hafifçe kaydırdığı yere baktım. Oradalardı ve gözlerini öylece dikmiş bize bakıyorlardı.

"Madem her şey bok oldu. O zaman biraz daha dağıtalım. O kadar dağıtalım ki sorunların pürüzlülüğü bize bir pürüzsüzlük oluşturana kadar devam edelim." Dedim.

Yemin ederim bu sikik bir hayat felsefeseydi ve bu tarz cümlelerle anlamlı göründüğüne emindim. Havalı falan değildi. Yalnızca daha da boka batacaktık. Bu kadardı.

Kenardan aldığım içkiyi dolgun dudaklarına götürdüm. Suymusçasına rahatca içerken güldüm. Deli gibi alkoliktik.

Ardından o gece sanki onlar yokmuş gibi dans etmeye devam ettik. Sonrasında Jimin aniden kolumdan tutup sürüklediği masaya baktım.

"Jimin bu kadarı fazla." Dedim toz uyuşturucalara bakarken.

"İlk defa almıyoruz. Ayrıca senin felsefeni uyguluyorum." Dedi ve göz kırptı.

O tam eğilip çekecekken aniden kolumdan çekilmesiyle sendeledi. Onu çeken Yoongi Hyunga baktım. Sinirliydi. Oldukça sinirliydi.

"Sen ne sikim yapıyorsun?" Diye bağırdı. Öyleki sesi bu yüksek seste benim bile kulaklarıma ulaşmıştı.

"Siz ikiniz kesinlikle bir daha yalniz kalmıyorsunuz. Taehyung sen Jungkook'la ilgilen. Ben Seokjin'i eve bırakacağım." Dedi Namjoon Hyung.

Beni tamamen olmasa da bir tik nefret ettiğim kişiye öylece bırakması sinirimi bozarken Taehyung'un eli bileğimi buldu bu izinle.

Anında beni çekiştirerek dışarı çıkartırken elimi çeksem ondan kurtulabilir miydim emin değildim. Yine de bir itiraz da bulunmadan peşinden ilerledim. Geniş omuzlarını saran ceketi ve sırtı bile tapılası duruyordu. Sanırım tanrı denilen adamın benimle ilgilenmek için götürüşü hoşuma gitmişti.

Bizi dışarı çıkardıktan sonra beklemediğim bir şey yaptı. Omuzlarımdan tutup nazikçe duvara yasladı.

"Jungkook sorunların var anlıyorum. Jihoon'la ilgili muhtemelen. Ancak kendini bu kadar dağıtmana ve özellikle Yoongi Hyung'la Jimin'in arasını bozacak şekilde Jimin'i gazlamana gerek yok tamam mı? Anlat ve birlikte çözelim."

Elleri hala omuzlarımda oldukça nazik bir şekilde konuşuyorken alayla güldüm ve ellerini omuzlarımdan iterek karşısına dikildim. Bedenim onun yanında bir tık zayıf kalıyordu ancak bu egomun ve kibrimin büyüklüğünün yanında hiç bir şeydi.

"Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma Kim. Özellikle bunlar benim meselelerimse. Kendi işine bak ve mecbur olmadığımız durumlar dışında yüzüme bakma cüretini bile gösterme." Dedim.

Yüzünde hafif bir şaşkınlık sezerken yüzünü ifadesizliğe büründürdü. Biz bu saatten sonra birbirimize tamamen poker yüzümüzle bakacaktık ve bunu öyle iyi yapacaktık ki birbirimizi yıpratmaktan daha ileri gidip gidemeyeceğini kestiremediğim bir yoldu.

_________________________________________

Düşündükleriniz ve hissettikleriniz, yüzünüzle, bedeninizle ve sesinizle dış dünyaya yansır. Poker face, düşüncelerin ve duyguların dış dünyada algılanmaması için bilinçli olarak yönetilmesi demektir.

Selam. Jungkook'un iç dünyasını hemen hemene öğrendik sayılır. Sonrasında duygularını yavaş yavaş size işlemeye çalışacağım. Umarım bunu başarabilirim. Taehyung'un ağzından bölümler olacak. Kendi hayatını anlattığı ve Jungkook'un psikolojik sorunlarıyla ilgili tespitler yaptığı düşüncelerinden oluştuğu bölümler olur.

Taehyung'un hayatını pek tasarlayamadım açıkçası. Jungkook'a biraz daha ağırlık verdim. Ancak ilerki bölümlerde her şey yavaş yavaş oturur diye umuyorum.

Aphrodite ~TaekookWhere stories live. Discover now